Bir elektrik direğinin anlattıkları

GAZETELERDE okumuş ya da televizyonlarda izlemişsinizdir. Düzce'de deprem sonrası yapılan tek katlı konutlardan satın alan Nazmiye Tahtacıoğlu isimli vatandaşın evinin orta yerinde sütun zannettiği şeyin aslında elektrik direği olduğunu öğrendiğinde yaşadığı şaşkınlık ve korkunun daha sonra devlet destekli “Kaşıma ceza yersin”e nasıl
dönüştüğü gerçeğini. Bu garabeti duyurmadığı yer kalmamış Nazmiye Taşçıoğlu'nun ama sonuç yok. Yağmurlu günlerde ve gecelerde özellikle sütundan gelen gürültüler yüzünden "Uyku haram oldu bize" diyor. İşin daha da garibi,evi satın aldığı eski sahibi de durumu biliyormuş.

Bu tirajı komik durum, yüz seçim geçse bile bu ülkede çok bir şeyin değişmeyeceğinin kanıtı sanki. Başka bir deyişle iktidarı ele geçirenlerin sorun çözmek yerine haksız zenginleşmelerinin neden “hırsızlık” sayılmadığının küçük bir göstergesi değil mi? Ne elektrik şirketi üstüne alıyor ne de evi yapanlar aranıp cezalandırılıyor. Çünkü o elektrik direği, bu kadar somut olmasa da, milletimizin bir yerlerinde öylesine yer etmiş ki, sıradan bir vaka sayılıyor.

Cumhurbaşkanı ve yardımcısının “Asgari ücret 1500 lira olabilir mi?” diye sorduğu meydanlarda asgari ücretlilerin “Olmazzz” diye bağırmaları bu yüzden şaşırtmıyor beni. Eğitimde “Fatih Projesi” diye adlandırılan ve günlerce reklamı yapılan yandaş zengin eden girişim ne alemde? “Alınan tabletler neden öğrencilerin elinde patladı?” diye sorulmuyorsa aynı direğin alışkanlığından.Bu yüzden 17-25 Aralık’ta ortaya çıkan ve dünya tarihine geçen yolsuzluk karşısında “Öncekiler de çalıyordu!” savunması. “Milletin....... na koyacağız” diyerek dediğini yapan şirket sahibinin nükleer santral yapımını alması, daha da öte 2008’de 421 milyon liralık vergi borcunun silinmesinin yoksul kitlelerce bile normal karşılanması hep o direğin verdiği dirençten. Yalan ve riya genlerine işlemişse bir toplumun, ne kadar seçim yaparsanız yapın, sonuç değişmez. İnsanlar değişir, partilerin ismi değişir o kadar. Üretme değil “verme” üzerine kurulmuş bir ekonomi de “rüşvet” kurumlaşmış demektir.Gelecek değil, “gün kurtarma” esastır.

Düzce’de evin içinde saklanmış elektrik direği, bir simgedir sadece. Öyle gözle görülmese de her evde o direk var aslında. Elimizde son model telefonlarla çağdaş dünyayla entegre olma saflığı sürerken 14. yy’da kalmış “elde Kuranlı” propagandalara aldanıyorsak hala, bu o evdeki direğin suçu hep.

Önceki ve Sonraki Yazılar