Bir gün başka döner dünya

Bir karanlık, bir belirsizlik, bir şaşkınlık içindeyiz.
Yüzümüz gülmüyor.
Gencecik bedenlerin, taptaze gülüşlerin payına ölüm düşüyor.
Kör şiddet dolduruyor günlerimizi.
Bir acımız geçmeden bir diğeri, yara yara üstüne…
Şiddet yanlıları, zavallılıklarını şiddet uygulayarak gösteriyorlar.
Hedef gözetmiyor karanlık satıcıları.
Hem terörle başımız belada, hem vatandaşına galip gelme; bunu, onu sindirerek başarma derdine düşen muktedirlerle…
Cumhuriyetle birlikte yüzümüz aydınlığa, demokratikleşmeye, batılılaşmaya dönmüşken, bu süreç tamamlanmadan yeniden Ortadoğu ülkesi olmaya, şiddetle iç içe yaşamaya zorlanıyoruz.
Bu kader mi?
Gencecik insanları ölümü, bu belirsizlik, bu kaos ortamı kader mi?
Yoksa birileri bu ortamı ihanet için müthiş bir gerekçe olarak mı kullanıyor?
Pek çok soru havada.
İstikrar sağlamak bahanesiyle 7 Haziran seçimlerini iptal eden Saray ve ekibi, ülkede tam da istikrarsızlığın nedeni.
37 insan ölmüş, hastaneler yaralı dolu, Sultan diyor ki “endişeye mahal yok!”
Bu ülke Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle herkese yeter oysa.
Yıldızlı bir gecede hep beraber şarkı söyleyebiliriz  pek ala.
Yaralarımızın üstesinden gelmemiz, birbirimizin yaralarında iyileşmemiz mümkün.
Ama bunu istemiyorlar…İstemeyenler var bunu.
Bunu istemeyenler suların başını tutanlar.
Hırsızlıklarını, arsızlıklarını, korkunç planlarını şiddet yoluyla gizleyenler.
Şiddet yanlıları birbirinin karşıtı gibi gözükse de çıkarları uyuşuyorsa birlikte şiddet ortamı yaratıp, ortalığı kan gölüne çevirebiliyorlar ne yazık ki.
Ülkemizde olan bu.
Birarada yaşam şansı, birlikte bu ülkeyi daha güzel yarınlara taşıma umudu birilerini korkutuyor.
Bu yüzden toplumun üstünde sürekli ölüm sosu gezdiriliyor.
Şiddet yanlıları aralarında anlaşmış, açık açık halka diyorlar ki “bu çemberden, bu ateş çemberinden çıkış yok, kurtuluş yok!”
Oradoğu ülkesi olmamızı isteyenler hem iktidarda, hem onların karşısında. Birbirlerine koltuk değneği oluyorlar.
Çıkarları bunda çünkü.
“Terörle yaşamaya alışmalıyız” diyor, halkın can güvenliğini korumakla en yetkili ağızlar.
Böyle gider mi?
İnkar üstünden, yok sayma üstünden istikrar sağlanır mı?
Demokratikleşme göz ardı edilerek çözüm düşünülebilir mi?
Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşılarak güvenli yarınlara gidilebilir mi?
Hiç sanmam!
Ben yine de bir gün başka döneceğini düşünüyorum dünyanın.
İnsanın ve hayatın kazanacağını düşünüyorum.
Bunu mümkün kılacak olanın da bu ülkenin insanlarının elinde olduğunu düşünüyorum.
Şiddetin olmadığı bir dünya istiyorum.
Şiddete başvuranların hepsinden tiksiniyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar