Süleyman Karan

Süleyman Karan

Bir müptezel değil ki müptezeller sürüsü...

Cenazede “Nasıl bilirdiniz?” sorusu pek çok kişiyi günaha sokan bir soru değil de nedir, eğer ki içten cevap vermeyip yalan söylüyorsa cemaat... Söz gelimi, bir dolandırıcının, bir katilin, bir tecavüzcünün, bir ahlaksızın cenazesinde “İyi bilirdik” diye cevap verenler, cami avlusunda yalan söylediğinde, bu İslam’a göre günah değil midir? Bence günahtır. Tabii bu o cenazeye gidip, buna cevap verenlerin meselesi, beni ilgilendirmez.

Şarlatanın şekilsizi
Bu ülkede, AKP iktidara geldiğinden bu yana iktidarın çanağından çöplenen şarlatan sayısı, tüm zamanların rekorunu kırdı. Hemen belirtelim, böyle tipler Süleyman Demirel’in, Turgut Özal’ın, Tansu Çiller’in iktidarlarında da semirmişti ama bu kadar çok mülevves ve müptezel artık sürüsüne bereket!
Baştan sona zırva, görüntüsüyle bile tiksindiren, ağzı bozuk, goygoycu, yalancı, yancı bir şey olarak 86 yıl yaşamış olması bile ayıptır doğal seçilime ama işte zaten evrim de ağır ilerleyen ve arada hatalar zinciri oluşturan bir süreçtir. Bu sebeple bunlardan sıklıkla görmeye devam edeceğiz. Bu iktidar olduğu sürece çokça, bu iktidar gittikten sonra da arada sırada... Zira müptezelin ve ayakçının her rengi vardır bu ülkede...

Cehaletten çöplenenler
Cehalet ve ahlaksızlığın kol gezdiği dönemlerde çıkar bunlar ortaya, bir kuluçka makinesi gibi yoz iktidarlar böylelerini çürük yumurtadan çıkartır. Zira böylesi şeyler, yozluğu perdelemek ve çirkefi örtmek için çok kullanışlıdır. Öyle çirkeflikler, öyle hakaretler ederler ki, milleti zıvanadan çıkartıp, asıl olup biten rezalete odaklanmalarını engellerler. Diyelim ki dolar olmuş 6 TL, biz beş para etmezle uğraşır dururuz. Şu an benim de yaptığım gibi...
Bir önemli özellikleri daha vardır bunların, ki bugün akademide bu müptezelden daha müptezelleri cirit atar durur, sınırsız saçmalarlar. Baştan sona yalandan bilim, yalandan tarih, yalandan ekonomi yorumları yaparlar. Bunları yine beş para etmez kanalların beş para etmez haber programlarının beş para etmez moderatörleri de insan diye, ilim irfan sahibi diye çıkartır ekrana, çanak sorularla milleti zehirlemeye çalışır.

Bunların görevi her fırsatta lağım ağızlarından pislik yumurtlamaktır. Böyle bir alıcı kitlesi de vardır, okumayan sadece böyle meczupları dinleyip, mahalle kahvelerinde bu pislikleri tekrar yumurtlayan... İşte böyle yayılır mikrop...

Kökü dışarıda bir kukla
“Vasiyetimdir. Atatürk’e zerre muhabbeti olan cenazeme gelmesin”, “10 Kasım’da saat 9’u beş gece kenefe gidin”, “Keşke Yunan galip gelseydi” diye sayıklar ağzını köpürterek, iktidar da gizliden gizliden, bazen alenen bunun sırtını pışpışlar.

Kökeni belli olmayan bir tip de değildir bu... Almanya’da kurulmuş bir rezil örgütün elebaşının arkasındaki isimlerdendir. Belki hatırlayanınız çıkar, bastı bacak şekilsiz Cemalettin Kaplan denen provokatörün doğuşunda bunun dahli de vardır.

Cemalettin Kaplan, konuşmalarında sık sık Dr. Rıza Nur’un anılarından söz eder ve bu anıların ‘Allah tarafından kendisine gönderildiğini söyler ya, Rıza Nur’u bu şekilsize öğreten de budur. Suud parasıyla, Avrupa istihbarat teşkilatlarının planlamasıyla bela olan bu örgüt de, bu şey de bu ülkeyi yok etme planının bir parçasıdır.
Tarihçi değildir, aslında hiçbir şey değildir. Dolandırıcı olduğu bilinir, bir de meczuba yattığı hepsi o... Kim midir? Adam değildir ki ismini zikredelim. Artık yok, ama daha müptezelleri hep olacak.
Gelelim soruya... Nasıl mı bilirdik? Külliyen tiksinirdik!

Önceki ve Sonraki Yazılar