Asıl 'Manidar' olan bu zihniyettir!..

CHP’li bir heyetin Suriye’ye giderek üç aydır tutsak muamelesi gören gazeteci Cüneyt Ünal’ı sağ salim teslim alması AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik'ten tepki gördü. Nitekim Sayın Çelik bu davranışı “Manidar” bulduğunu açıkladı. Neresini “Manidar” bulduğunu pek anlayamadım. Herhalde “Bakın şu CHP’liler Esad’la kankalar. Aralarından su sızmıyor. Bakın nasıl kolaylıkla alıvermişler” ya da “CHP Esad’la işbirliği içinde” demeye getiriyor herhalde. CHP’lileri bir “Esad’ın ajanı” ilan etmediği kalmış. Pes doğrusu!

Ne olacaktı yani? Bıraksalardı Cüneyt Ünal orada daha da  sürünse miydi? Ellerinde böyle bir imkân varsa niye kullanmasınlar? Siz ABD talimatları gereği, “Demokrasi havarisi”  ayaklarında Esad’la kavgalısınız diye herkes de “Kavgalı” olmak zorunda mı? Aradaki gerilim düzeyi ne olursa olsun gidip zor durumdaki bir insanı kurtarmak niçin “Manidar” olsun? Yoksa CHP sizin yapamadığınız bir şeyi yaptı diye bir tür “Kıskançlık” duygusu mu bu?

Siz ve sizin görevlendirdiğiniz kişiler her gün Mehmetçiği, gencecik insanları katleden PKK ile görüşecek, Apo ile pazarlıklar yapacaksınız bu “Normal” olacak. Öte yandan CHP’liler gidip sonunda “Resmen” savaşta olmadığımız bir ülkeden bir vatandaşımızı kurtaracak ve bu “Anormal” olacak? Niçin? Sırf siz öyle diyorsunuz diye mi? Yoksa istenen bu gibi durumlarda tüm “İletişim kanalları” nın “Kapalı” kalması mı? Burada yarım ağız suçlamalarla neden “Manidar” bulduklarını da açıklasalar da bilelim. Öyle ortaya bir laf atıp çekilmek hiç hoş değil!

Nitekim CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da bu tutum karşısında hayretini gizleyememiş ki "Ne diyeceğiz şimdi? Bir insanın hayatını kurtarıyorsunuz. Suriye zindanlarından çıkarıyorsunuz. Bu bir gazeteci. Haber için oraya gitti. Eşi kurtarılmasını istiyor. Gazeteci dernekleri kurtarılmasını istiyor. Onlar geldiler rica ettiler. Dernekler, aileler ’Ne olursunuz çocuğumuzu kurtarın’ diye. Onlar da gittiler kurtardılar. Normalde ne olması lazım. Teşekkür etmeleri lazım. Hiçbir yurttaşımızın adı ne olursa olsun unvanı, rengi, kimliği ve inancı ne olursan olsun saçının teline zarar gelmesini istemeyiz. İster Suriye’de ister Amerika’da ister Çin’de eğer serbest bırakılacaksa ben 135 milletvekilimi dünyanın bütün ülkelerine gönderirim. Oradan benim insanımı kurtarın derim. Kendi insanımızı kurtarıyorum. Zindandan kurtarıyorum. Manidarmış. Neyin manidarıymış? Oturun kalkın CHP’ye teşekkür edin." şeklinde konuştu.

Sırf AKP’nin hoşuna gitmiyor diye Cüneyt Ünal daha ne kadar orada kalsaydı? Demek ki AKP sorunun çözümü için doğru düzgün hiçbir “Girişim”de bulunmamış ve bulunmaya da niyeti yokmuş. Hayatta bazı durumlar vardır. Hükümetler o esnada sürtüşmede oldukları için mecburen sivil kişi ya da kurumlar devreye girer. CHP de bu ülkenin bir siyasi kuruluşu değil mi? Ne iyi!.. Tereyağından kıl çeker gibi alıp gelmişler işte. Cüneyt Ünal’ın hangi suçlamayla ve ne hakla orada tutulduğunun ayrıntılarını bilmiyorum. Şu anda da umurumda değil. Önemli olan bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı ve meslektaşımızın bu azap verici koşullardan kurtarılmasıdır. Bunu kim yapmışsa yapmış, hiç önemli değil.

Bunu başaran milletvekillerimize ben de “Aferin” diyorum…

NOT: Doğal olarak Bashar Fehmi Kadumi'nin de akıbetini merak ediyor ve hayırlı bir haberle neticelenmesini bekliyoruz. 

Önceki ve Sonraki Yazılar