Bir topun peşinden koşarken düşmek…

Ülke yüksekten düşüp örselenmiş bir beden gibi. Dokunduğun yer acıyor. Kimi yaraların zamana ihtiyacı var kimisi ise bundan sonra bizimle beraber.
Toplumun geldiği hal de insan olanın ruhunu, vicdanını, etini, kemiğini acıtıyor. Kimsenin kimseyi sevmediği, saygının tamamen yittiği, insanlığın değerinin yerini unvanların, variyetin, güce yaranma kabiliyetinin aldığı bir yıkıntıda yaşam savaşı veriyoruz. Seçim dönemi de defolarımız daha net koyuyor ortaya. Öyle böyle çirkin değiliz.
Bunca yamukluğu görünce devenin sırtı dümdüz görünüyor insana. Yine de bir şekilde dayanmaya, yaptığımız şeyleri yapmaya, inandıklarımıza tutunmaya devam ediyoruz.
Bizimkisi yamuk değil ama yuvarlak. Bir topun peşinde koşmasak da koşmaktan beter yoruluyoruz birkaç yıldır. Taraftarlık her daim sıkıntılı mevzu... Ama gel gelelim o uğursuz 2011’den beri meşin yuvarlak bayır aşağı yuvarlanır oldu. Biz yakalamaya çalıştıkça birileri eğimi arttırıyor ve düşüş hızlanıyor.
E yapmadıkları kalmadı tabii. 100 yılı devirmiş memleket değerlerini alaşağı etmeye de çalıştılar, taraftarı fişlemeye de, oyunun alışılmış, gelenek haline gelmiş nesi varsa değiştirmeye de. Epeyce de başarılı oldular maalesef. Aynı ülke gibi işte...

Seçim beyannamelerinde pek tatlı hayaller var bazı partilerin. Okuyunca gerçek olacak sanıyorsun ama sonra “Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var” diyen şair susturuyor hayallerini. Futbolda ortalık cehenneme dönünce hangi partiden olursa olsun vekillerin nasıl seçim bölgelerinin dinamiklerine göre davrandığını hatırlıyorsun.
Taraftar olarak beklentilerin var. O beyannamelerde bakıyorsun kendine yer bulmuşsun ama güvenemiyorsun işte. Ne de olsa her sezon artan baskılara direnmeye çalışırken unutulup, seçim zamanı hatırlandığını biliyorsun.

İşte tam burada futbolun beşiğinde olana bitene bakıyorsun. Orada da yakın zamanda bir seçim oldu. Ama durum her şeyde olduğu gibi tersine işledi. Taraftar birlikleri bir araya geldi ve 10 tane soru hazırladı. Futbol için, bizim için neler yapacaksınız diye seçime girecek partilere tek tek sordular.
Bunlar arasında, başarılı bir milli takımın oluşturulmasında hükümetin rolünden, ayakta tribüne, futbol, yasal düzenlemelerden, taraftarların kulüplerin sahibi olması konusunda partilerin neler yapacağına kadar birçok konuda sorular vardı.

Taraftarsız futbol olmayacağının bilinci ve özgüveniyle sordular. Premier Lig’in yaptığı tarihi yayın anlaşmasını, kulüplerin muazzam sponsorluk anlaşmalarını onlar statları doldurduğu için yapabildiklerini bilerek sordular. Ellerindeki gücün farkında olarak sordular.

Sorarken aldığımız cevaba göre vereceğimiz oy şekillenecek dediler. Partilerde kuzu kuzu cevapladı. Tabii orada söylenen hayata geçtiği, geçmezse hesabının sorulduğu bir sistem mevcut. Partiler de cevaplarını verdiler ve bunlar yayınlandı.

Seçim sonuçlarına ne kadar etki etti bilmiyorum ama bunun yapılmış olması, yapılış şekli bbizden uzak ve etkileyici.
Uzak ve hayal gibi…

Önceki ve Sonraki Yazılar