2001 yılında sıfır denilebilecek seviyeye düşürülmüş terörden, şimdilerde şehit haberlerinin 3.sayfalara düştüğü, kayıplarımızın sayısını takip bile edemediğimiz bir dönem yaşıyoruz.

En vahimi olanıysa bu durumu kanıksamış bir topluma dönüşüyor olmamız oysa ölüm haberi gelen evlere, düşen ateşin yakışı hep aynı…

Ailelerin acısını sadece duyan ve 5 dakika sonra unutan bir toplum olduk.

Cesaretin ve korkunun bulaşıcı olduğunu bilmeyenimiz yoktur.

Bu duyarsızlığımızı değerlendirirken merhametsizliğin de bulaşıcı olduğunu görmeye başladık.

Toplu şehit haberi aldığımız yakın bir tarihte davullu zurnalı açılışlar yapıldığını unutmadık.

O günlerden akılda kalan, kaç şehit olduğu değil, köprünün açılışındaki eğlenceli görüntüler.

Devleti yönetenlerin kayıpları sayı ile anarak, toplumu ayrıştıran cümlelerin sonuna “BİRE ON, ELHAMDÜLİLLAH” diyerek, ölen terörist sayısının şehitlerimizin 10 katı olduğuyla övünmeleri neyle izah edilebilir.

Bu sayısal yorum devletin terörle mücadelesindeki savunduğu strateji ise, ölümlerin acısını hissedenlerin yeni soruları olacaktır.

40 bin PKK, 100 bin IŞİD’li teröristin etkisiz hale getirilmesi için 14 bin şehit haberi mi alacağız?

El Bab’da IŞİD’in el koyduğu 10 tankımız karşılığında IŞİD’den 100 tank alacak mıyız?

IŞİD’in yakarak şehit ettiği 2 askerimiz için, 20 IŞİD’liyi yakarak öldürecek miyiz?

Düşen veya düşürülen helikopterlerimiz karşılığında PKK’nın kaç helikopter sahibi olmasını bekleyeceğiz ve onları düşüreceğiz.

Tabi ki bu şekilde hesap olmaz.

Yitirilen vatan evlatlarının karşılığı sayısal olamaz böyle anılamaz.

Ülkeyi yönetenlerden bu gidişin varacağı yeri görüp basiret sahibi olmaları beklenir.

Yangın yerine dönen ülkemizde inatla sürdürülen yanlış politikalar bizi bu günlere taşıdı.

Hukuksuzluklarla anılan bir iktidar, nefret söylemleri ile bölünmek istenen toplum, merhametten uzak demokratik protestolara karşı tutuklamalar, şaibeli darbe komisyonu raporları ile nereye varılabilir.

Bu inat devam ederse, bu ülkeye karşılık 10 ülke bulup, alın size 10 ülke “BİRE ON, ELHAMDÜLİLLAH” mı diyeceksiniz?