Erdoğan köşeye sıkıştı

İmralı tutanaklarına göre; süreç şu ana noktalar üzerinden yürüyor: Vatandaşlık, başkanlık, yerel yönetimler, PKK’nın sınır dışına çekilmesi, yüzleşme komisyonları, akil adamlar heyeti.  

Yaygın yorumlara bakıyorum ama aynı tutanakları ben de okuduğum halde, aynı sonuçları çıkaramıyorum. Nedeni şu:

1-Öcalan,  başkanlık sistemini tartışabiliriz, diyor ama hemen ardından Erdoğan’ın istediği “Türk tipi başkanlık” modelini kabul etmeyeceklerini belirterek, ayrıntılı olarak bir senato ve halk meclisi tarifi yapıyor. Bu ifadeyi daha da güçlendirerek yeni bir diktatör istemediklerinin altını çiziyor.

2-Özerklik, demiyor ama yerel yönetimlerin mali ve idari özerkliğini tarif ediyor.

3- PKK’nın çekilmesini çok önemli bir şarta bağlayarak, Meclis onayı istiyor. Bağlantılı olarak, hakikatleri araştırma ve yüzleşme komisyonları kurulmasını, süreci kamuoyu adına izleyecek bir akil adamlar heyeti kurularak, şeffaflığın sağlanmasının altını çiziyor. Yani, doğabilecek bir pürüzde, kamuoyunun iktidar tarafından manipüle edilmesini engelleyecek mekanizmalarla, iktidarı bağlamak istiyor.

Başbakan hemen açıklama yapıyor, “Hangi STK, hangi akil adamlar? Bunlar hiçbir işe yaramadı” diyerek, samimiyet sınavının daha ilk halkasında çakıyor. Ve tutanaklardaki son derece önemli ama nedense görmezden gelinen; Öcalan’ın, Suriye Kürtleri konusundaki uyarısı. “Barzani’nin emrine girmemeliler, onun çizgisi farklı. Kendi öz savunma güçlerini oluşturmalılar” diyor. Aslında ‘Barzani’nin çizgisi’ konusunda, dolaylı olarak Türkiye’deki Kürtleri de uyarıyor.  Bu uyarıyla, kontrgerillanın merkezi olarak ABD’yi, cemaati göstermesi birbirine paralellik taşıyor.

Öcalan, seçim sistemi, seçim barajı dahil, temelden adım atılmaz, yeterli güvence almazsa bir uzlaşma olmayacağını açıkça anlatıyor. Bunu yaparken son derece politik ifadeler kullansa da, Erdoğan’ın yalnız başkan olma hırsından değil, Ortadoğu politikaları nedeniyle köşeye sıkıştığının farkında. Kürtler için Ortadoğu’da yeni ufuklar açılırken, Erdoğan’ın siyasi kariyeri son derece kritik bir eşiğe geldi. Ya Kürtlerle uzlaşacak ve ABD’nin Ortadoğu politikaları için ‘ihtiyaç hali’ süren bir lider olacak. Olmazsa, yerine başka bir aday yaratılacak ki o da çok uzağında değil.   

 Sıkıştığı nokta da bu; ‘demokrasi’, hem AKP’nin var olma nedenlerine aykırı hem de tabanını kaybetmesi demek. ‘Yaptıkları, yapacaklarının garantisi’ olduğuna göre, bu süreçten de ne çıkacağı belli, maalesef

Önceki ve Sonraki Yazılar