Dört gün önce İran destekli Şii Husiler Yemen'in başkenti Sanaa'yı ele geçirerek Müslüman Kardeşler ağırlıklı hükumeti devirdi. Kaide ve Müslüman Kardeşlerin çok etkin olduğu bu ülkenin Suudi Arabistan ile 2000 kilometrelik kara sınırı var. Yemen ayrıca Kızıl Deniz'in güney girişini kontrol ediyor. Dünya petrol ticaretini kontrol eden bu girişin karşı yakasında her türlü İslamcıların etkin olduğu Somali var.
Yemen tıpkı Osmanlı tarihinde olduğu gibi bu coğrafyanın kilit ülkelerinden biridir.
Çünkü ABD ve Batı'nın stratejik müttefiki petrol zengini Suudi Arabistan'a komşu .

Tıpkı Amerikalılar gibi!
Üç gün önce İran Dışişleri Bakanı Zarif, Newyork'ta Suudi meslektaşı Suud El Faysal ile iki saat konuştu. Bu konuşmadan sonra Zarif Amerikalı Kerry ile buluştu.
Açıklamalara göre görüşmelerde öncelikli olarak IŞİD konusu ele alınmış.
IŞİD demek bölgede her şey demek.
Tam bu sırada Obama İran destekli Irak Başbakanı Abadi'yi arayarak 'Newyork'a gel görüşelim' diyordu. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada ise Obama'nın Suudi Arabistan dostu ve tüm İslamcılara karşı amansız savaş yürüten Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile perşembe günü buluşacağı söyleniyordu.
Bu arada bölgede çok önemli gelişmeler yaşanıyordu.
Katar Müslüman Kardeşler liderlerini kovuyor ve IŞİD'e karşı Koalisyona katılma kararı alıyordu.
Bunun üzerine IŞİD, Nusra, Müslüman Kardeşler ve her türlü İslamcı grubun dostu olan Katar Emiri Temim Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayarak 'Gel şu rehineler konusunu kapatalım' dedi.
Bu sırada İran, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır arasında çok karmaşık görüşmeler sürüyordu.
Amaç başta IŞİD olmak üzere bölgedeki tüm radikal İslamcı terör örgütlerinden kurtulmak.

Şimdilik ve acilen Irak, Suriye, Lübnan, Yemen ve tabi ki Libya,

Önceki gün ise Suudilerin kontrolündeki SUK ( muhalif Suriye Ulusal Koalisyonu) kendine bağlı olan ÖSO'yu dağıttı. Obama'nın ' Beceriksiz ve işe yaramaz ılımlı muhalefet' olarak tanımladığı SUK ve ÖSO içinde büyük kavgalar yaşanıyor.
Bundan böyle SUK ve ÖSO Türkiye'nin değil Suudi Arabistan'ın kontrolünde olacak.
Hem de ABD onaylı.
ABD ve müttefik 5 Arap ülkesinin Suriye'deki IŞİD, Nusra ve Ahrar El Şam hedeflerini bombalaması işte böyle bir ortamda gerçekleşiyor.
Bu bombalamaya Rusya ve İran tepki göstermiyor.
Esad yönetimi ise ' IŞİD ve benzeri terör gruplarına karşı her türlü savaşta varız' dedi.
Kerry ise üç gün önce Iraklı meslektaşı İbrahim Caferi aracılığı ile Suriyeli Muallim'e mektup göndererek bombardıman ile ilgili bilgi vermişti. Aynı bilgi ABD yönetimi tarafından Suriye'nin BM'deki temsilcisine resmen iletildi.
Özetle bölgede çok önemli gelişmeler yaşanıyor.
Türkiye tümü ile  bu devre dışı.
Çok net olarak kazanan İran diplomasisidir.
35 yıl aradan sonra dün ilk kez bir İran Cumhurbaşkanı (Ruhani) İngiliz Başbakanı ( Cameron) ile Newyork'ta buluştu.
Benzer buluşma Obama ile olursa hiç kimse şaşırmasın.
İran kazandı ya da kazanıyorsa Esad da kazanıyor demektir.
İran'ın gücü ile bölgede yeni ve önemli gelişmeler yaşanıyor ya da yaşanacak ise bu işte Rusya'nın dolaylı-dolaysız rol ve etkisini unutmamak gerekir.
Yakında Ukrayna'da da olumlu gelişmeler yaşanırsa  Ortadoğu'daki yeni süreç iyi gidecek demektir.
Kolay mı? Elbette değil.
Çünkü emperyalist ülke ve onların 100 yıllık bölgesel işbirlikçilerine güven olmaz.
Umut ile bir kez olsun bizi şaşırtabilirler (mi) !!