Boğa güreşi ve başörtüsü

Boğa kırmızı pelerine odaklanmıştır. Sonuçta boğa yenilir. Boğa dikkatini ve kızgınlığını pelerine yöneltmekten kendini alabilse sonuç çok değişik olabilirdi. Ama boğa öğrenemez. Hep aynı yanlışı yapar. Başörtüsü de Türkiye’de ilerici kesimin en azından önemli bir kısmı için böyle oldu. Yıllardır üniversitelerde başörtüsü serbest olsun mu, olmasın mı derken, tutucu kesim büyük başarılar elde etti. Aydınların bir kısmı ise, benzetmek gibi olmasın ama boğaya döndüler. Durmadan kırmızı pelerine saldırdılar. Bu arada ekonomik, sosyal hatta etik konular güme gitti. Üstelik tutucular bu olay üzerinden kendilerini özgürlük yanlısı, kadın hakları yanlısı gibi sundular.

Başörtüsünün özgürlükle ilgisi yok. Olsa olsa serbestlik sözcüğü kullanılabilir. Üniversite çağına gelmiş bir genç kızın başörtüsü serbestisi (özgürlüğü değil) vardır bence. Çeşitli baskılar yüzünden bazıları bunu kabul etmiş olabilir. Etmeselerdi. Ama asıl saçlarını serbestçe açamamak özgürlükten vazgeçmektir. Yetişkin insanların bir kısmı bunu kabul ediyorsa kendi tercihleridir, yapılacak bir şey yoktur.

İyi de şimdi başını kapama olayı ortaokula kadar iniyor. Bu çocukların herhangi bir seçim hakkından söz edebilir miyiz? Açıktır ki ailesi “kapat” derse kapatacak. Burada bu seçimi yapmanın ailenin hakkı olduğundan söz edenler var. Çocuk ailenin malı olmuş oluyor. Burada duralım. Çocuğun haklarını, üstün yararını aileye karşı da korumak gerekir. Türkiye için (şimdilik ?) aşırı bir örnek verelim. Kızlarını sünnet etmek isteyenin buna hakkı var mıdır? Geriye dönüşsüz bir eylem için çocuk yerine aile karar verebilir mi? Aslında erkek sünneti için de belli bir yaşa gelinceye kadar beklemek ve çocuğun kendi kararlarını almasını sağlamamız gerekir. Konumuzda sorun ailenin orta ve ilköğrenimdeki kızının başını örtme hakkı olup olmadığıdır. Bence yok. İslam dini açısından bile, ergenliğe gelmemiş kızların başının örtülmemesi genel kabul görürken aile ne hakla buna karar verebiliyor. Ailenin din ve kültürünü çocuğa öğretme hakkı elbette vardır. Ancak bu hak bazen çocuğun diğer hakları ile çelişebiliyor. İki hak çelişiyor. Bu durumda buna kısıtlama getirmek doğrudur. Çocuğun başının örtülmesinin aile veya öğretmenlerin açık ve gizli baskısı veya teşviki ile sağlanacağı açıktır. Hiçbir baskı yapmadan kızların bunu kabul edeceği düşünülemez. Başı örtmenin etkileri çocuğun ve başını örtmeyen diğer çocukların psikolojik yapıları ve gelişimleri üzerinde nasıl bir etki yaratacaktır? Bunlar pek konuşulmuyor. Başın örtülmesi daha cinsel olgunluğa bile gelmeyen çocuk üzerinde nasıl bir etki yaratacaktır? Örtülme bu çocuğun cinsel bir obje olduğunun ilanıdır. Bu çok saçmadır. Olayı daha kökten ele alalım. Baş örtme cinsel baskının bir uzantısıdır. Cinsel baskı kurmadan, ezenler ezilenlerin haklarını gasp edemiyor. Cinsel baskı kurduğunuz insanlar, baş eğmeye eğilimli oluyorlar. “Ağaç yaşken eğilir” dedikleri de bu. Bu durum herkesçe biliniyor. Gençler ve çocuklar üzerinde böyle bir baskı kurmaya yetişkinlerin ne hakkı vardır? Sırada kız ve erkeklerin ayrı okutulması var. Çocuklar ve gençler bu baskılara daha ne kadar katlanacak. Sorun en başta onlarındır. Haklarını savunmak da önce onlara düşer.

Önceki ve Sonraki Yazılar