Bu daha başlangıç..

Gezi’nin (elbette yılların mücadelesinden ödünç aldığı) slogandır.. Pek severim: “Bu daha başlangıç.. Mücadeleye devam..”
Seçim gününden beri, dilimde bu slogan var. Zira, gerçekten de her şey daha yeni başlıyor.
7 Haziran günü vizyonda yepyeni / farklı / özlemi duyulan bir film görmeyi bekleyenler hayal kırıklığına uğradı. Fragman, tatmin etmedi.
Bu yüzden, haftayı daha ziyade bir şaşkınlık havasında.. Galiba azıcık da mırın kırın ile geçirdik.
Oysa..
* Taraf Gazetesi’nin dünkü manşetinde dediği gibi, CHP Erdoğan’ı Saray’dan çıkardı!
* Erdoğan, Baykal ile Saray yerine Dışişleri konutunda görüşmeye mecbur kaldı.
* Dahası, yüzünde “süngüsü düşmüşlerin” ifadesi ile fotoğraf verirken “aman koalisyon” diye ricacı oldu. Belli ki, “ben engel olmam, yeter ki siz de benim dosyalarımı ellemeyin” dedi.
* 13 yıldır ilk kez, AKP’de net bir saflaşma ortaya çıktı. Yandaş yazarların bir bölümü “AKP nerede hata yaptı” diye yazdı. Diğer bölümü de “o yazıları yazanlar nankör” diye yazdı!
* Daha önemlisi, Davutoğlu, kısa ve hazin siyasi yaşamında ilk kez RTE’ye sert çıktı. O’nun Baykal ile görüştüğü günün akşamında TRT’de boy gösterip “herkes yerini bilsin” diye atarlandı. “Halk başkanlık sistemini onaylamadı” dedi.
* Bu arada ilk kez, CHP ile HDP arasındaki oyların geçişkenliği vesilesiyle Kürt meselesi bu kadar normalleşti. CHP’liler, Kürtlerin “kardeşleri” olduğunu fark etti. İçine / zihnine sindirdi.
* Siyaset normalleşme işaretleri verirken, hayatın içinde de kendimizi “sanki AKP öncesi Türkiye’de yaşıyormuş” gibi hissetmeye başladık. Polisler bile hafiften hizaya girdi.
* Kişisel olarak, bunu en çok, dünkü programda hissettim. Cumhuriyet’in “IŞİD’e otobüslerle götürülen cephane” haberini paylaşırken “kanalın başına ne gelecek acaba” diye düşünmedim. Kaygı duymadım.

***

Bunlar yetmez elbette. Yetmeyecek. Dediğim gibi, şu anda sadece fragmanı görüyoruz. Asıl film, Meclis açıldıktan sonra vizyona girecek.
Ve umuyorum ki, sevgili Fikri Sağlar’ın Mersin’den yanında getireceği
“MİT TIRLARI SORUŞTURMA ÖNERGESİ” kabul edilip düğmeye basılacak.
RTÜK, Meclis’teki yeni sandalye dağılımına göre yeniden yapılandırılacak. Düşünün, yıllardır her Kürt radyosunu / televizyonunu kapatıp duran RTÜK’te artık HDP temsilcisi de olacak.
Buna, bürokrasiyi, yargıyı vs. ekleyin.. Yaratıcı yıkımı.. Daha doğrusu bunun başlangıcını hissedin.
Elbette, bu söylediklerim mücadelenin yalnızca işaret düdüğü olacak. Zira, mücadele; toplum olarak demokratikleşme için harcamak zorunda olduğumuz çaba.. Ve elde edeceğimiz kalıcı kazanımlar anlamına geliyor.
Daha örgütlü bir işçi sınıfı.. Daha bilinçli bir gençlik.. Daha özgür bir üniversite.. Daha cesur ve çağdaşlarının benzeri bir medya.. Daha laik bir ülke.. Hedef bunlar olmalı. Bunlar da Ankara’nın, Meclis’in yapacağı işler değil. Ankara, Meclis anti demokratik engelleri kaldırsa yeter. Ama sonrasını, bizler, demokrasi taşlarını tek tek döşeyerek inşa etmeliyiz.
Güzel günler göreceğiz vesselam!

İşte gerçek “Hisleri”
RTE, kibar kibar konuşuyor. “Milletin iradesine saygılı olduğunu” söylüyor. Demokratlık oynuyor ya.. Bakmayın.
Hem O’nun hem de AKP’nin “fetva makamı” diye gördüğü… Yeni Şafak yazarı ve İslam Hukuku profesörü.. Hayrettin Karaman “hocaları” şöyle buyurmuş:
“Ey muhalefet! Birkaç ırgat bir araya gelip iktidarı yıktınız, hadi yapın da görelim.”
Eminim, Karaman beyefendinin her dediğine neredeyse “hadis” gözüyle bakanlar, bu sözlerini de alkışlamıştır.
Doğrusu ben de pek beğendim. Ne de olsa, akıl yerine dogmayı / bilim yerine safsatayı tercih edenleri daha iyi TARİF edecek bir ifade olamazdı.
O kafalara “Hz. Muhammed çobandı” deseniz kâr eder mi!! Ya da utanırlar mı!! Zannetmem.


Her canlı bir gün...
* EN BÜYÜK olmadığını anlayacaktır. Saray’dan çıkacak, bir milletvekili ile EŞİTMİŞ gibi pozlar vermek zorunda kalacaktır.
* Üstelik, bunu meydan meydan haksızca ve saygısızca sataştığı bir isimle yapacaktır.
* Böbür böbür böbürlenmeler.. Kibir kibir kibirlenmeler gidecek..
Yerini SÜNGÜSÜ DÜŞMÜŞ haller alacaktır.
* 3 gün 22 saat sonra konuşup “HERKES EGOLARINI BİR YANA BIRAKSIN” diyerek, o “herkesi” gülmekten kırıp geçirecektir.
* “Birileri Meclis’e gelip 17-25 dosyalarını açacak, MİT TIRLARI’nı
soruşturacak” diye gecenin bir vakti kan ter içinde uyanacaktır.

MÜSAADENİZLE!
Yerel seçimler.. Cumhurbaşkanlığı seçimi.. Genel seçim.. Yanı sıra
IŞİD kabusu.. Erkek vahşetinde hayatını kaybeden kadınlar..
Gözyaşının adı olan Özgecan.. Ve toplumu yasalarıyla, sözleriyle gerilimden gerilime sürükleyen bir iktidar.. Çok uzun ve yorucu bir yolculuktu. Sizlerden bir haftalık izin rica ediyorum. Görüşmek üzere kendinize ve Türkiye’ye iyi bakın.

Önceki ve Sonraki Yazılar