Yaşasın Ajdarizm!

 Sosyal “Fenomen“imiz Ajdar çoktandır ortada yoktu. Özlemiştik! Geçenlerde bir baktım “Şah damar” isimli yeni şarkısıyla ortalığı gene sarsmış bulunuyor. Zaten daha önce de “Nane nane” sonra da “Çikita muz” diyerek kalplerimizi fethetmesini bilmişti!  Neyse, amacım Ajdar üzerine “Magazin” bir yazı yazmak değil. Hatta Ajdar’ın kendisi dahi ilgilendirmiyor beni. Ajdar’la bir problemim yok. Çünkü “Ajdarizm” Ajdar’ın şahsından bağımsız işleyen bir süreç. Zaten Ajdar da onun bir türevi. Bu anlamda mesele “Ajdar” değil, “Ajdarlaşma hali”nin kendisi. O yüzden Ajdar ortalarda hiç görünmese bile biz Ajdarlaşmayı her daim çevremizde hissedebiliyoruz! Dahası “Ajdarizm” artık her alandaki “Egemen ideoloji” veya temel “Davranış kalıbı”dır. Çapıyla orantısız hale getirilmiş bir toplumun sembolüdür. Her yer kum gibi onlarla kaynıyor. (Gazetecilik-yazarlık birikimi olmayanlara “Köşe” verilmesi mi, adı “Bilgi yarışması” olan yarışmaların zırcahil yarışmacıları mı, ehil olmayanlara makam sunulması mı, vb gırla gidiyor!) O, toplumdaki “Ajdarlaşma”nın “Ekstrem” bir yansıması o kadar. Bu kadar ilgi görmesini de “Kahir ekseriyet”in içindeki Ajdar’a hitap etmesinden alıyor. Çünkü Ajdar, yüzlerine tutulan aynadır. Kendilerini görüyorlar! O yüzden “Bizim Ajdar”ımız onların yanında gülsuyu ile yıkanmış gibi masum kalır. Diğerleri çok daha “Tehlikeli”ler. Onlar var oldukları her alanda beceriksizliğin, liyakatsizliğin, hacminin, titrinin adamı olamamakla maluldürler. Bu yüzden Ajdarizm, her gün üzerimize bir irin denizi gibi sıçrayan “Kifayetsiz Muhteris”liğin öteki adıdır. Vasatın, hatta “Vasat-altı”nın şahlanışı, iktidarıdır!  Bunların bizim medyatik Ajdar’dan tek farkları ölçüsüz egolarını, cehaletlerini ustalıkla gizlemeyi başarmalarıdır. Arkalarına siyaset gücünü, yasaları, sermayeyi, muhtelif kesimleri almışlardır o kadar. Siyaset onlarla dolu, bürokrasi, kültür/sanat, medya dünyası hatta akademik unvan sahipleri, çalçene aydınlar, atmasyon “stratejistler”, kimi köşe yazarları hepsi birer “Örtülü Ajdar” gibidirler. Onlar “Ajdarizm”in prim yaptığının gayet iyi farkındalar! Toplumların çürüme ve baskı dönemlerine paralel olarak artan “Ajdarlaşma” hali ana trenddir. Vahim olan budur. Birikimsizliğin, çapsızlığın, hadsizliğin, vasıfsızlığın, kifayetsizliğin, göz boyamanın iktidarı demek olan “Ajdarizm” her yere sinmiş vaziyette. Toplumsal süreçlere artık o yön veriyor. Bendini yıkmış egoların, körlemesine hırsların aleniyet kazanan rejiminin adıdır o! Kısaca Ajdarizm, devletçe desteklenen bir kültürsüzleştirilme ve medya eliyle uygulanan eblehleştirme politikasının bir yan ürünü, cürufudur. Bugüne kadar bu toplumda nitelik adına üretilmiş ne varsa onun tam tersidir. O yüzden başka ideoloji aramaya gerek yok. Ajdarizm asıl “Resmi ideoloji”dir.  Çürümenin karikatürüdür. Kıyamet alametidir! Bunlara baktıkça Allah’ın biz Türkleri "Helâk edilecek kavimler listesi”ne aldığını düşünüyorum her nedense!..

Önceki ve Sonraki Yazılar