Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Büyük Global Proje (BGP)

Sovyet Bloğu’na karşı ABD ‘nin desteği ile gelişen Avrupa Birliği büyük bir ekonomik güç olmanın yanı sıra demokrasi, özgürlükler ve demokrasi adına yepyeni bir uluslararası arena ve güç olarak oluştu.

Şimdi ABD, kendi desteğiyle büyüyen AB ‘nin temel ekonomik sistem farkı kalmayan Rusya ile ilişkilerini kontrol dışı fazla geliştirmesi kaygısı içinde.

Amerika, sadece Ortadoğu ‘da değil, hem Batı’da, hem de Ukrayna gibi eski Doğu Bloğu ülkelerinde askeri çerçeveler dâhil özellikle Avrupalı siyasetçiler arasında ve medya içinde etki politikası uygulamaya çalışıyor.

Bunun için özellikle Batı medyası ve siyasiler arasındaki derin ilişkiler içinde olduğu unsurları ustalıkla kullanıyor.

Çok karmaşık satranç tahtasında Putin ‘in Rusya’sı ve Merkel’in Almanya’sı ve bağımsızlığına özel olarak düşkünlüğü bilinen, nükleer güç olan Fransa gibi oyuncular kolay lokma değil!

Almanya ve Fransa önderliğindeki Avrupa Birliği İngiltere gibi bir ayak bağından kurtulunca muhtemelen yıllar önce adım attıkları Avrupa Birliği ORDUSU’ nu kurma çalışmalarını hayata geçireceklerdir.

Veya en azından NATO içinde ABD’ye ayak bağı olmaya başlayacaklardır.

Yani orada ayrılık kokuları yükseliyor.

Süper güç olma yolundaki Çin ve komşumuz İran zaten kapalı kutu.

Bir de yeni seçilen ABD Başkanı Trump ‘ın kişiliği ile ilgili öngörülemezlikler buna eklenince işler daha karmaşıklaşıyor.

Saflar, dostlar düşmanlar aniden değişebiliyor veya birbirine giriyor.

Bazen saatlik değişebiliyor bırakın taktikleri, stratejiler bile.

ABD ‘ nin ülkemizi de kapsayan Büyük Ortadoğu Projesi ( BOP ) kılıf değiştirerek sürüyor.

Sonraki esas büyük adım ve BÜYÜK GLOBAL PROJE ‘nin önemli bir parçası Türkiye ile Avrupa Birliği arasını iyice bozmak olduğu anlaşılıyor.

Belki 15 Temmuz hain Darbe Girişimi’ni ve ABD’nin buradaki rolünü bu açıdan da irdelemek gerekir.

Tavşana kaç tazıya tut politikası Amerikalıların çok sevdiği ve sürekli bir yerlerde uyguladığı siyasettir.

Olan tavşana, sonrada onu tutan tazıya ve sonunda o tazıyı parçalayan canavara olur.

Sam amca sadece keyifle izler yarattığı kan gölünü.

Onda tavşanda çok, tazı da!

15 Temmuz ve sonrasındaki siyasi gelişmeler AB standartlarıyla çelişeceğini görmek için müneccim olmak gerekmez.

Tabii sonuçta Brüksel, Berlin, Paris, Viyana yani Avrupa Birliğinde eleştiri rüzgârları fırtınaya dönüşüyor.

Türkiye AB ilişkileri geriliyor.

ABD ‘nin Büyük Global Projesi’nin temel amacı elbette barış içinde ekonomik işbirliği ve güven ortamı zemininde AB, Rusya-Çin-İran eksenli AVRASYA Yaşam Sahası’nın oluşmasını engellemektir.

Nitekim bu ancak güvensizlik, karışıklık ve stabil olmayan uluslararası bir kavga ortamı içinde mümkündür.

İşte Avrupa ve Asya halkları ve sistem farkı gözetmeksizin ülkeleri ne yapıp edip ABD ‘yi askeri açıdan Avrupa, Asya ve hatta Afrika’dan uzak tutmayı becermek zorundadırlar.

Yukarıdaki cümlenin Katar trenine binince ve sürüklenince bir anlamı kalır mı bilmiyorum.

Katar olayında askeri anlamda bu kadar içinde aktif ve taraf olmak ülkemize neye mal olacak göreceğiz.

İran ile esen soğuk rüzgârlar azalır, ama Arapların arasına girmek ne demek yaşayacağız!

Dönelim büyük resme: Türkiye bu Avrasya resmi içinde mi yer alacak, yoksa Amerika’nın sözde stratejik ortağı numarasıyla 3. Sınıf bir Ortadoğu ülkesi mi olacak?

Soru bu ve cevabı hepimiz birlikte vereceğiz!

En geç Kasım 2019 da!

Tabi Katar treni üzerimize devrilmez ise!

Önceki ve Sonraki Yazılar