Dört buçuk yıldır 100 ülke Suriye’ye saldırıyor.
Kalleşçe, adice ve gaddarca...
Ama işe yaramadı.
Esad’ın Moskova ziyareti yeni bir dönemi başlattı.
Esad daha önceleri dile getirdiği önerisini dün bir kez daha tekrarladı:
Buyurun seçime.
İç savaş biter, insanlar evlerine döner, yıkılan evler yeniden imar edilir ve toplumsal barış sağlanır.
Sonrası kolay.

Ulusal uzlaşı hükümeti kurulur ve sandık vatandaşın önüne konulur.
“Esad gitsin” diyenler her nedense sandığa “Hayır” diyor.
Oysa onlar “Esad demokratik seçim yapmıyor” diye Suriye’yi yıkıp 300 bin insanı öldürdüler.
“Esad demokratik seçim yapmıyor” diye IŞİD, Nusra ve benzeri ruh hastası terör örgütlerini dünyanın başına musallat ettiler.
Bu da yetmedi Esad’ı her şeyin sorumlusu ilan ettiler.
Suudi Dışişleri Bakanı Elcibir’in iki gün önceki şu sözlerine bakın:
“Esad, bir mıknatıs gibi kendisine karşı savaşsınlar diye IŞİD’e katılan yabancı militanları çekiyor”.
Harika bir mantık…

Bu kadar zekâ ancak bu süzme Suudi bakanda olabilir.
Peki, olan oldu biten bitti.
Esad’dan savaşla kurtulmadınız buyurun seçimle kurtulun.
Hem de uluslararası gözlemcilerin denetiminde.
Neden korkuyorsunuz?
Alevi Esad’a oy verecek Aleviler’in oranı yüzde 10, Ermeni ve Hıristiyanlar’ın çoğunluğu kaçtı, Kürtler PYD’ye verecek?
Halkın geri kalan bölümü Sünni olduğuna göre Esad’a oy vermez.
Yani Esad garanti kaybeder.
İyi de Esad düşmanları neden seçime karşı?
Maazallah ya kazanırsa!
Ya Aleviler’i sevmeyen Sünniler ve Kürtler Esad’ı seçerse!
Bir de bakarsınız Esad yüzde 70 alıyor.
Başka türlüsü de olamaz.

Bu kadar acılardan sonra aydın Suriye halkı gidip oyunu IŞİD, Nusra, ÖSO ve diğer ruh hastası katillere vermeyecektir.
İşte bu nedenle 'düşmanlar' seçime karşı.
Suriye'de seçim olur Esad kazanırsa her şey tersine dönebilir.
Şöyle düşünün: Demokratik ve özgür bir seçimle zafer kazanan Esad ' Suudi Arabistan, Katar ve Körfez ülkelerinde demokrasi olmalı' derse ne olacak.
Bu ülkelerde seçim, meclis, anayasa, özgür basın, sivil toplum ve benzeri hiç bir şey yok.
Hepsinde Amerikan üs ve askerleri var.
Sonra da Ruslar Suriye'ye gelince çok kızıyorlar.
Peki, en demokratik şekilde seçilecek olan  bir Esad, “Erdoğan Türk halkına baskı uyguluyor” der ve “Türk halkı Erdoğan’a karşı ayaklanmalı” derse ne olacak?
Başından beri söylüyorum: ‘Arap Baharı’, iğrenç ve kanlı bir oyun.
AKP bu oyunun başoyuncusu…

Hem de dünyanın en geri kalmış, bağnaz, çağ dışı ve ilkel Suudi, Katar ve Körfez yönetimleri ile birlikte.
Birileri bu iğrenç oyuna inandı ya da inandırıldı.
Emperyalizmin hizmetinde.

Gelinen noktada hepsi yenildi.
Yenilgiyi kabul etmiyorlar ama işleri bitti.
Tüm söylemleri çöktü.
Yeni Osmanlı, Sultanlık, Halifelik, Sünni İmparatorluk adına her türlü pislik...
Hırsızlık, yolsuzluk, çalma, çırpma ve gaddarlık.
Öldürmenin her türlüsü...
Din ve mezhep adına.
Devam etmek istiyorlar ama boşuna.
4’e karşı 100.
Emperyalist ülkeler, gerici Arap ve Müslüman ülkeler ve işbirlikçileri...

Direnen: Esad, Hamaney, Nasrallah ve Putin.
Kazanan: Sizin gibi bu coğrafyanın milyonlarca onurlu insanı...