Osman Koray Kapan

Osman Koray Kapan

Çankaya’nın şişmanı Beşiktaş düşmanı

BJK düşmanı Ahmet Çakar aracılığı ile bile olsa Atiba ve Quaresma’nın atılmadığı maçları dile getirdiğim için hakarete uğradım. Kendi takımı apaçık kollanırken sinsice gülen cahil taraftarı burada konu edecek değilim ama birkaç itirazı dillendirmek de adaletin gereği.

Başakşehir, belediye şirketlerince finanse ediliyor; başkanları kulüpler birliğini yönetiyor, Emre Belözoğlu’na hak ettiği tüm kartlar gösteriliyor mu diye yazanlar var. Şirket işini bilmem, doğruysa şaşırmam ama bunlar doğru olsa bile tüm bunlar şu anlama gelmiyor mu: Bizi eski başkanımız kolluyor tamam ama onlar da kollanıyor, biz istemeden daha az kirliyiz…

Dilerim video hakem uygulaması, bu hataları hiç olmazsa yarıya indirir. Rakibin beline kramponla basan Quaresma’ya hak ettiği kırmızı kart gösterilemese bile sarı kart gösterilir en azından… Beşiktaş üçlemeyi tamamlayınca size hatırlatacağım diyen Beşiktaşlılara da bir not: En az “10” yazımda ve dahası sezon başında ben yazdım bunu. Keşke gerçekten takip etseniz; Beşiktaş’ın kadrosal hakkını defalarca verdim bu köşede…

***

Madem Beşiktaş düşmanı oldum, sıra Fener düşmanı olmakta. Beşiktaşlıların güzel bir takılması var: “Sayemizde rakiplerin basket sevgisi arttı, salonları doldurduk” diye. Doğru diyorlar; son on sezonda Fenerbahçe’nin yalnızca iki lig şampiyonluğu var. Obradovic olmasa; Aziz Yıldırım yandaşlarının tribünde “yönetim istifa” diye bağıranlara saldırması yetmezdi başkanı koltukta tutmaya.

Asıl daha güzel lafı yine bir Beşiktaşlı sokmuş: “Seneye Aziz Yıldırım olmasa tribünler dolar”. Evet hakikaten dolar! Dolarsa ne olabilir? Fenerbahçe evinde beş kez berabere kaldı, üç kez mağlup oldu: 19 puan kaybetti. İki kez berabere kalıp, bir kez yenilseler şu an bu kadro bile liderdi, şampiyonluğa yürüyordu…

***

Cimbom düşmanı daha önce oldum, sonra yine olurum; hakemlerin sıralaması ile oynadığı ligimizde istatistiklere bakmak ne denli anlamlı olur bilemiyorum ama ben birine değinmek istiyorum: Maç başına oyuncu geçme ortalaması… Bu istatistikte birinci tabiki Bruma. Keşke onun yeteneğini taktik disiplinle birleştirebilecek bir hoca ile çalışabilse. Bu, Türkiye’de mümkün değil; muhtemelen gidecek, kaçsın kurtulsun zaten, başka yerde keyifle izleyelim…

Bruma maç başına 4,5 kez başarılı adam geçme yapıp zevk verirken onu 3,3 kez ile Trabzonsporlu Castillo izliyor. 17 maçlık süre verilen Castillo, üç gol attı ve yalnızca 1 asist yapabildi. Bruma’dan daha beter şekilde “pas atmama” sorunu var. Çalım yapıp yapıp son aşamada pas vermeyerek neden olduğu gol kaybının sayısına erişemedim ama benim sırf üç taneyi bir maçta gördüğüm oldu! Aslında bu radde pas vermeme sorunu olan yaramaz yeteneklerde abartı asist primi işe yarayabilir. Gol başı prim miktarının beş katını asist yapmaya verirsen ligin asist krallığı zirvesinde Sneijder gibi bir kulisçi şımarık değil de bu çocuklar olur.

Üçüncü sırada tabiki adamım Badou Ndiaye var. O da Mustafa Reşit Akçay’ın saçma rotasyon anlayışı ile verimli olamadı şimdi de hoca diye Hamza’yı getirdiler, yalnızca uzun topla hücum ediyorlar, adam çıldırıyor tabii. Yakaladığı topla çalıma giriyor, n’apsın?

Önceki ve Sonraki Yazılar