Casus Amca!

70’li yılların başında, Mamak Askeri Cezaevinde, orta yaşlı, kısa boylu, beyaz tenli, beyaz saçlı, sevimli bir tutuklu vardı.

Gençler ona ‘’casus amca’’ diye sesleniyorlardı. Casus amca, doğu bloku ülkelerinden birindeki Türkiye Büyükelçiliğinde görev yaparken, ev sahibi ülke lehine casusluk yapmakla suçlanıp cezaevine konulmuştu.

Suçlama, ilişki kurduğu, o ülkenin bir kadın ajanına bilgiler verdiği idi. Casus amcanın iddianamesini okudu- ğumda, parmağım ağzımda kalmıştı. İddianamedeki en ağır suçlama, kadın ajana, Türk Büyükelçiliğine girip çıkan araçların plaka numaralarını vermesiydi.

Başka da dişe dokunur hiç bir suçlama iddianamede yoktu.

Türk Büyükelçiliğinin önüne, okuma yazmayı yeni sökmüş bir çocuk dikseniz, casus amcanın verdiği iddia edilen  bu bilgileri her gün yetkililere iletebilirdi. İddianame böyle ‘’kofti’’ iddialarla dolu olduğu için, karar duruşmasına giden casus amcaya, ‘’Abi, sakin ol’’ diye akıl verdim. ‘’Bu gerekçelerle sana ceza falan veremezler’’. Döndüğünde amcamız yıkılmıştı. Askeri Mahkeme tam 30 yıl hapsine hükmetmişti. Benim de hukuk ve adalet anlayışım fena halde çuvallamıştı. Ben çıktım. Casus amca daha epey bir içeride kaldı.

Sonunda amcamız Askeri Yargıtay kararı ile beraat etti. İçeride yattığı süre, kendisinin ve ailesinin çektiği onca acılar ise yanına kâr(!) kaldı.

CHP Milletvekili Enis Berberoğlu, casusluk suçlaması ile 25 yıl hapse mahkûm edilince aklıma, bizim casus amcanın serencamı geldi.

Suriye savaşının en kızgın günlerinde, Ankara’dan yüklenen bir sürü TIR, güneye gidiyor; sınırda bir süre kayboluyor, sonra boş olarak geri dönüyordu.

Bu TIR’ların Suriye’deki rejim karşıtı dinci terör örgütlerine silah ve cephane götürdüğü söylentileri alıp yürümüştü. Bir süre sonra Adana il sınırları içerisinde bir yerde Jandarma, bu TIR’ların bir-ikisini durdurup arama yapmak istedi. TIR’lardaki kişiler, bu araçların MİT’e ait olduğunu, kendilerinin de MİT mensubu olduğunu, TIR’larda Suriye Türkmenlerine gidecek, ilaç, gıda bebek bezi gibi malzemeler olduğunu söyleyip aramaya izin vermediler. Karşılıklı silahlar çekildi. MİT’çiler enterne edilip TIR’lar arandı. Araçların ağzına kadar silah yüklü olduğu görüldü. Tutanaklar tutuldu, fotoğraflar çekildi. Hükümet panikledi. Zamanın Başbakanı ateşler püskürdü. Cumhurbaşkanı, her zamanki gibi açtı ağzını, yumdu gözünü. Haber ilk olarak Aydınlık Gazetesi’nde yayınlandı. Onlara bir şey olmadı.

Zamanın MHP Genel Başkan yardımcısı, sonraki dönemde AKP Hükümetinin Başbakan Yardımcısı Tuğrul Bey, ‘’Vallahi ve billahi o silahlar Türkmenlere gitmiyordu’’ diyerek TIR’ların silahla yüklü olduğunu bir kez daha vurguluyordu. Ona da bir şey olmadı. Daha sonra aynı haberi Cumhuriyet Gazetesi fotoğrafları ile birlikte yayınladı.

Yayını yapan gazeteciler, ‘’devlet sırlarını açıklamak’’ suçlaması ile tutuklanıp, yargı- lanmaya başladılar. 

Bu arada olan gelişmeler sonucu, artık ana muhalefet partisinden iyice korkmaya başlayan muktedirler, CHP’ye bir operasyon uygulamaya karar verdiler ve Cumhuriyet Gazetesi’ne o bilgileri verdiğini iddia ettikleri Enis Bey’i ‘’Casuslukla’’ suçlayıp 25 sene hapse mahkûm ettiler.

Bununla da yetinmeyip, ‘’Ona da sırları sen verdin’’ diyerek CHP Genel Başkanı Kemal Bey’i korkutmaya kalktılar. MİT TIR’larının Suriye’ye silah taşıdığı, Mısır’daki ‘’sağır sultanın’’ bile duyduğu bir gerçektir. Bunu inkâr etmek ve bu bilgiyi yayınladı gerekçesi ile insanları ‘’casuslukla’’ suçlamak, artık kimsenin gülmeyeceği bir ‘’fars’’, bir kaba mizahtır.

Değerli okurlarım, Dünya çoktan kocaman bir ‘’açık büfeye’’ dönmüş. Herkes herkesin ne haltlar yediğini biliyor. Böyle bir dünyada, koca CHP’nin Genel Başkanına ‘’casus’’ yaftası takmaya kalkmak -affedersiniz- ‘’cami duvarına işemektir’’.  Bunu da bütün dünya görmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar