Mum kokulu muhafazakârlar!

 Eğitim şart tabii!.. Herkes memleketin mevcut halini başkalarının eğitimsizliğine bağlıyor zira. Bakınız, Hande Ataizi konuşmuş geçen gün. Konuştuğu gazetenin sunumuna bakılırsa, “siyasi gündeme ilişkin dikkat çekici yorumlar” yapmış Hande Hanım. Şöyle dikkat çekiyor:

“Erdoğan’ın bu diktatör tavrı doğru olabilir. Çünkü hepimiz koşullanmış bir eğitimden geliyoruz. Birçok insan komut almaya alışık. ‘Şunu yap, bunu getir’ gibi şeylerden anlıyor. Eğitimsiz insan da çok fazla. Sonuçta Türkiye’yi yönetmek o kadar kolay bir şey değil.”

Ya!.. Siz kolay mı sanmıştınız koskoca ülkeyi yönetmeyi?.. Vuracaksın ‘eğitimsiz insan’ın kafasına, yöneteceksin memleketi!..

Zaten hemen akabinde, “Düşün, ben şu anda evin içini yaptırıyorum, üç tane ustayla baş edemedim!” diye eklemiş Hande Hanım. “Bakınız,” diyor yani, “Bu işçilerin kafasına vurmazsan tepene çıkarlar.” (Hande Hanım’ın evinde çalıştırdığı inşaat işçisi kardeşlerime sabır diliyorum.)

***

Böyle zamanlarda hep olur bu türden beyanatlar. 12 Eylül diktatörlüğünün en karanlık günlerinde de popüler ‘yıldız’larımız o günün gazetelerinden evlerimize ışık saçıyordu. Yüz binlerce insan işkence tezgahlarından geçirilirken, o popüler ‘yıldız’lar, “Allah generallerimize zeval vermesin. Onlar gelip başımıza diktatör kesilmese halimiz nice olurdu?” diye üzerimize çarşaf çarşaf kusuyordu.

Bu ‘tür’, her düzene hemen uyum sağlayabiliyor. Misal, Hande Hanım, aniden muhafazakâr bir insana dönüşüvermiş.

“Muhafazakârlık aslında çok kötü bir kelime değil” diyor, “Bir yandan uyuşturucu kullanım yaşı 13’e filan indi. Yeni jenerasyon sadece içkiden ibaret...”

Ne cici bir muhafazakârlık güzellemesi, değil mi?! Bizzat bu muhafazakâr iktidarın eseri olan ‘yeni jenerasyon’ da pek fena! Hemen daha muhafazakâr olalım, dertlerden kurtulalım!..

Biz zaten Hande Hanım’ı bir barın tuvalet penceresine sıkışmış o tuhaf haliyle hatırlamıyoruz. Ümraniye’de bir Kuran kursunun penceresine sıkışmıştı muhterem!

***

Bu ‘tür’ aniden muhafazakâr da olabiliyor haliyle...

Zamanında Hande Hanım’a “Ne dedin sen?!” diye girişen ‘fotomodel’ Sevda Demirel de muhafazakârlığın büyüsüne kapılmış ve tesettüre bürünerek Cuma sohbetlerine katılmaya başlamıştı. Bir televizyon programında, "İslam'a yönelmeden önce mutsuzdum. Arkadaşlarıma beni gece kulüplerine değil de Cuma sohbetlerine çağırsınlar dedim. Namazlarımı kaçırmamak için, dışarı çıkmıyordum. Otobüste kıldığım zaman gösterişmiş gibi algılanıyordu” diye konuşmuştu...

Toplu taşıma araçlarında namaz kılan bir Sevda Demirel!.. İnsan böyle bir vaziyete tanık olsa hakikaten salıverir kendini!

***

Gülmek, konu erkekler olduğunda pek sorun teşkil etmiyor, o yüzden rahatım. Muhafazakâr siyasetin şambabası Bülent Arınç Beyefendi gülmenin kadınlar için sorun teşkil ettiğini söyledi zira. “Kadın iffetli olacak. Mahrem-namahrem bilecek. Herkesin içinde kahkaha atmayacak” diye fetva verdi.

Ne diyelim bu laflara şimdi?!

Bülent Beyefendiciğim, arzu ediyorsanız, alınız bir yanınıza ‘mum kokulu Hande Hanım’ı, bir yanınıza da ‘otobüste namaz kılan leopar desenli Sevda Hanım’ı, iffet sohbetleri yapın canlı canlı. Bu sizin bileceğiniz iştir.

Lakin Başbakan Yardımcılığı gibi bir kamu görevi ifa ettiğiniz sırada, kahkaha atan kadını ‘iffetsiz’ ilan etme hadsizliğini ve küstahlığını göstermeniz pek şık olmaz... Böyle şeyler aklınızdan geçtiğinde lütfen çenenizi kapalı tutunuz ki etrafa cerahat saçılmasın...

***

Görüldüğü üzere, iktidar kendini sağlama aldıkça, bu aşağılık medya ve topluma örümcek ağı gibi yayılan bu tarikat kurumları gerici iktidarı besledikçe, popüler âlemin bülbülleri de bir bir iktidarın paçalarına sürtünmeye başlıyor.

Sevda Cuma sohbetlerine gidiyor, Hande diktatörlük güzellemesi yapıyor...

***

Yok yok... Unutmadım...

Bu iktidar tarafından katledilen Berkin hakkında şairane laflar yazmış Yılmaz Erdoğan’ın, ‘talimatı veren’ muktedirle sevimli sevimli top oynamasını, arada yükselen kahkahaları falan gözden kaçırmak mümkün mü?

Bu konuya, Mükremin Çıtır’dan esinlendiğim ‘Mum kokulu lavuklar’ başlıklı bir başka yazıda değineceğim...


Önceki ve Sonraki Yazılar