CHP'deki dedikodular!

Geçen gün CHP İstanbul il kongresi özelinde
dile getirdiğimiz ‘adaylık kriterleri’ önemli
ölçüde destek gördü… Bir kez daha yineleyelim;
1980 öncesi CHP’de herhangi bir göreve aday
olabilmenin kriterleri şunlardı;
Bilgi, birikim, beceri, deneyim, temsiliyet…
Adaylarda bu özellikler bir bütün halinde aranırdı.
Ekonomik güç önemliydi ama asla öncelikli
tercih nedeni değildi. Ancak gel gör ki; 12
Eylül darbesi, sadece toplumsal düzenin değil,
siyasetin de değer yargılarını alt üst etti. CHP gibi
bir partiyi de ötekilerine benzettiler. Ne yazık
ki CHP de liberaller kategorisine sokuldu. İdeolojiler
kalmadı deyip, CHP’nin sahip olduğu en
önemli ‘sol söylem’ silahı elinden alınır noktasına
getirildi.
CHP’ye başka tuzaklarda kuruldu… Deniz
Baykal’ın ‘aşağılık ve ahlaksız’ bir komplo ile
gönderilmesi yetmemiş gibi süreç içerisinde genel
başkanlığa getirilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun,
‘Alevi kimliği’ tartışılmak istendi. En acısı ise bu
tartışmasının parti içerisinde dillendirilmeye çalışılması.
***
İşte CHP İstanbul il kongresi bu tartışmaların
gölgesinde toplanıyor. 600 civarındaki delege
pazar günü yeni başkanını ve yönetimini seçecek.
CHP’de aday enflasyonu demiştik geçen
günkü yazıda. Anlaşılan kimse üzerine almamış.
Herkes kendini reel değer varsayıyor. Bir uzlaşı
ile aday sayısının aşağıya ineceğini sanırken,
tam tersi oldu. 10’a yakın isim adaylığını açıkladı.
Bu arada dedikodular muhtelif… Kimi diyor
ki; Genel Başkan işaret verdi. Sarıyer Belediye
Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek’in il başkanı
olmasını istiyor.
Oysa Kılıçdaroğlu bir hafta önce ilçe başkanları
ile yaptığı toplantıda, “Benim adayım yok.
Bu işi örgüte, yani size bırakıyorum” dedi… Ve
ondan sonra ne bir isim zikretti ne de bu konuda
herhangi bir şey söyledi. Hal böyleyken, birileri
“durumdan vazife” çıkarıp, bazı ilçe başkanlarını
ve delegeleri arayarak kimine talimat kimine
de telkin vermeye devam ediyor…
***
Yayılmak istenen dedikoduya bakın… Neymiş
efendim, Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul’da alevi
bir il başkanı istemiyormuş…
Tam bir tatlısu kurnazlığı… Tam bir provokasyon…
Dün bu konuyu araştırdım… İşin aslı astarı
olmadığını öğrendim. Kılıçdaroğlu’nun bu konuda
en küçük bir telkini dahi olmamış. Dolayısıyla,
ortaya atılan isim ya da isimler külliyen yalan!
***
Yeri gelmişken, söylemeden edemeyeceğim;
CHP bugüne kadar kimin kimliğini sorguladı?
Bu partide bugüne kadar; alevi ya da sünni
olduğuna bakılarak hangi isimlere görev verildi
ya da verilmedi?
Böylesine insanlıktan nasibini almamış, faşist
bakış açısı olabilir mi?
Ayıptır, yazıktır, günahtır!
Alevi, Sünni, Caferi, Ortodoks, Katolik, Ateist,
Protestan, Musevi… Laz, kürt, çerkes, rum,
ermeni, vesaire… CHP herkesin partisidir. Atatürk’ün
söylediği gibi; ‘mazlumun, ezilmişlerin,
kimsesizlerin’ partisidir CHP…
Bu partide hiç kimsenin ayrıcalığı yoktur,
herkes eşit hakka sahiptir. Kimse ayrımcılık yapamaz,
kimse kimseyi ötekileştiremez. Hiçbir
etnisite bir diğerinden daha üstün ya da değerli
kabul edilemez.

Ve CHP, hiç kimsenin ipoteği altında, babasının
çiftliği de değildir. Namuslu, dürüst, insan
temelinde sol evrensel ve yerel değerleri içselleştirmişse
bir CHP’li, onun, alevi ya da sünni olmasının
hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Dolayısıyla; herkes haddini bilmeli. İnsanların
kutsal değerlerini sömürerek onlardan nemalanmak,
ahlaksızlığın en büyüğüdür. Bunu da
CHP’lilere yakıştırmak istemem.
CHP örgütünün yapması gereken, işte bu
tuzağa düşmemektir. Birilerinin tavassutu ya da
işaretiyle değil, yüzünü sola çevirerek kendi özgür
iradesiyle karar vermelidir. Nihayetinde
CHP bir vesayet partisi değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar