Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu

Çin Seddi’nin gizemli çekiciliği

GEÇEN akşam bir televizyon programında güleriz ağlanacak halimize örneği bir olay yaşandı. Yarışma programında “Çin Seddi nerededir?” sorusuna yarışmacı uzun uzun düşünüp yanıt veremedi. Bu seyrettiğim bende bir takım anıların canlanmasına yol açtı.

Örneğin, eskilerden bir televizyon programında, yanılmıyorsam Pakize Suda elinde mikrofon sokaktan geçenlere rast gele sorular soruyor. Bunlardan birisi 12 Eylül darbesinin hangi ay yapıldığı. Ağızlarına mikrofon tutulan kişilerin hiç biri soruya cevap veremiyor. Bir başka halkın içinden programında Kızılırmak Nehri’nin Latin Amerika’da olduğunu söyleyen vardı.

Hadi o kadar derin coğrafyaya girmeyelim. 12 Eylül darbesinin liderinin kim olduğuyla ilgili bir soru da hatırlıyorum. Şıklardan birisi Kenan Işık, öbürü Kenan Kalav ve sonuncusu Kenan Evren’di. Yine ağzına mikrofon tutulanlar çoğunlukla Kenan Işık cevabını vermişlerdi.

Peki, bizde böyle de kişi başına düşen yıllık gelirle Türkiye’yi fersah fersah sollayan “mükemmel eğitim kurumları” ile övünen ABD’de durum başka mı? Aynen bizim televizyonlarda olduğu gibi sunucu halkın arasında dolaşarak mikrofon tutuyor ve soruyor: “Bana okuduğunuz bir kitap adını söyler misiniz?” Cevaplar çok komik. Kimisi hiç hatırlamıyor. Kimisi en son okuduğu derginin adını veriyor. Bir kaçı da bir kitaptan televizyona uyarlanan bir diziyi söylüyor.

Bir zamanlar manken kızımız Aysun Kayacı, çıktığı bir televizyon programında “Benim oyum dağdaki çobanın oyuyla bir olamaz” dediği için başına olmadık işler açılmış, kızcağız soluğu ABD’de almak zorunda kalmıştı. Anladığım kadarıyla bir daha Türkiye’ye dönmeye tövbe etmiş.

En son “yandaş” türkücü Yavuz Bingöl bile isyan edip kendi oyunun manavın oyuyla aynı olmaması gerektiğini savunuyordu. Eee, hanımlar beyler, siz ille de “millet iradesi” diye tutturursanız olacağı budur. Olur olmaz her konuda, örneğin 2010’daki Anayasa değişikliği tasarısında milletin iradesine baş vurursanız alacağınız sonuç bugünkü gibidir. Yani hukuk bilgisi olmayan insanların önüne Anayasa değişikliği tasarısını koyarsanız ve o insanlardan evet ya da hayır oyu vermesini isterseniz “millet iradesi” aşkına takım tutar gibi yanıtlar alırsınız.

Demem o ki bir halkın eğitim düzeyini en altlarda tutarsanız o halkı yönetmenin ne kadar kolay olduğu gerçeği herkes tarafından bilinir. O nedenle de genelde, özellikle ülkemizdeki iktidarlar eğitime ne kadar az önem verilirse siyasette o kadar başarılı olacaklarına inanırlar. Nitekim de öngörüleri doğru çıkıyor. İnsanlara “milli irade”, “milletin iradesi” gazını vererek on binleri sokaklara dökmek bile mümkün oluyor.

Ama unutmayın ki milli irade ya da millet iradesi kavramının telif hakkı da size değil, Nazi Almanyası’na ait.

Önceki ve Sonraki Yazılar