Çinlilerin küçük bir odada nasıl bir arada yaşayıp, çalıştıkları bir fenomendir. Öyle!

Türkiye’ye gelen tüm Çinli turistler örneğin: Onlar bizlerin pek de kabullenmek istemeyeceği şartlarda yıllarca yaşayıp, okudular. Çocuklukları küçük hanelerde hiç de iyi olmayan şartlarda geçti.

Üniversiteyi bitirene kadar da hep böyleydiler. Daha önce Pekin’de üniversiteler bölgesinde yaşıyordum, üniversitelerin içlerini de öğrencilerin nasıl yaşadıklarını da bilirim. İşte bu Çinliler üniversiteyi bitirip, çalışma hayatına atıldıktan sonra hızla zenginleşip dünyayı gezmeye başladılar.

O zaman tanıdığım Çinli öğrencilerin hemen hepsi artık en az bir yurtdışı gezisi yapmış durumda.

Weixin’den (ya da diğer adıyla wechat; whatsapp’tan çok daha üstün bir cep telefonu uygulaması) iletişim içindeyiz ve gittikleri yerlerin fotoğraflarını çekip atıyorlar. Daha önceki yaşamlarını bildiğimden, ne kadar tezat!

Ama Çin’se, bu normal!

Şimdi dünya lüks pazarı Çinliler sayesinde ayakta duruyor. Ülkeler Çinli turistleri çekmek için yarış halindeler.

Bir Çinli turistin, Türkiye’de bir mağazaya girip nasıl ihya ettiğini duyuyoruz. Türkiye kendisini toparlarsa ve Çin’e yönelik turizmde iyi bir alt yapı oluşturursa o meşhur “1 milyon Çinli turist”, gelecek yıl Türkiye’ye gelir.

Son Uygur sorunu patlak vermeyeydi, bu yıl muhtemelen yarım milyonu bulmuş olacaktı.

Diyeyim; bu yarım milyona yakın Çinli turist için katkım da yok değil hani!

TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da destek verdiği ünlü bir Çinli şarkıcıyı Türkiye’ye getirip müzik klipi çektim.

Çekimleri muhtemelen İstanbul’da şu an bitmiş olan, ünlü bir film yönetmenini İstanbul’a getirip mekân araştırması yaptım.

En önemlisi: Çin’in 1 numaralı “reality Show” programının Türkiye bölümünün çekimlerini, Dubai çekimlerinin üzerine çıkarttım.

Sadece mekân araştırması için 2 haftadan fazla bir süre Çinlilerin Türkiye’de kalmasını sağladım, ki onlara kalsa 8 günde bitirmek istiyorlardı ve 2 bölüm düşündükleri Türkiye yayınını böylece 4 bölüme çıkartmış oldum.

Bu reality show’un sadece hazırlık ve çekim sürecinde 150 kişilik Çinli TV ekibi Türkiye’de bulundu.

Çin’de her yıl tartışılır: Tatil günleri nasıl ayarlansın?

Çin’in geleneksel tatilleri ay takvimine göre yapıldığından her yıl değişiklik gösterir.

Ancak şu çok önemli bilgidir: “3 günlük bayram tatilimiz hafta sonuna yakın, şu Perşembe ve Cumayı da ekleyelim, tatil uzasın” gibi, muz cumhuriyeti ülke mantığı burada işlemez. Tatilin süresi bellidir.

Örneğin eğer kesintisiz yedi günlük tatil yapılacaksa; bir önceki hafta sonu ya da bir sonraki hafta sonu herkes işbaşındadır, çalışır ve o Pazar günü tıpkı herhangi bir Pazartesi günü gibidir.

Diğer deyişle tatile eklenen günler, hafta sonu tatilinden ödünç alınmış olur. Çin işte biraz da böyle Çin oluyor!

Ayrıca Çinlilerin karınca gibi nasıl çalıştıklarını duymuşsunuzdur, buraya yazmaya gerek bile yok.

21 yüzyılın 15’inci yılındayız. Bu yılda Çin hükümetinin kendi vatandaşları için en önemli çalışması, haftalık çalışma saatini 4,5 güne indirmek.

Haliyle bu Çin’de büyük heyecan yarattı. Çinliler yaz bitmeden bunun hayata geçirilmesini istiyor.

Hükümetin amacı hem iç turizmi hem de ekonomiyi hareketlendirmek.

Elbette kimi Çinliler, yarım günlük Cuma’yı geriye çekip Perşembe akşamından sonra serbest olmaya da çalışacaktır.

Bunun sadece iç turizmi değil, Güneydoğu Asya ve Doğu Asya ülkelerinin turizmini de olumlu etkileyeceği kesin.

Bizdeki gündeme bakın, Çin’deki gündeme bakın.

İşte fark ve güç!

Çin bunu tek şekilde başarıyor; Siyonizmi bu ülkeden uzak tutuyor.

Buna adınız gibi emin olun!​