Cinselliğin teolojisi

Şimdiye kadar, başlıkta yazdığım gibi bir açılım, bir kategorizasyon duymadım. Kitap-mitap, Google-moogle taradım, orada da bulamadım. Demek ki bunu şu anda ben uyduruyorum. Eğer daha öncesinde var olduğunu bilenler varsa söylesinler, beni de ikinciye yazsınlar. Hiç alınmam.

Büyüklerimiz gibi İmam Hatip okullarından mezun değilim. İlahiyatçı hiç değilim. Mesleğim gereği biraz psikoloji, biraz da psikopatoloji okumuş sıradan bir hekimim. Bu kimliğimle, aczimi peşinen kabul ederek, İlahiyat fakültelerinde böyle bir bölüm açılmasını öneriyorum. Gerekçesini açıklayacağım.

Bir arkadaşımın pek muhterem babası, yaşlılıkla ilgili sorunları nedeni ile göründüğü doktor, cinsel hayatı ile ilgili birkaç soru sorunca, “Ben o pis işleri bıraktım” diye yanıt vermiş.

Dikkat! Merhum amcamın verdiği bu yanıt, erkekliğin ‘şahikası’ ve ‘Nirvana’sıdır. Hemen Allah cümlemizin o mertebeye ulaşması için muini olsun!

Muhterem amcamın ulaştığı seviyeye ulaşmak için, kendi payıma, esaslı bir gayret gösteriyorum ama insanı kendi haline bırakmıyorlar ki birader!

Gazetelerin üçüncü sayfaları, internetteki haber portallarının neredeyse tamamı cinsel informasyonlarla dolu. Batıda böyle yoğun bilgi akımına uğranmasına, hangi konuda olursa olsun olsun, ‘informasyon intoksikasyonu’ (bilgi zehirlenmesi) diyorlar. İnsanı çok kötü ediyor.

AKP’nin ‘mutlak iktidar’, Reis’in ‘mutlak güç’ olmasından sonra, ülkeyi İslam dininin (doğru-yanlış) cinsellikle ilgili açıklamaları, o açıklamaların erkeklere sağladığı olağanüstü ayrıcalık, o zamana kadar kimsenin aklına gelmeyen, sadece erkeklere mahsus ‘ruhsatlar’ (izinler) sardı.

Kendini ‘İslam âlimi’ ilan eden bazı kişiler, hocalar, şeyhler, bazı kurumların yöneticileri, hatta Devletin resmi organı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Fetva Kurulu ardı ardına açıklamalar yapmaya başladı. İslam teolojisi ile insanların cinsel yaşamı, başka hiç bir konuda olmadığı kadar ilişkilendirildi.

Örneğin bir İslam âlimi, “Altı yaşındaki kız çocukları ile evlenmek caizdir’’ dedi. Bir diğeri, “Hamile kadınlar sokağa çıkmasınlar” dedi. Her halde hamile kadının şiş karnı kendisine cinsel birleşmeyi hatırlattığındandır. Diyanetin fetva hattında, “Bir erkek öz kızına sarıldığında  erkekliği uyanırsa nikâhı düşer mi?” sorusuna, “Düşmez” yanıtı verildi. Bir tarikat şeyhi, müritlerine (kadın-erkek) oral seks yaptırdığını kabul ederek, “Buna badeleme denir, şeriatta yeri vardır” dedi.

Bir kadın yazar, “Reisim isterse hemen ailemi bırakıp ona eş olurum” gibi bir şeyler söyledi. TV’de bir kadın, kocasının yanında “Onun (Tayyip Bey’in) götünün kılıyım” dedi. Cübbeli Ahmet Hoca, erkeklerin cinsel yetersizliğine karşı okunup, cinsel organa üflenecek duaların kitabını yazdı.

Pek dindar biri sayılmam ama gene de İslam kültürü ile yoğurulmuş bir ülkede doğup-büyümüş bir ‘erkek’ olarak, cinsel alandaki bu yoğun ‘teolojik informasyondan’ etkilenmemem mümkün değil. Bu nedenle bir türlü Nirvana’ya ulaşamıyorum.  Hele bir de ölünce, ‘bas-ı badelmevt günü’ 33 yaşında uyanınca, o sayısız hurilere kavuşma düşüncesi beni fevkalade etkiliyor.

Ama diyeceksiniz ki “O cennet sadece günahsız erkekler içindir”, peki bana öyle bir erkek gösterin... Tövbe tövbe!  

Önceki ve Sonraki Yazılar