Çözülme devri psikolojisi II

Sadece yazanları değil, okuyanları, okumayanları, ülkede yaşayan vicdan sahibi her insan evladını utandıracak bir haber; Erzurum'da avukat, savunma hakkının kutsal cüppesi üzerindeyken, 10 yaşındaki iki kız çocuğunu taciz etmekle suçlanan 50 yaşındaki ayakkabıcıyı "10 yaşındaki çocuğun göğsü gelişmiş idir ki ellesin de istismar etsin" diyerek savunuyor.

Neymiş? Bedava ayakkabı istemişler, vermemiş komplo düzenlemişler...

Avukat, Türkiye'deki hukukun, ahlakın kötü bir temsili gibi.

Her şey komplo...

Artvin'deki madene karşı çıkanlar altın çıkınca ülkenin zenginleşeceğini hesap eden emperyalistlere hizmet ediyor...

İstihbarat servisinin "iş üzerinde" yakalanmasına ait görüntüleri yayınlayan gazeteciler "casus".

Gezi'de "yeter" deyip bir araya gelen kadınlar, işçiler, taraftarlar, Kürtler, eşcinseller hepsi de yabancı güçlerin hizmetinde...

Çürüme kötü bir hastalık, çaresiz bir enfeksiyon gibi her yeri sarıyor.

Sadece iktidarın, suç üstünde yakalanan iktidar mensuplarının yarattığı bir durum değil. Her yere yayılan bir hastalık.

Kurumları, meslekleri, insanları, vicdanları yerle bir ederek ilerliyor.

Soyu tükenen balıkların, soyu tükenen hayvanların, bitkilerin yanına bir de soyu tükenen kavramları yazmalıyız artık; vicdan, ahlak, ilke, dürüstlük...

Bundan on yıl önce iyi kötü savunduğumuz "medya etiğinden" söz etmek, haberlerde "karşı görüşten", "en az iki kaynaktan" "gazetecilerin savaş kışkırtıcılığı yapamayacağından" söz etmek artık komik.

Bağımsız mahkemeleri, doğal yargıç ilkesini bir yana bırakın, "ulan bu kadar da olmaz" diye itiraz eden hakim, savcı kalmadı...

İş dünyası tam siper bu dönemi atlatmanın derdinde.

Akademisyenler, hükümetin sırtını sıvazladığı mafyazolar tarafından "kan banyosuyla" tehdit ediliyor. 

Bu ülkede bir zamanlar polis üniversiteye girdiğinde kamuoyunu ayağa kalkardı.

Şimdi gazetelerin yazı işlerine dalıyorlar.

Zaman Gazetesi'ne kayyum atanıyor.

İlk işi gazetenin, haber ajansının sitesine erişimi engellemek.

Kayyumlara direnen kalabalık polisin attığı gaza "Biz Kürt müyüz?" diye tepki gösteriyor. Aynı gün Diyarbakır'da İHD ve Kayıp Yakınları 369. kez düzenlenen oturma eyleminde 85 gündür kuşatma altındaki Sur'da yaşamını yitirenlerin cenazelerinin teslim edilmesini istiyorlar.

Peki bundan sonra?

Çözülme eninde sonunda İktidarı da etkileyecek.

Kayseri'deki "Boydak Operasyonu"nun ima ettikleri sadece Cemaatle sınırlı değil.

AKP içinde şimdilik Bülent Arınç'ın meydan okumasıyla başlayan ve eninde sonunda  Abdullah Gül'e uzanacak yarılmaya karşı erken bir göz dağı.

Bundan 16 yıl önce Fazilet Partisi'nde Erbakan'a meydan okuma cesaretini gösteren ismin Tayyip Erdoğan değil Abdullah Gül olduğunu hatırlamakta fayda var.

Peki Gül AKP içinde Erdoğan'a bayrak açabilecek mi?

O zaman da Gül'den hemen önce Arınç, Kutan'a karşı aday olarak başkaldırının işaret fişeğini fırlatmıştı. AKP içinde Erdoğan'ın gücü tartışılmaz, ancak diğer kurucular Arınç'ın ve Gül'ün gücünün de bu güne kadar ciddi biçimde test edilmediğini bir kenara not etmek gerek.

Üstelik bu gücün test edilmesi olasılığı farklı koşullarda gerçekleşebilir.

Yani mesele sadece Gül ve Arınç ile techiz edilmiş Davutoğlu kanadıyla Tayyip Erdoğan ve Saray bürokrasisi arasındaki bir çatışma değil.

Sadece Cihan Haber Ajansı'na el konması bile yakın bir tarihte Anayasa referandumunun habercisi.

Bu tabloda oldu bittiyle gelecek bir başkanlık sisteminin AKP içinde tehdit ettiği çıkarları da hesaba katmak gerekiyor. Sekiz milyon üyeyle (en yakın partinin sekiz katı üye sayısı) 14 yıldır kamuya ait çıkarları ve rantı dağıtarak iktidar olmayı sürdürmüş bir partide temellerin yerinden oynaması hiç de hesap kitap edilmeyecek sonuçlar üretebilir.

Aşınmış, bağlamından kopmuş, kendi çıkarları pahasına rant dağıtan, deyim yerindeyse can çekişen bir siyasal temsil sisteminin son şansı, başkanlık sistemine karşı parlamenter sistem için anayasa yapmak.

Fakat kurumların yerle bir olduğu, siyasi ahlakın ve geleneklerin çürüdüğü bir dönemde bu imkansız.

Yine de "can çıkmadan ümit kesilmez" diyelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar