İç savaş haberleri -1-

 Hayat nasıl da akıp gidiyor, değil mi? Bir zamanlar ‘mazlum’ bir kısım hanım kardeşimiz üniversitelere türbanla giremeyip kapılardan geri çevriliyordu.

Hatta bugün bu memleketin cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden zatı muhteremin çocukları, sırf bu yüzden ABD’de bir işadamının bursuyla okumak zorunda kalmıştı!

***

Devam etmeden evvel, bu ‘işadamı bursu’ konusunu bir kez daha hatırlayalım, hatırı kalmasın. Bugün gemiciklerden filo kuran Teyyip Erdoğan Ailesi, demek ki kısa süre evvel ABD’de çocuk okutmak için ‘işadamı bursu’na ihtiyaç duyuyordu. O üniversitelerde türban takılamayan karanlık günlerde, o imkansızlıklarla ABD’ye hicret etmek zorunda kaldı o çocuklar!..

Öte taraftan, bu işte bir terslik vardı. Bilal de ABD’de ‘işadamı bursu’ ile okudu. Tamam, Sümeyye türban takacaktı. Ya Bilal ne takacaktı?

Çelişkiler yumağı...

Sonra öğrendik ki, ABD’ye işadamı bursuyla okumaya yollanan Sümeyye zaten Türkiye’de üniversite sınavı kazanacak puan alamamıştı! Bilal’in ise durumu malum. Muhterem pederi tarafından üniversite sınavına sokulduğunu bile sanmıyorum.

Hikaye böyle gidiyor...

***

Neyse efendim, o eski karanlık, ‘vesayetçi’ ve ‘gayrı milli’ günler geride kaldı. Artık ilkokullara bile türbanla girebilecek minik yavrularımız. Tam bir özgürlük ortamı! Özgür iradeleri ne isterse öyle giyinecekler...

Öyle ya, yanlarında zebella gibi duran babalarıyla-ağabeyleriyle birlikte ilkokula getirilmiş o çocukların fotoğrafını hep birlikte idrak ettik. Hepsinde nasıl da özgür bir irade vardı!..

***

Kendine ‘solcu’ diyen bir kısım dalkavuk şimdi gayet mutludur herhalde. Üniversite kapılarında şeriatçılarla beraber ‘türban eylemi’ yapıyorlardı. Hatta Boğaziçi Üniversitesi’nin bir kısım ‘çokbilmiş’i, kızlı-erkekli türban takıp destek vermişti türban ‘özgürlüğü’ne!

Şimdi ufacık kız çocukları, kafalarında türban, ilkokuldan sonra evlendirilmeyi beklemeye başladı. Türban, kadının müstakil kimliğini toplumsal hayattan silmeye çalışan AKP’nin ve topyekun muhafazakarlaşma hamlesinin bayrağı haline geldi.

Umarım o çok demokrat arkadaşlar muratlarına ermiştir!

***

Bu tartışmaların en civcivli zamanlarında, “Biz ahmak değiliz” diye yazmıştım, “Türban takma ‘özgürlüğü’nü değil, türban takmama özgürlüğünü tartışırız. Birkaç yüz kadının üniversiteye türbanla girip giremeyeceği değil; örtünmeye zorlanan, kişiliği yok sayılan yüzbinlerce yoksul kadının gördüğü baskı ilgilendirir bizi.”

Tabii o günler değişikti, öyle yazınca ne darbeciliğimiz kalmıştı, ne ulusalcılığımız, falan. Olsun. Bugün de tam olarak aynı şeyi tartışacağız.

Bugün yüzbinlerce genç kadın, hatta yüzbinlerce kız çocuğu türbanla kapatılma, zorla eve tıkılma ve istemedikleri adamlarla evlenme basıncı altındadır.

Eğitimden başlayarak, toplumun her alanında yayılan mezhepçi-dinci kafa iktidarlaşmış, kadının bedeni ve kimliği üzerinden bir iç savaş mevzii oluşturmaktadır. Evet, yanlış okumadınız. İç savaş mevzilerinden biri ‘kadın’dır.

IŞİD’in şu anda zorla yaptığı her şeyi adım adım ‘yasal’ süreçlerle gerçekleştirmeye çalışan bir iktidarla muhatabız ve en şiddetli çatışmalar kadın cephesinde yaşanacaktır.

***

Çarşamba günü konuya iç savaş dinamikleriyle devam edeceğiz...


Önceki ve Sonraki Yazılar