'Deccal' geldi mi?

Özgür Bakar’ın 4. filmi ‘Deccal’, kutsal kitaplarda geçen bir kehanetin gerçekleşmesi üzerine bir hikâyeye sahip. Çeşitli zamanlarda İslâm, Hristiyan ve Musevi kaynaklarda da varlığı ve ne zaman geleceği tartışılan Deccal’in 6.6.2016’da geleceğini araştırmalarıyla ortaya çıkaran İslâm felsefesi profesörü Ali Bulut tüm çabalarına rağmen kimseyi inandıramaz. Hatta bilim çevrelerinde, artık tedavi edilmesi gerektiği dedikodusu bile yapılmaya başlanmıştır.

Öte yandan, Duygu ise intihar denemesi sonrası başlayan yeni hayatında karşısına çıkan zengin ve iyiliksever Nurdan ablanın villasında kalırken, kendisinin de nasıl olduğunu açıklayamadığı bir şekilde hamile olduğunu öğrenir. Artık bundan sonra, Duygu’nun bebeğini doğurması ile, bunu önlemeye çalışan Ali Bulut’un kavgasıdır.

Deccal kim?

Aslında, önce, ele aldıkları konuları en azından Hollywood standartlarında, cesurca işleyemedikleri için yönetmenlerimize bir çağrı yapmakla başlamalı, diye düşünüyorum.

Şu herkesin seyredip geçtiği, örneğin Örümcek Adam benzeri filmlerde dahi, kötülük tartışmaya yer bırakmayacak netlikte tasvir edilir: bilimi ve imtiyazlı konumlarını bireysel hırsları ve çıkarları uğruna topluma karşı kullanmaktan çekinmeyen insanlar!

Ancak, bizim sinemamızda bu alan boştur! Kötülüğün kaynağını bilemeyiz! Bu alan neredeyse sadece sosyalist yönetmenlere bırakılır. Bunun nedeni, onların bu konuları daha iyi işleyeceği kanaati değildir, elbette. Kötülüğün gazabını üzerine çekmemek, hatta başkalarına yönlendirerek kendisinden uzak tutmak yönünde baskın bir şark kurnazlığı vardır, bu “titrek kuyruk” tavırların ardında.

Komedi filmlerimiz şöyle kıyısından bulaşsa da, kahkahalar arasında görüntüsü kaybolan ‘kötülük’, melodram, sanat, macera, tarih vs. filmlerinde nedense hiç ortaya çıkmaz!

Bir süredir yükselişte olan korku sineması da, sanırım Özgür Bakar’la geldi, gene aynı sorunun önünde çakıldı! Aslında, meseleyi bu kadar netlikte ifade ettiği ve tartışmanın doğru ifade edilmesine yardımcı olduğu için genç yönetmene teşekkür etmem gerekiyor.

Şimdi, hepimizin sorma sırası geldi: Deccal kimdir? Kilerinde bolca bulunan kan ve kesilmiş sığır ve koyunlara bakarak Nurdan Hanım’ın doğumunu sağladığı Deccal’in kimliğini deşifre edebilir miyiz?

Cesaret, biraz daha cesaret!
Aslında Deccal geldiğinde neler olacak, sorusu dahi, kimliğini ele vermeye yeterliydi. Genç ve başarılı yönetmenimiz, kendisine koyduğu sınırları biraz daha zorlasa idi, kolaylıkla dünyamızı cehenneme çevirenlere kamerasını yöneltebilir ve Deccal’in kimliğinde gizli şifreleri seyircinin çözmesini sağlayabilirdi.

Kelime kökeninden gidelim: ‘decl’ Arapça bir şeyi örtmek, yaldızlamak, boyamak manasında kullanılıyor. Buradan, deccalin en önemli kimliğine, yani kendisini kamufle etmesine ulaşırız.

Diğer yandan, deccal insanları kötülüğe ve sapkınlığa yöneltecek bir güce sahiptir. Bir yerde şeytanın yeryüzündeki suretidir. O halde, şöyle bir çevremize bakalım, bizim gibi insan suretinde göründüğü halde, insanları birbirine düşüren, kıyımları, katliamları kışkırtan güç veya güçlere bakalım- mı?

Hayır, ne Özgür Bakar ve ne de korku sinemasında kötülüğü geleneksel kodlarda arayan diğer yönetmenlerimiz dünyayı yangın yerine çeviren, komşuyu komşuya düşman eden, iktidar hırsı ile her türlü yalanı ve fitneyi ortaya süren ‘odak’la filmlerinde temsil edilen kötülük arasında bir ilişki kurmaya cesaret edemiyorlar.

Filmin başarısı
Bütün bu eleştirilerimin yanında, Deccal’in olumlu yönlerini de belirtelim. Öncelikle, Özgür Bakar’ın yönetmen olarak rüştünü ispatladığını söylemek doğru olacaktır. Hem oyuncu yönetimi ve hem de sahne tasarımlarını beraber ele aldığımızda, Deccal’in Bakar’dan çok daha fazla ses getirecek filmlerin habercisi olduğunu söylemek abartı olmayacaktır.

Aynı şekilde, yönetmenin de katkısı ile şekillenmiş olan senaryonun yerli korku sinemasında görmediğimiz sağlam karakterler ve kurgu inşa etmesiyle dikkati çektiğini vurgulamalıyım. Müslüman, Yahudi ve Hristiyan din adamlarının sonu ölümle biten Deccal araştırmaları hikâyesi dışında, senaryoda havada kalan durum pek yok. Sözünü ettiğim hikâye de eğer tamamıyla çıkarılmış dahi olsaydı, filmin akışından herhangi bir şey kaybolmayacaktı.

Son söz: bütün olarak ele aldığımızda, Deccal’in korku sinemasında yeni bir sayfa açtığını, bir anlamda çıta yükselttiğini söylemek gerekir. Seyircinin de bu çabaya olumlu cevap vereceğini düşünüyorum.



Deccal
Yönetmen: Özgür Bakar
Senaryo: Özgür Bakar, Alper Kıvılcım
Müzik: Ekin Eti
Görüntü Yönetmeni: Uğur Kaplan
Oyuncular: Öznur Serçeler, Bulut Köpük, Aysun Sümercan, Sait Genay, Aykut Engin, Duygu Paracıkoğlu
Türkiye, 2015, ‘105

Önceki ve Sonraki Yazılar