Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Amerikancı mıydı?
Solcu geçinen ya da 'şeytan Amerika' diye anti-Amerikancılık yapan dinci siyasetçilerden Amerikancı yaftasını daha mı fazla hak etmiş bir liderdi?
Süleyman Demirel ve öteki Türk siyasi liderleri özellikle Amerika'da uzun yıllar gazeteci olarak izledim.
Demirel Türk siyasi hayatında Ecevit'le birlikte Amerikancı' damgasını öteki liderlerden çok daha az hakeden liderdir.
Demirel'e bu konuda haksızlık yapıldığını düşünüyorum.
Erbakan, Evren, Özal, Çiller,Yılmaz, Gül ve Erdoğan.
Hangisi Amerikancı değil?
Hepsi Amerika'dan destek ve ödül almak için yarışmadı mı?
Demirel Amerika'yla ilk kez Elektrik İşleri Etüd idaresinde çalışırken 1950 yılında tanıştı.
1954 yılında Boğaziçi köprüsünün ilk projesini hazırlayan Amerikan mühendislik ve müteahhitlik firması Morrison Knudsen Inc.'in Türkiye temsilciliğini üstlendi.

Daha sonra Eisenhower Vakfı'nın bursuyla yeniden ABD'ye gitti.
Demirel, siyasi hayatı boyunca ABD'de musevi lobisi ve Amerikan kuruluşlarından hiç madalya almadı.
ABD Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra silah ambargosu koyunca Türkiye'deki Amerikan üslerini kapattı. ABD'nin hedefi oldu.
12 Eylül 1980'de Kenan Evren’in ABD destekli darbesiyle siyasi hayatı yasaklandı.
1985 yılına kadar gazeteler resmini dahi yayınlayamadı.
1985 yılında Güniz Sokak'taki çalışma odasında bir ropörtaj yaptım.
ABD'nin darbeyle ilgili tavrını sorduğumda şöyle demişti:
'Amerika askeri müdahaleler karşısında meydana gelen netice kendi yanında bir durum hasıl ediyorsa onu alkışlar. Yani demokrasi olmuş olmamış onun peşinde olmaz..

Yeter ki orayı idare edecek olanlar, onlarla beraber olsunlar.
Yani onlar burada rejimin tehlikeye girmesinden yada ortada kalmış olmasından şikayetçi olmaz. Bu çifte standarttır Ama büyük devlet. Amerika odur.'
Mecliste Demirel'in tabutu önünde saygı duruşunda bulunan siyasetçileri izlerken ve son yolculuğuna uğurlamak için baba ocağı İslamköy'e giderken 30 yıl önce ABD'yle ilgili şu sözleri kulaklarımda çınlıyordu:
'Ben Amerika'nın değerlerini savundum onlar o değerlerin yıkılmışlığını savundu. Bir miktar aksi adam olarak görünmüşüzdür onlara.
Halbuki ben ülkemde hürriyeti ve refahı savundum.
Ben insan haklarını savundum. Sizin memleketinizde var bizde yok.
Diyorsunuz ki Türklere demokrasi layık değildir. İşte ben orada isyan ederim.'