Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Dengeli ilişki

Çin işi, Türk işi,

Bu gerektirir

Dengeli ilişki.

Bu makalenin özü bunu anlatıyor.

***

Ülkelerarası ekonomik ilişkiler bir yerde insanlardaki ilişkilere benzer.

Dengeli ilişki yoksa o ilişki kısa sürede sömürü ve haksızlık dolu bir sürece dönüşür ve kavga dövüş bozulur.

Bundan dolayı ülkelerarası dengesiz ilişkiler günübirlik ilişkiden öteye geçemez ve ilk kazık veya fırsatta hemen yeni bir arayışı tetikler.

Hâlbuki huzurlu, verimli ve sürekli ekonomik ilişkiler için karşılıklı menfaat dengeleri kurulmalı ve adeta bir evlilik gibi işlenmelidir.

Böyle olunca da ekonomide stratejik ortak olunur.

Sonrası da gerisi gelir.

***

Türkiye ile Çin arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler şimdiye kadar maalesef dengeli halden çok uzak Çin lehine tek taraflı yoğunlukta gelişti.

Örneğin 2017 de Çin’den 17, 1 milyar ABD dolarlık ithalat yapmışız.

Buna karşı Çin’e sadece 2, 5 milyar dolarlık ihracatımız var.

Yani Türkiye’den Çin’e maalesef ihracat güdük kalmış.

Türkiye, Çin’in ihracat pazarı olarak büyüdü.

Çin 7 sattı, Türkiye 7 aldı.

Türkiye 1 sattı, Çin 1 aldı!

Sonuç: 7 ye 1 Çin lehine.

Bu böyle devam edemez.

Ancak iyi haber: İki tarafın da işbirliğini geliştirme ve sürekli hale getirme iradesi var.

Bunu bizim temaslarımızda da görmek mümkündü.

İyi niyet hayata geçirilebilecek mi göreceğiz.

Ama bunun için iki tarafın da çok çalışması gerek.

Çin’in “Bir Kuşak, Bir Yol” projesi aslında bunu Çin açısından zorunlu hale getiriyor.

İyi de yapıyor.

Çin’in bu yüzyılın ekonomi ve barış projesi olan işbu yeni İpekyolu Projesi, AB-Rusya-Çin arasında değerli bir kesişme noktası ve köprüsü olan Türkiye açısından çok değerli bir avantaj olabilir.

Türkiye ve Çin’deki üretim maliyetleri dikkate alındığında en azından kısa-orta vadede aradaki farkın kapatılması normal yollarla mümkün görünmüyor.

Bunun için yüksek kalitedeki sanayi malları veya ara mamullerin ve Çin halkının ağız tadına uygun tarım ürünlerinin tespit edilip Çin’e ihracatına dönük çalışmalar yapılmalıdır.

Türkiye’nin burada birim fiyat / kalite açısından Çin’e karşı büyük avantajı var.

Bu avantaj kullanılarak o alanlarda başta olmak üzere ortak yatırımlarla üretime dayalı işbirliğine gidilerek fark çok kolay ve hızlı kapatılabilir.

  ***

Ancak bu, Çin’in öncelikle ve gecikmeksizin Türkiye’de büyük altyapı projelerine katılması ve sanayi ve tarımda üretime dönük doğrudan yatırımlar yapmasının sağlanmasıyla mümkün olacaktır.

Burada önemli olan Çin sermayesinin tek başına veya ağırlıklı olarak mümkünse yerli sermaye ile uzun vadeli ve üretime dönük ama karşılıklı olarak içinde yüksek teknoloji barındıran ortaklıklar kurabilmesidir.

Çin ‘de böyle bir istek ve irade olduğu belli.

Bunun için en azından Çin ekonomisinin kalbi Şangay ‘da idari özerkliği bulunan yeterli donanımlı kadrosu bulunan bir yatırım ve ticari temsilcilik açılmasıyla başlayabiliriz.

Çinli yatırımcılara Pekin’deki ekonomik ilişkilerin gelişmesine elinden gelen katkıyı esirgememeyi düşünen Pekin Büyükelçimiz Abdülkadir Emin Önen, ticaret müsteşarlığımız, Çin’deki T.C. Konsoloslukları yanı sıra yol gösterebilecek donanımla bir yapı elbette.

Önceki ve Sonraki Yazılar