Zamanımızın bir kahramanı
Karman çorman günler yaşıyoruz. Kafalar karışık mı karışık! Çete, ajan, casus, hain gibi olağandışı kelimeler artık çerez niyetine kullanılıyor. Gizli çekilmiş ses ve görüntü kayıtları havada uçuşuyor. İnsanlar ortaya çıkanları gördükçe hayretten hayrete sürükleniyor. Ne kadar önlem alınırsa alınsın, belli ki, bu furyanın sonu yok; depolar ağzına kadar dolu. Ama her şeyin zamanı var. Belki yarın, belki yarından da yakın...
Bu dediğim durum, günümüz Türkiye'si için tümden doğru, malum ama nice başka ülkelerde de her gün yeni dinleme skandalları yaşanmakta. Uzay Çağı'yla birlikte teknolojik ‘ilerleme’ dev adımlarla yol aldı, yerkürede gizli köşe bırakmadı. Bir bakıma iyi bir şeydi bu. Kodamanlardan kötü şeyler yapmasını zorlaştırdı. Ama madalyonun öbür yanı da var: Çağımızın sıradan insanı da günün her saatinde kayıt altında; artık güç odaklarının önünde herkes üryan!
Eski CIA çalışanı, 30 yaşındaki Edward Snowden'ın Norveçli iki politikacı tarafından Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilmesi, bu bakımdan cuk oturuyor. Bazılarına göre Snowden çağımızın en büyük haini. Amerikan istihbarat servislerinde nice ajanın onu öldürmek için fırsat kolladığı biliniyor. Ne var ki, pek çok kişi için bir kahraman o.
Zamanımızın bir kahramanı!
*
Yaptığını biliyorsunuz: Çalıştığı Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu'nun (NSA) tüm dünyayı nasıl izlediğini ve dinlediğini ifşa etti. Tüm internet hesaplarının, tüm telefon konuşmalarının kaydedilip saklandığını ortaya koydu. Microsoft, Google, YouTube, Facebook, Skype vb. Onun izlemesi altındaydı. Bırakın Angela Merkel gibi önemli ülke liderlerini, sıradan yurttaşlar bile NSA'nın ilgi alanı içindeydi.
Meğer söylenenler doğruymuş, meğer ABD gerçekten hepimizi izliyormuş!
Bu duruma isyanını şöyle dile getirmiş Snowden:
"Böyle şeyler yapılan bir toplumda yaşamak istemiyorum. Yaptığım ve söylediğim her şeyin kaydedildiği bir toplumda yaşamak istemiyorum".
Şöyle devam etmiş:
"Savaş halinde olmadığımız ülkeleri de dinliyoruz. Neler yapabileceğimizi havsalanız almaz. Dinleme kapasitemiz inanılmaz". (Türkiye'den de örneklerini görmüyor muyuz?)
Snowden halen geçici mülteci olarak Rusya'da yaşıyor. Ülkesinin bu küresel ve dehşet verici operasyonunu canı pahasına ifşa ederek dünya barışına katkıda bulunduğunu savunuyor:
"Dünya bizim gibi oyunbozanlar sayesinde daha güvenli ve dengeli bir gezegen haline gelecek” diyor.
Haklı olabilir.
Biliyorsunuz; beş altı yıl önce, Norveçliler Nobel Barış Ödülü'nü çiçeği burnunda Başkan Obama'ya vererek bazı çevrelerde hayal kırıklığı uyandırmıştı. Şimdi de, onun devletine ihanet etmiş ‘hain’ Snowden'ı ödüllendirirler mi?
Bu, dünyamız için ne anlama gelir?
Düşünmeye değer.