Nakillerde risk almayın!

Dün itibariyle nakil işlemleri başladı. Bakanlığın e-okul uygulamalarından okulların taban puanlarını ve kontenjan sayılarını iyice inceleyerek kararınızı verin. Artık yüzdelik dilim yok. Tamamen puanlara bakılarak tercih yapılıyor. Bu nedenle puanınızın çok üstündeki okulların yerine puanınıza yakın okulu tercih edin. İl ve ilçe sınırlaması olmadan istediğiniz yerdeki okulları tercih edebilirsiniz.
Bildiğiniz gibi bu sene öğrencilerin puan aralıkları birbirine çok yakın geldi. Durum gösteriyor ki on kişilik boş kontenjanı olan bir okula yüzlerce kişi başvuru yapacak. Bunu hesaba katarak nakil başvurusu yapın. Daha önce de belirttiğim gibi, eğer şu an kayıtlı olduğunuz okulda okumak istemiyorsanız, bu hafta riske girmeyin. Puanınıza uygun, kontenjan açığı çok olan istediğiniz bir okula nakil yapmaya çalışın. Daha sonra ise adeta bir dağcı gibi yukarıya doğru tırmanmaya çalışın. Şunu da ayrıca belirtmekte fayda var; eğer e-okul sisteminde bir okula kaç puanlı ve kaç öğrencinin başvuru yaptığı gözükürse, öğrenciler de neyin ne olduğunu görerek ona göre nakil başvurusu yapar. Umarım Bakanlık bu uyarımızı dikkate alır.
Toplum nereye gidiyor?
Önceki günlerde yazdığım ‘Baby Boomer’dan Z kuşağına’ ile ‘Çocuğunuzla arkadaş olmayın ?’ başlıklı yazılarımda anne-babaların çocukları ile nasıl iletişim kurmaları gerektiği konularına değinmiştim. Aldığım geri bildirimlerde, anne ve babalar, bu konulara daha çok değinmemi istediler.
Kesinlikle haklılar. Günümüzde bu tür konularda anne-babaların daha çok aydınlatılması ve bilinçlendirmesi gerekiyor. Topluma sağlıklı birey yetiştirmenin ilk adımı ve ilk harcı ailede atılıyor.  Ruh sağlığı yerinde bir toplum istiyorsak bu konulara çok daha fazla önem vermemiz gerekiyor.
Ama maalesef geldiğimiz süreçte, Türk toplumunun ‘ruh sağlığını’ çok da iyi görmüyorum. Günlük hayatta karşılaştığımız insan ilişkilerinden tutun da televizyondan, gazetelerden giderek artarak öğrendiğimiz cinayet, cinsel istismar, tecavüz, hırsızlık haberlerine kadar bugünlerde kendime daha sık sorar oldum bu soruyu: Bize neler oluyor?
Günlük hayatta beraber tatil yaptığımız, beraber otobüse, vapura bindiğimiz, komşuluk yaptığımız daha doğrusu aynı toplum içerisinde yaşadığımız ve paylaşımda bulunduğumuz birçok kişinin ruh sağlığı hiç ama hiç iyi değil.
Herkes sorumluluk almalı…
Toplumca nereye gidiyoruz? Ne yapıyoruz? Allah aşkına biri çıksın bu durumu açıklasın. Sabahları televizyondan haberleri izliyorum; cinayet haberlerinden, kavgadan, gerginlikten, gerilimden başka bir şey yok. Toplumca daha sabahın erken saatlerinden itibaren güne iyi başlayamıyoruz.
Bakın, toplum olarak kendimizi her zamankiden daha çok sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum. Bu kadar canice, vahşice cinayetler, insanlık dışı suçlar işlenirken, gerek hükümet gerek siyasi partiler gerekse basın ve diğer tüm ilgili kurumlar ne kadar işin ciddiyetindeler açıkçası merak ediyorum.
Uzun lafın kısası; öncelikle hükümet ve diğer siyasi partiler eğitim politikalarını, sağlık politikalarını tekrar gözden geçirmelidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki bütün siyasi partiler bir araya gelip,  bir komisyon mu kurarlar yoksa sivil toplum örgütleriyle, basınla ve diğer ilgili kurumlarla bir araya gelerek başka bir çözüm mü düşünürler bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var; ne yapıp edip bu konularda acilen önlem alınması gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar