Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Cehennem kapısı!

Fransa eski Cumhurbaşkanı Chirac 2004'te Irak işgali ile birlikte ABD'nin Ortadoğu politikalarına karşı çıkarak 'Irak'ta cehennemin kapıları açıldı ve hiç kimse bu kapıları kapatamaz' demişti.
2004'ün Haziran ayında ABD'nin Sea İsland kasabasında toplanan liderler Büyük Ortadoğu Projesi ( BOP ) içinde görev bölümü yaptı.
Hani şu Başbakan Erdoğan'ın sözünü ettiği Eş Başkanlık konusu.
Bu arada Kaideciler Irak'ta Amerikan işgaline karşı savaşıyordu.
Ama aynı Kaideciler intihar eylemleri ve bomba yüklü araçlarla her gün onlarca Şii'yi öldürüyordu. İran destekli Şii Maliki'den hoşlanmayan Suudi Arabistan ve bölgenin Sünni ülkeleri dolaylı da olsa Kaide ve diğer direnişçi gruplara yardım eğiyordu.
Oysa bu ülkelerin tümü ABD müttefiki.
2007'de durumun karışık olduğunu gören Başkan Bush Irak'a gidip özellikle Anbar bölgesindeki Sünni aşiret liderlerine 1.2 milyar dolar vererek koruculuk sistemine benzer bir örgütlenme ile Kaide'ye karşı savaşmalarını sağladı. Aşiret liderlerine verilen söz gereği 130 bin genç Iraklı ordu ve polis örgütüne alınacaktı.
Şimdi anlaşılıyor ki bu gençler daha sonraki sürecte savaştıkları Kaidecilerle dost olmuş ve hep birlikte Şii Maliki'ye karşı savaşma konusunda anlaşmıştı.
Son saldırılar bunu kanıtlıyor.
Bunu ben değil, İstanbul'da yaşayan ve terörist eylemlere katıldığı gerekçesiyle idama mahkûm edilen Irak eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi söylüyor.
Ona göre son olaylar 'Sünni halkın ayaklanması'dır.
Yani olay bir Kaide ve yeni adı ile IŞİD olayı değil.
Plan çok iyi işliyor.
Önce Irak işgal edildi sonra Sünniler Şiilere karşı kışkırtıldı.
Bu arada Kürt bölgesi giderek güçleniyordu.
Sonra 'Arap Baharı' başlatıldı ve 100 ülke demokrasi adına Suriye'nin üstüne çullandı.
Bunun bir tek nedeni vardı :
Irak'ta olduğu gibi, bu ülkede de Sünniler Şii destekli Alevilere düşman kılınmalıydı.
Bu plan Suriye halkının bilinci ile uygulanamadı.
Bunun üzerine dünyanın dört bir yanından on binlerce ruh hastası cihatçı Türkiye üzerinden Suriye'ye taşındı.
Gelenler de doğal olarak en gaddar olan örgütlere katılıyordu.
Kaide'nin Suriye kolu Nusra.
ABD ve AB bu örgütü terörist ilan etti.
Ankara olmaz dedi.
Kaide'nin Irak kolu olan Irak İslam Devleti lideri Bağdadi'yi yakından izliyordu.
Bunun üzerine örgütünün adını Irak Şam İslam Devleti ( IŞİD ) olarak değiştirdi ve gelen yabancıların kendi örgütüne katılımını sağladı. Bu iş Batılı ve bölgesel Sünni ülkeleri çok mutlu ediyordu. Çünkü Nusra ve IŞİD en gaddar biçimde Suriye halkına ve devletine zarar veriyordu.
Adamlar kafa kesiyor, kurşuna diziyor, devlet kurumlarını havaya uçuruyor, bomba yüklü araçlarla insanları öldürüyor ve daha neler neler...
Batılı ve bölgesel ülkelerin tüm maddi, askeri, lojistik, siyasi desteği ve medya kanallarının katkıları bu iki örgüte gidiyordu.
Her iki örgüt sürekli güçleniyordu.
Güç paylaşımı iki örgütün kendi arasında kavgaya neden oldu.
Aralık 2013'ten bu yana bu kavgada en az 5 bin militan öldü.
IŞİD Suriye ve Irak'taki Sünni aşiretlerin desteğini aldığı için daha avantajlı idi.
Bu avantaj kendisine Batılı başkentlerin göz yummasını ve bölgesel Sünni ülkelerin desteğini sağlıyordu.
Bunun farkında ve bilincinde olan IŞİD son operasyonunu başlattı.
Son saldırı, hazırlıkları çok önceden yapılan büyük bir planın ilk adımıdır.
Plan istenildiği gibi işlerse Irak üçe bölünecek.
Sünniler, Şiiler ve Kürtler. İş bölünme ile de kalmayabilir. Sünniler ve Şiiler arasındaki düşmanlık ve kanlı kapışma devam edecektir. Bu kavga doğal olarak Sünni ve Şiileri destekleyen bölgesel ülkelere de yansıyacaktır.
Sonra da sıra Suriye'ye gelecek getirilecek. Orada ise Sünniler, Aleviler ve Kürtler var.
Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi.
İran ise çok daha karışık. Orada Acemler, Türk asıllı Azeriler, Kürtler ve Araplar var.
Irak'ta açılan cehennemin ilk kapısından girenler asla çıkamayacaktır.
Göreceli olarak ve kısa vadeli hesaplar ile kârlı çıkabileceğini düşünenler en büyük zararla cehennemin dibinden asla kurtulamayacaklardır.
'Yaratıcı kargaşa' dediğin böyle olur.
Herkes herkesi boğazlasın ve herkesin ortak düşmanı bildik global güçler sevinçten dört köşe olsun.
'Bana bir şey olmaz' diyenler en büyük zararı göreceklerdir.
Batı'nın Kürtler, Araplar, Türkler, Acemler, Şiiler, Sünniler umurunda değil.
Batı, radikal İslamcılar tarafından hedeflenen Hıristiyanları bile umursamıyor.
Oyun çok büyük ve tehlikeli.
Acilen önlem alınmadığı sürece cehennemin kapıları herkesin üzerine kilitlenecektir.
Anahtarın kimde olduğunu da bilen yok!

Önceki ve Sonraki Yazılar