Devr-i Süleyman

“Koalisyonlar seçimlerden önce
kurulur”
Bu sözler bugün toprağa verilecek 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e ait.
Neden söylemiş bu cümleyi, ona
bakmak lazım.
2015 seçimleri süresince liderlerin birbirlerine söylediklerine bir göz atın anlayacaksınız.
İktidarla muhalefet birbirlerini nelerle
itham etmişler?
Propaganda süresince, ne hırsızlıkları, ne uğursuzlukları, ne paralellikleri, ne ırkçılıkları, ne çetecilikleri bırakılmamış.
Bu kadar suçlamadan sonra, diyorsunuz ki, bu adamlar birbirlerinin yüzüne nasıl bakacak?
Halkın deyimi ile “bu lafları nasıl kaldıracaklar”, “söylenmemiş” sayacaklar. Nasıl “ dün dündür, bugün bugündür” diyecekler?
İşte Demirel’in söylediği, “ koalisyonlar seçimden önce kurulur” cümlesinin
önemi burada.
Seçim boyunca birbirlerine edilmedik laf bırakmayan AKP Genel Başkanı ile muhalefet liderleri nasıl bir araya gelip koalisyon kuracaklar?
Bir araya gelebilirler mi?
Akla en uygun iki ihtimal var.
Birincisi, AKP – MHP koalisyonu.
İkincisi AKP – HDP iktidarı.
Üçüncü bir ihtimal var mı?
AKP-CHP iktidarı olabilir mi?
Ya da dördüncü seçenek bir erken
seçim mi?
Birkaç hafta içinde göreceğiz.
9. Cumhurbaşkanı Demirel bugün memleketinde toprağa verilecek.
O’nu yazmak zor? Hangi Demirel’i
yazacaksınız?
Hırslı ve “özgürlükçü 1961 Anayasası” için “lüks” diyen, Deniz Geçmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamlarına iki elini birden kaldıran, gerici güçlerin devlete yerleşmesine neden olan, dini siyasete alet eden
Süleyman beyi mi?
Türkiye’de sanayinin gelişmesi, elektriğin en ücra köye kadar gitmesi için çabalayan barajlar kralını mı?
12 Eylül’den sonra, özellikle Cumhurbaşkanlığı döneminde takındığı, Atatürkçü, laik Cumhuriyeti savunan Demirel’i mi?
50 yıllık siyasi yaşamı döneminde ailesine dil uzatılması dışında basın aleyhine dava açmayan bir siyasi parti genel başkanını mı?
Yoksa “siyasette küslük olmaz” diyen vefa adamı Süleyman Demirel’i mi?
Süleyman Demirel’in başbakanlığa, benim gazeteciliğe başlama tarihlerim bir iki ay
farkla aynı döneme rastlar.
1980’e kadar, Demirel ile mesafeli durduğum, hatta çok uzağında kaldığım yıllar.
12 Eylül sonrası başlayan dostluk…
Isparta’da Süleyman Demirel Külliyesi açılmadan bir süre önce Güniz Sokağa gitmiş, uzun uzun konuşmuştuk. Vedalaşırken, duvarda asılı siyah beyaz bir fotoğraf göstermiş ve “Nahit bir müsait zamanda gel de sana bu fotoğrafın hikayesini anlatayım” demişti.
Daha sonra ziyaret ettiğimde de salon kalabalık olduğu için fotoğrafın öyküsünü gelecek görüşmeye ertelemiştik.
O görüşme hiç olmadı. O’nun sağlığı
el vermedi…
Bugün bir devir kapandı; günahı ile,
sevabı ile Devr-i Süleyman.

Önceki ve Sonraki Yazılar