Diken üstünde

Yıllardır huzursuz bir sekilde yasayan bir toplumuz. Nasıl olmayalım ki? Televizyon haberleri, radyo yayınları, internet siteleri üzerimize hep felaket haberleri ile geliyor.


Terör örgütlerinin patlayıcı madde dolu araçlarla, kendisini bombalara sarmıs intihar eylemcileri ile, elde otomatik silah rastgele ates eden insan müsveddeleri ile yaptıkları eylemler. Bu eylemler yetmiyormus gibi devletin uyguladıgı siddet:Hapse atılan gazeteciler, yazarlar; Her gün yeni bir kararname ile islerinden atılan, Binali Bey’in dedigi gibi, ‘’kurunun yanında yanan’’ akademisyenler; Türk Bayragına sarılı gencecik erlerin, astsubayların,subayların anlamsız bir savastan dönen cenazeleri toplumda huzur bırakıyor mu hiç?


Simdi bu huzursuzluga, tedirginlige, diken üstünde oturmaya bir de Nisan ayında yasanacak referandum eklendi. Gerginlik, tedirginlik, hem ‘’evet’’ cephesinde var hem de ‘’hayır’ cephesinde.


Toplumu ‘’evet’’ demeye yöneltmeye çalısan iktidar mensuplarında ve destekcilerinde ilk kez ‘’hayır’’ çıkacagı korkusu var. Bundan önceki referandumda ve seçimlerde yasadıkları rahatlık kesinlikle yok.Bu nedenle ne yapacaklarını, ne söyleyeceklerini sasırmıs durumdalar. Bu saskınlıkla gene en iyi bildikleri yola basvuruyorlar, yani toplumu korkutarak, ürküterek kendi saflarında toplamaya çalısıyorlar. Bu konuda sınır tanımıyorlar. ‘’Hayırcı’’ herkesi -fütursuzca- PKK, FETÖ destekçisi olmakla suçluyorlar. Toplum hafızasının,PKK’ya en büyük tavizleri verenin, FETÖ’cüleri besleyip büyütenlerin bu iktidar oldugunu unutacagını varsayıyorlar. Bununla da kalmıyorlar. Besledikleri lümpen militanlarının bellerine silah takıp, ‘’hayırcıları bekliyoruz’’ diye sokaklarda poz vermelerine, yayınevlerinin camlarını çerçevelerini indirmelerine, duvarlara ‘’hayır’’ afisi asan gençleri dövüp bıçaklamalarıa,
kursunlamalarına, Müjdat Gezen Sanat Merkezini kundaklamalarına, CHP Genel Baskan Yardımcısı Selin Sayek Böke’yi TV’deki canlı yayında ölümle tehdit etmelerine yol veriyorlar. Bunlar derin bir huzursuzlugun, tedirginligin, diken üstünde oturmanın, ‘’evet’’ cephesindeki en belirgin yansımaları.


‘’Hayır’’ cephesinde de tedirginlik var. En büyük tedirginlik kaynagı ‘’SEÇSİS’’ denilen oy sayma sisteminde yapılabilecek hilelerin söylentisi. Trafolara giren kediler, kaçırılan oy torbaları, çöplüklerden çıkan oylar gibi geçen seçimlerde yasananlara ek olarak, seçim kurulu baskanları da dahil olmak üzere, valilerin, kaymakamların, rektörlerin, sandık basında görevlendirilebilecek kamu yöneticilerinin, utanmazca birbirlerine gönderdikleri ‘’evet’’ çagrıları ve ‘’hayır’’ oyu verecekleri kapalı-açık tehditleri ‘’hayır’’ oyu verecek bazı insanları tedirgin ediyor.


Ama ‘’hayır’’ oyu vereceklerin tedirginligi ‘’evet’ oyu için çalısanların tedirginligi yanında çok cılız kalıyor. Çünkü ‘’hayır’’ bu ülkenin gelecegi için, insanların ailelerinin, çocuklarının, torunlarının gelecegi için ‘’hayırlar’’ vadediyor. Ve insanlar inanıyor ki bu kez, ‘’Haklı’’, ‘’haksızdan’’ ‘’hakkını’’ alacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar