Siyasi sahnede her gün yeni başka iddia ve ithamlar, hakaret ve aşağılamalar, ‘ayar’ çekmeler, bir gün öncekini bastırıyor, hatta unutturuyor!
Üç gün sonrası ise balık hafızalarımızda bir şey kalmıyor.
Çabuk unutuyoruz onca hakareti, aşağılamayı, tehdidi ve şantajı.
Yetkili ve görevli organlar tek yön çalışıyorlar.
Anayasal kurumlar ve yetkililer tek merkeze hipnoz edilmişçesine bakıyorlar.
Saygıdan mı, korkudan mı bilinmez, ama eleştirel  konuşan üç beş siyasi ve yazardan başka kimse kalmadı ortalıkta.
Bir de sosyal medyada kontrolsüz patlamalarla kendi gazını alarak biraz sakinleşen milyonlarca insan var.
Hafızasında bir şeyler kalanlar ise artık ümitsizce omuz silkiyor, siniyor veya öyle görünerek kendini koruduğunu düşünüyor…
Aklıma Almanya’daki lisede okuduğum tarih dersleri geldi.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra toplama kamplarının bulunduğu köylerdeki insanlar bile Hazreti İsa üzerine yemin edip, vallahi
haberimiz olmadı hiç bir şeyden demişlerdi.
Hâlbuki yüzbinlerce insan katledilmiş ve yakılmıştı evlerinin dibinde.
Onlar hiç bir şey görmemişler, duymamışlar ve hatta yanık ceset kokusu bile fark etmemişler (!)
Hemen her ülkenin böyle benzer karanlık dönemleri olmuştur.
Yolsuzluk, hırsızlık, yüzsüzlük, iftiracılık, yavuz hırsızlık, sahtekârlık, dalkavukluk, talan düzeni, adaletsizlik kol gezer bazen.
Geçici bir durumdur aslında, ama yapanlar bunun ilelebet süreceğini zannederler.
Hiç susulmaması gereken, karşı çıkılması insanlık onuru şartı olan olaylar yaşanmıştır.
O gün sustuysan sonra zaten konuşmaya hakkın yoktur.
Bugün susan, yarın ağzını açmasın!
Tabii onurlu ve adaletli bir insan isen, gereğini yaparsın!
Güce tapan, her devrin adamı ve kemiksizlerden isen, böyle bir karakterin varsa okumasan da olur bu satırları.
Anlayamazsın!
Ülkemiz tarihi bir devrim/karşı devrim sürecinden geçiyor.
CHP ve lideri Kılıçdaroğlu her şeyi göze almış iktidara, özellikle de AKP lideri Erdoğan’a kafa tutuyor.
Meydan okuyor.
Ama mindere çıkan yok!
Ceza davaları, tazminat talepleri, anında soruşturmalar çığ gibi üzerine geliyor.
Ama CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun gözünde haklı oluşun gururu ve korkusuz pırıltısı dikkatten kaçmıyor.
Bütün tehditler ve şantajlar onun için vızıltı gibi geliyor anlaşılan.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu efeliğe soyunmuş, alnı ak, başı dik adalet,  demokrasi ve özgürlük için adeta savaşıyor.
Hakkını yemeyelim, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de ondan pek az kalmıyor.
Topuklu Efe’liğin hakkını veriyor.
Hiç kimse onların yalnız olduğunu düşünmesin.
Adalet arayan milyonlarca insan onların yanında…
Ya siz neredesiniz?