Gülen'i parlatarak iktidar olmak!

Fethullah Gülen, Said-i Nursi’nin öğrencisi, Nakşibendi tarikatından, Sünni... Kendisi reddetse de, önemli bir dini lider. Ama etkisi dini liderlikle sınırlı değil, aynı zamanda siyasi bir lider gibi… Polis ve yargı başta olmak üzere her yerde örgütlü. Onlarca okulu ve öğrenci yurdu var. Gazeteleri, televizyonları, radyoları var. ABD’de de yaşıyor. Orada da, burada da dokunulmazlığı var. Verdiği vaazlarda her fırsatta ağladığı için iyi niyetli ve çok insancıl “bir bilge” gibi sunuluyor. Her çevreden müridi var. Birçok kişi ve siyasi çevre onunla görüşmeyi, ondan “icazet” almayı çok önemsiyor. Onun adına hareket eden Abant Platformu bu ülkenin birçok önemli entelektüelini bile cemaat lehine hizaya soktu. Yaratılan havadan dolayı efsaneye dönüştüğü için gerçek gücünü ve etkisini kestirmek de oldukça zor!

Gülen hızla parlatılıyor. Güzelleme yapanların sayısı sürekli artıyor. Gerekçe de hazır; “Gülen AKP’den desteğini çekiyor ve yönünü muhalefete dönüyor. Yerel seçimlerde CHP’yi destekleyecek ve böylece AKP’nin gidişini hızlandıracak.” Bu senaryoyu dillendirenler burada da durmuyorlar ve ekliyorlar: “Gülen, Erdoğan’a rağmen Cami-Cemevi projesini bu nedenle 20 yıl sonra yeniden gündeme taşıdı…”

İşte bu etkisinin de bir sonucu olarak, gökyüzündeki tanrıyı bile yeryüzüne indirip sorgulayan, ölüme değil, devr-i daime inanan, Enel Hak diyen Alevilik ile onunla hiçbir ilgisi olmayan Gülen’in klasik İslamcılığı neredeyse “aynıymış” gibi sunulmaya çalışılıyor.

***


Varsayalım ki bu senaryo veya benzeri senaryolar doğru. Bu senaryonun Türkiye’nin demokratikleşmesine katkısı ne olacak? Bir İslamcı giderken, bir başka İslamcıyı “başımızın tacı” yapmak kime ne fayda getirecek? Gülen ve benzerleri bu ülkede zaten her dönem hep iktidar olmadılar mı? 1950’lerde Menderes’le, 1960’larda, 70’ler de Demirel’le, 1980 sonrası Özal’la, Çillerle, Yılmaz’la şimdilerde Erdoğan’la bunlar hep iktidar değil miydi? Bunların hepsi birbirinin hem siyasi akrabası hem de dini akrabası değil mi?

Siyasal İslam çökmüşken, bu kez de Fethullah Gülen’e dönüp ona “bilge insan” muamelesi çekmek ve ondan medet beklemek bir zul değil midir? Bunların 60 küsur yıllık iktidarlarında demokrasi, özgürlük ve laiklik adına hangi ileri adımlar atıldı? 60 yıl sonra bu ülkede İslamcılar yüceltilirken, laikler, solcular, Cumhuriyetçiler aşağılanmaya devam etmiyor mu?

Adları ne olursa olsun, parti, tarikat, cemaat, bir bütün olarak İslamcılar her daim iktidar olmadılar mı? Bunun sonucu olarak, 2013 Türkiye’sinde bir tek Alevinin veya Sünni bir solcunun çocuğu devlet kademelerinde iş bile alamaz hale gelmedi mi? Yazılı sınavları kazanan ama cemaatle, AKP’yle, İslamcı yapılanmalarla ilişkisi olmayan “bizim çocuklar” sözlü sınavlarla saf dışı bırakılmıyorlar mı?

Şimdi iktidarın kendi arasındaki çıkar çatışmalarından dolayı, Fethullah Gülen’i parlatmak, AKP’nin iktidardan alaşağı edilmesini sağlasa bile, bunun bir adım sonrası yeni bir İslami iktidar değil mi?

Erdoğan ekibi baş aşağı giderken, Fethullah Gülen’in koluna girmek, 2014 yerel seçimleri sonrası olası bir “Gülen-CHP koalisyonuna” razı olmak, Gülen nezdinde İslamcıların birkaç ay içinde bizim sırtımıza basarak yeni bir İslami iktidarına neden olmayacak mı?

***

Tamam iktidarı almak için “ara adımlar” kuşkusuz önemlidir. CHP’den TKP’ye kadar solun bütün renkleri “ara adım” atmayı, buna uygun ittifaklar yapmayı, adı devrim bile olsa her iktidarın aslında bir “koalisyon” olduğunu öğrenmesi gerekir. Ancak “ara adım” diye Fethullah Gülen ekibi ile yan yana gelmek, ortak resim vermek, Gülen’i iyi niyet elçisi bir demokrat olarak sunmak, en hafif ifadesiyle solun da, Cumhuriyetçilerin de Alevilerin de temel değerlerine haksızlık değil mi?

Bütün ömrünü siyasal İslamın iktidarı için adamış, ömrü komünizme ve sola karşı mücadele ile geçmiş, bu ülkede “Komünizme Karşı Mücadele Dernekleri” kurma çalışmaları yapmış, 12 Eylül Darbesinin lideri Evren’i cennetlik ilan etmiş birinden, düşünceye ve inanca saygı çıkar mı? Sola, solculara, farklı inanlara hayır gelir mi? Yumuşak yumuşak konuşmalar, iç çekerek ağlamalar neyi değiştirir? Siyasal İslam projesi yalnızca Mısır’da çökmedi. Türkiye’de de çöktü. Gülen’i yeniden parlatarak, “Biz eşek oldukça semer vuran çok olur” sözünü sürekli doğrultmak zorunda mıyız?

Önceki ve Sonraki Yazılar