Dink cinayetinde ikinci perde

Dink cinayetinde, sekiz yıl boyunca korunan polis
müdürleri yargı önüne çıkıyor. Kapsamlı iddianame
henüz başsavcılığı aşamadı. Üç polis müdürünün
dışarıda kalması isteniyor. İddianame davaya dönüşürse,
devletin karanlık bir yanı biraz olsun ışık görecek.
Hikayeyi başa alalım...
6 Şubat 2004 günü Agos gazetesinde Gaziantepli
Ermeni Hripsime Gazalyan, Atatürk’ün manevi kızlarından,
ilk kadın pilot Sabiha Gökçen’in 1915 olayları
sonrasında evlat edinilen Ermeni çocuklardan biri olduğunu
ileri sürdü.
Haber 21 Şubat günü Hürriyet’te de yayınlandı.
Ertesi gün Genelkurmay Başkanlığı açıklama yaptı;
Hrant Dink'i hedef göstererek “Milli birlik ve beraberliğimize
ve milli değerlerimize yönelik bu yayınların ne
amaçla yapıldığı Türk toplumunun büyük bir kesimince
anlaşılmakta ve endişe ile izlenmektedir” dedi. Endişe
iki gün sonra Valilik’te dile getirildi. Dink, 24 Şubat
günü bir vali yardımcısının yanında biri kadın iki
MİT görevlisi tarafından bu tür haberler yapmaması
için tehdit edildi. Dink de bildiği gibi yazmaktan vazgeçmeyeceğini
söyledi.
25 Şubat günü Mehmet Soykan adlı bir vatandaş,
Dink için suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu Sabiha
Gökçen haberi nedeniyle değil, bir başka yazı nedeniyle
yapıldı. Sekiz bölümlük bir dizisinin 13 Şubat
günü yayınlanan son bölümünde, “Türk’ten boşalacak
o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan...” cümlesi
cımbızla ayıklandı... Savcıya verilen bu dilekçede yer
alan ifadeyi Hürriyet Gazetesi yazarı Emin Çölaşan’ın
27 Şubat günü basılan yazısında, yani 26 Şubat günü
aynen tekrarladı.
Dilekçenin sahibi Mehmet Soykan mühendis olduğunu
söylüyor, Agos'u işyerinin bulunduğu Çemberlitaş’tan
aldığını, düzenli olarak okuduğunu anlatıyordu.
Hikayesinde pek çok boşluk vardı. Mesela o dönemde
Agos, Çemberlitaş’ta satılmıyordu!
Soykan, Sabiha Gökçen haberine ateş püskürüyor,
ancak neden dava dilekçesini bir başka yazı için
verdiğini izah edemiyordu. Dink’i tehdit eden MİT
mensuplarını ise doğal olarak ‘tanımıyordu’.
26 Şubat’ta Ülkü Ocakları Başkanı Levent Temiz’in
organize ettiği kalabalık Agos’un kapısına dayandı.
16 Nisan 2005 günü ‘Türklüğü neşren tahkir
ve tezyif’ suçlamasıyla o meşhur dava açıldı.
Hakim, ipucu sayılabilecek bir hata yaptı, Veli Küçük,
Kemal Kerinçsiz gibi isimleri ‘Türk’ oldukları için
davaya taraf olarak kabul etti. Bir ‘Türk’ vatandaşı
olan hakim bu kararıyla ‘taraf’ olmuştu... Hrant Dink,
artık davalarda tacize uğruyor, her yerde hedef gösteriliyordu.
Hakim bilirkişilerin, “Türklüğe hakaret bulunmamaktadır”
görüşüne rağmen mahkumiyete hükmetti.
Karar Yargıtay Başsavcılığı’nın itirazına rağmen
Yargıtay'da oy çokluğu ile onandı.
Onama kararındaki ‘karşı oy’ yazıları işlenen hukuk
cinayetini bütün açıklığıyla gösteriyordu.
Karar başka bir şeyi de gösteriyordu; Dink’in valiliğe
çağrıldığı gün başlayan, medyaya, mahkemelere,
Ülkü Ocakları’na hükmeden o gücün hazırladığı bir şeyi...
Çünkü aynı günlerde bir polis muhbirinin çekip
çevirdiği çete Trabzon’da Dink’i öldürmek için hazırlık
yapıyordu. Dink’in öldürüleceği 2006 yılı Şubatı’nda
istihbarat kayıtlarına geçmişti.
İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler,
Dink cinayetinden sadece altı gün önce İstihbarat
Daire Başkanlığı'na çağrıldı, Personel Şube Müdürü
Coşkun Çakar, “İstanbul’u derhal terk et” dedi. Bu
Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in onayıyla isteniyordu...
Cemaat mensubu ‘şakirtler’ cinayeti önceden
biliyordu. 19 Ocak’ta Hrant Dink öldürüldü.
Ertesi gün Ogün Samast yakalandı. Soruşturma
‘adi bir çete’ gibi gelişiyordu ki, dört gündür sorgulanan
Erhan Tuncel’in polis muhbiri olduğu haberi medyaya
sızdı... Bu pek çok şeyi değiştirdi, fakat kamu görevlilerine
uzun süre dokunulamadı. Eğer AKP-Cemaat
savaşı olmasaydı, dokunulamayacaktı.
İşte, şimdi o iddianame kabul edilirse, şimdilik 25
kamu görevlisi (Dink’i valilikte tehdin eden iki MİT
mensubu dışında) ağır cezalarla yargı önüne çıkacak.
Dink’in mahkum edilmesinin sonra başlayan II. Perde
biraz olsun aralanacak. Ve belki de ağır cezalarla karşılaşan
Cemaat mensubu istihbaratçılar, I. Perde’den de
söz etmeye başlayacak...

Önceki ve Sonraki Yazılar