Son pişmanlık!

Çarşamba günkü “Pişman olmayacak mısınız?” başlıklı yazımı beğenenlerin yanı sıra, karşı çıkanlar da oldu. Karşı çıkanlar sandığa gitmeyeceklerini ve pişman da olmayacaklarını söylüyor.

Bunlardan Ü.K. “ 'Tıpış tıpış gideceksiniz' diyen Kılıçdaroğlu, genel seçimlerde tıpış tıpış bizim ayağımıza geleceğini unutmamalı” derken, N.T. “Maalesef kimin önerdiği bile net olmayan, Osmanlı hayranı, ülkesinden bi haber birini niye seçeyim ki. RTE'den önemli bir farkı var mı ? …” diye soruyor. F.Ş. ise, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun şapkadan çıktığını iddia ediyor.

Bu sözler AKP’lilerin de dillerine pelesenk olmuş durumda.

Öyle sanıyorum ki, arkadaşlarım zamanları sınırlı olduğu için İhsanoğlu’nu dinleyememişler. gazetelere yansıdığı kadarıyla karar vermişler.

Şunu söylemeden geçemeyeceğim

.


Ekmeleddin İhsanoğlu’nun, hakkında hiçbir yolsuzluk, uğursuzluk, hırsızlık iddiası ortaya atılmadı, atılamadı.

Bir de anımsatma yapayım.

Anayasa referandumu sırasında “yetmez ama evet” diyenler de sizler gibi davranmışlar, pişman olmayacaklarını ileri sürmüşlerdi.

Gazeteciler, bilim adamları, yazarlar anayasa değişikliklerinin geçmesi için çabalamışlardı.

Şimdi ise, günah çıkartıyorlar…

Pişman olmaları Türkiye’ye yaptıkları kötülüğü affettirir mi?

AKP Genel Başkanı’nın Türk Milleti ve Atatürk dediğine kaç kez tanık oldunuz?

Ben ”Sandığa gitmemek, geçersiz oy vermek Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermekten farksız olacak” diyerek, görüşümü yineliyorum.

ULUSAL MARŞ

Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker bir mesaj göndermiş.


"Ekmeleddin İhsanoğlu, sözde Milli Marş'ın bir dörtlüğünü karıştırmış.

Erdoğan da seçim meydanlarında mal bulmuş mağribi gibi ( zengin olmuş gibi sevinen) bunu aklınca malzeme yapıyor.

Google'a ‘İstiklal Marşı okunurken AKP'liler ayağa kalkmadı’ yazarsanız, tam 584 kaynak çıkıyor.”

Başbakanlık makam aracını sahte plakalarla - yasak olmasına rağmen - kullanmayı sürdüren, Erdoğan, bir küçücük açık bulunca saldırıyor. Kendi yandaşlarının Ulusal Marşı'mıza yaptığı saygısızlığı göz ardı ederek…

Sanki, amaca varmak için her yol mubah…

EŞİTSİZ BİR SEÇİM

Bu seçimlerin eşit koşullarda yapılmadığını, iki adayın elleri kolları bağlı, yarışmaya çalıştığını yazıyoruz.

Bir taraf; devletin imkanlarının yanı sıra, medyada da almış başını gidiyor. Diğer iki aday ise, imkansızlıklar içinde mücadeleyi sürdürüyor.

Bu arada, AGİT yayınladığı ara raporunda; Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmalarını devlet organizasyonları ile birleştirdiğini belirterek, TRT ve Yüksek Seçim Kurulu’na da ağır eleştiri getiriyor.

YSK ve RTÜK uyuyor, TRT ve Erdoğan bildiğini okuyor, devletin bütün imkanları da hâlâ kullanılıyor.





Önceki ve Sonraki Yazılar