Direksiyona kimi geçirelim?

Cumhurbaşkanı seçimini bir otobüs benzetmesi ile inceleyelim. Ortaklaşa tuttuğumuz otobüse bir şoför atayacağız. İki turlu bir seçim yapılacağı kararlaştırılmış, ancak ön sıralardaki dört yolcu, adayları kendilerinin belirleyeceğini nasılsa kural olarak kabul ettirmişler. Bu seçimin demokratik olmadığını ileri süren ve yerden göğe kadar haklı olan bazı yolcular seçimi boykot ediyorlar, ancak otobüsten inmeleri ve başka bir otobüse geçmeleri şu anda imkânsız. Bu boykot kendilerini uçurumdan atabilecek bir şoförü seçtirmeme olasılığını ellerinden aldığı için oldukça anlamsız. Otoriter nitelikleri önde gelen en kuvvetli adayın arabayı tehlikeli yollardan götürebileceği biliniyor. Bu adayın arabanın tutulmasında da rol oynadığı ve yolculuk hesaplarını tutma konusunda yetkilendirildiği biliniyor. Bu otoriter aday “artık yeter direksiyona da ben geçeyim” demekte. İkinci adayın da otoriter aday ile aynı şoför okulundan mezun olması nedeniyle farkı olmadığı ileri sürülüyor. Ancak yolcuların bir kısmı bu ılımlı adayın farklı niteliklere sahip olduğunu ve gidilecek yollar konusunda yolculara daha çok danışacağını ileri sürüyorlar. Üçüncü genç aday (buna da radikal diyelim) yolculuğun masraflarının ayrım gözetmeksizin bütün yolcular arasında adil bölüştürülmesi konusunda elinden geleni yapacağına ve yolculara danışacağına söz veriyor. Ancak ikinci tura kalacağı oldukça şüpheli görülüyor. Destekleyenler “hiç olmaz ise farkımız görülür, ileride dediklerimiz gerçekleşir” diye adaylığını destekliyorlar. Diğer yandan radikal adayın otoritere karşı daha önce yapılan bir başkaldırıda yolcuları yatıştırdığı da biliniyor. Ilımlıyı destekleyenlerin bir kısmının adayları az oy alırsa ikinci tura katılmaktan vaz geçerek arka sıralarda bulmaca çözmeye devam edebilecekleri de ileri sürülüyor.

Bu koşullarda otobüsü terk etmemiz mümkün olmadığına göre seçimi boykot etmek çok anlamsız olacaktır. Böyle bir davranış otoriterin maceralı yolculuğunu kabul etmek anlamına gelecektir. Ilımlı veya radikale oy verilebilir. Otoriterin direksiyona geçmesini en sağlam engelleyecek seçenek sanki ılımlıya oy vermek gibi. Ancak radikale oy vermenin da bazı üstün yanları var. Radikale birinci turda oy verenlerin otoriteri engellemek için ikinci turda ılımlıya oy vermeleri en doğru seçenektir. İki seçim arasında otoriter bunu engellemek için bazı tekliflerde bulunabilecektir. Ancak bunlara inanmak saflık olacaktır. Yaşam bizi her seçimimizin sonuçları üzerinde düşünmeye zorluyor. Ben oynamıyorum demek çare değil. İyi seçimler.

Önceki ve Sonraki Yazılar