Şu anda Türkiye’nin başında iki bela var:

1)Güneydoğu’da fiili özerklik,

2)Musul’da rehine krizi.

İkisinde de Türkiye zavallı ve çaresiz bir resim veriyor.

İkisinde de pazarlık yapılması gereken muhatap terör örgütleri.

İçeride PKK! Dışarıda IŞİD!

Böyle bir ortamda size leziz bir salata yapmayı öğretmek istiyorum.

Ne yapayım, içimden öyle geldi.

***

PKK’ya Güneydoğu’yu teslim ettiler, bölgede asayiş ve iaşeyi PKK sağlıyor! Dışarıda PKK’nın Suriye uzantısı PYD’den medet umuyoruz. Irak’taki Kürt örgütü Peşmerge’nin IŞİD’a indireceği darbeye ise hepten muhtacız.

Ama biz Türkiye Cumhuriyeti Devletiyiz!

***

IŞİD Musul’da 90 insanımızı rehin aldı. Ne ile? Hükümetin temin ettiği silahlarla. Bizzat Hakan Fidan, ülkeyi yedi düvele rezil eden ses kayıtlarında “Suriye’ye 3.000 TIR indirdim”, demiyor muydu? TIR’ların içindekiler silah değil miydi? Neden yakalanan TIR’ın içindekiler deşifre olmasın diye RTE yırtındı durdu?

IŞİD’i eğittiğimizi, sağlık hizmeti verdiğimizi cümle âlem bilmiyor mu?

IŞİD ve türevleri Esad’ı ham yapacak, RTE Şam’a/Musul’a Sultan olacaktı!

AD RTE’yi yıllardır bu masalla uyutmadı mı?

***

Bu iki bela karşısında Başbakan ne yapıyor? CHP’ye bela okuyor!

Diyarbakır’da bayrak indiren teröristi “indirmeyen” askerden/polisten hesap soran RTE, Bahçeli “neden indirmediniz?” diye sual ettiğinde “indirseydik ülkeyi ateşe verirlerdi!” diye çıngar çıkarıyor!

RTE’ye göre terör örgütü IŞİD esasen ne? “Unsur!” Evet “unsur!”

***

“Unsur” ne yapmış?

49 Dış İşleri elemanını “rehin” almamış, “alıkoymuş”. Zira pazarlık yapmıyormuş.

Herhalde alıkoymak “bak giderseniz küserim” türü bir ev sahipliği!

“Rehin almak” fiili yerine “alıkoymak” fiilini icat eden “Mucit Zihni Sinir” değil. Ahmet Efendi’nin yardımcısı Naci Koru. Herhalde AD ona “ben sallamaktan bıktım, bugün de sen salla” dedi!

Maksat vatandaşı oyalamak!

Oyalama yöntemlerinden birisi de enayi yerine koymaktır.

***

49 insanımıza özgürlüğünü vermek için pazarlık yapmayan al-i cenap IŞİD’e yine de onurlandırmak için bir pazarlıkçı tayin edilmiş!

Pazarlıkçı kim? Hakan Fidan!

49 insanımızı IŞİD’e teslim etme yarışında başı çeken iki kişiden birisi! (Artık diğerini siz bulun.)

IŞİD günlerdir Musul’u kuşatıyor, THY Musul’daki bütün personelini işgalden önce geri çekiyor. (Demek ki bir yerden duyuyor.) Ama Müsteşar “bir şey olmaz, onlar kardeşiniz” diyerek Musul Konsolosu’nu oyalıyor. Müsteşar IŞİD’cıların “Sünni oldukları için iyi insan olduklarını” onlara silah talimi yaptırırken öğrenmiş.

Şimdi ise “ayıp oluyor, tamam ekmek ve su ile besliyorsunuz ama Türkiye’de münafıkları da azdırıyorsunuz” diyerek sadece “alıkonmuş” ve asla “rehin alınmamış” kişiler için “Unsur” ile pazarlık yapıyor.

“Tanesine kaç para istiyorsunuz?”

***

Ben yine de yazarım ama belki siz bu “Zırva Salatası” tarifini okumamalısınız. Zira RTE “şu süreci tahrik ederek değil, lütfen yazmadan, çizmeden, fazla da konuşmadan takip etmemizi” istiyor.

Takip edeceğiz ama yazmayacağız, çizmeyeceğiz, fazla da konuşmayacağız!

Siz de okumadan, dinlemeden, duymadan, işitmeden, görmeden takip edeceksiniz!

***

Zırva Salatası için en güzel sos ise şöyle hazırlanır.

Ahmet Bey önce Twitter’den Konsolosluğun güvende olduğunu duyurur. AD’nin bu mesajının üzerinden 24 saat geçmeden IŞİD Konsolosluğu teslim alır. Anında Ahmet Efendi muhteşem saptamasını patlatır:

“Irak’ta kaos varmış gibi gösteriliyor!”

(Hâlbuki Irak’ta huzur, güven ve kardeşlik vardır.)

RTE de tabii ki Sadrazamından geri kalmaz:

“Tereyağından kıl çeker gibi kurtaracağız” diyerek ruhlarımıza serin sular serper.

***

Zırva Salatası RTE/AD usulü sos karışımı ile daha bir leziz olur!

Bu salataya ilk kaşığı sallamadan önce:

“Yuları ele kaptıran uçkurunu neyler?”,diye de sorun.

Sorunun doğru cevabı Zırva Salatasına ayrı bir rayiha katacaktır!