Dün dündür…

İktidar, IŞİD’e, PKK’ya, DHKP-C’ye kısaca tüm terör örgütlerine meydan okuyor, kabadayı edasıyla.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ne diyor:
“Kamu düzeni her ne suretle olursa olsun sağlanacak. Bu coğrafyada yaşamanın bazen bedelleri olur... Eğer biri bize bedel ödetmeye kalkarsa bu terör örgütlerinden bahsederek söylüyorum, bir bedel ödetirlerse karşılığını on misli görürler."

Benim bildiğim iktidarlar, devletler, bedel ödemeden önlem alıp, gereğini yaparlar.

Bir devlet sözcüsü, bir devlet adamı, Dışişleri Bakanıyken Davutoğlu gibi IŞİD’in “öfkeyle bir tehdit ” haline dönüştüğünü, savunmaz, “öfkeler büyük bir cephede geniş bir reaksiyon doğurdu” demez.

Bu sözleri ettikten sonra da kabadayı edasıyla meydan okumaz.

Hiçbir siyasetçi bu denli 180 derece manevra yapmadı.

Şimdi her yeri bombalıyorlar.

Yıllarca PKK kamplarını bombaladıkları gibi.

PKK’yı bitirebildiler mi?

Bir gösteri mi bu, yoksa işin içinde bilmediğimiz başka şeyler mi var?

29 Temmuz günü TBMM’de bu sorunun yanıtını bulacağımızı umuyorum.

Bir taksici

Ankara Kızılay'dan bir taksiye bindim, sohbete başladık.

“Koalisyon kurulacak mı?"
dedim.

Cevabı çok netti:
"Sarayda oturan istemiyor. Başbakan istiyor gibi yapıyor. İkisinin de aklında erken seçim var. Bir erken seçimde karlı çıkacak tek parti olur o da HDP" karşılığını verdi.

Devam etti:
"Erken seçim olursa, AKP'nin oylarının bir bölümü SP’ye, bir bölümü HDP'ye gider. MHP'nin oylarını da SP ile ortak girerse BBP’ye gider. CHP belki birkaç puan artar"

AKP ülkeyi savaşa sokarsa oyunun artacağını düşünüyormuş, ama durum Kıbrıs barış harekatından farklıymış. AKP bunun ayırdında değilmiş.

MHP için de çok şey söyledi.

Bahçeli'nin MHP'yi "küçük olsun benim olsun" zihniyeti ile yönettiğini anlattı ve şunları vurguladı:
"Siyasi partiler iktidar, parti genel başkanları da başbakan olmak için politika yapmazlar mı? Kılıçdaroğlu, başbakanlık teklif etti Devlet bey reddetti. Olur mu böyle bir şey?”

Aydın geçinenlerin bile düşünemediğini bir taksi şoförünün anlatması şaşırtmadı dersem yalan olur.

IŞİD'e operasyonunu da değerlendirdi şoför arkadaş.

"Daha önce akıllar neredeydi?" dedi ve sürdürdü:
"MİT tırları olayı henüz aydınlanmadı. Yasak koydular ya, yazılmaması için. "

Bir duraladı, bu kez o sordu:
"Ağabey ne iş yapıyorsun?"

"Gazeteciyim" karşılığını verdim.

"Tereciye tere satıyormuşum" dedi.

Ülkenin kendisi gibi "okuyan, siyaseti izleyen ve hüküm veren insanlara " ihtiyacı olduğunu söyledim.

Gülümsedi.

Dün dündür anladık da, yarın ne olacak bakalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar