S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Dünden bugüne halkçı belediyecilik

Sosyal Demokrat Belediyeciliğin ülkemizdeki ilk örnekleri 1973 yılında başta İstanbul, Ankara, İzmir gibi üç büyük il olmak üzere birçok kentte (33 il) belediye başkanlıklarını kazanan CHP’li belediyelerce gerçekleştirildi.

Ankara’da Ali Dinçer döneminde (1977-1980) döneminde başlatılan 50 bin konutluk (Kent Koop) Batıkent projesi, İzmit’te Erol Köse’nin başlattığı 30 bin konutluk Yeni-İz toplu konut projeleri ile az ve orta gelirli yurttaşlarımızın kooperatifleşme yoluyla konut edinmelerini sağlamışlardı.

Halk Ekmek fabrikalarının kurulması gecekondu ve az gelirli vatandaşların yoğun yaşadığı bölgelerde kurulan ekmek büfeleri ile vatandaşın bütçesine katkıda bulunulması,

Asfalt Fabrikaları kurarak düşük maliyetli elde edilen asfalt ile toprak, çamurlu yolları asfaltlamak,

Kent içi ulaşım problemlerini çağdaş bir anlayışla çözümlemek için; toplu taşımacılığa önem vermek, meydan ve kavşak düzenlemeleri yapmak, Türkiye’de ilk kez taşıt trafiğine kapalı yaya yolu projeleri gerçekleştirmek.

İlköğretim çocuklarına süt dağıtımı, belediye bünyesinde kreşler açmak gibi çocuk eğitimine destek olmak, üreticinin malının değerini koruyan ve tüketicinin ucuz mal edimini sağlayan, ülke genelinde veya bölgesel üretim kooperatifleri kurmak, üretici kooperatifler aracılığıyla elde edilen ürünleri, TANSAŞ gibi ya da belediyeler bünyesinde kurulan tüketici kooperatifler aracılığı ile çalışanlarına, kentliye kaliteli ucuz ürün edinmelerini sağlamak.

Bu çalışmalar ile kırsalda üretim yapanların emeği değerlendiriliyor, kırsaldan kente göçün artmasının önüne geçiliyor,  kentte yaşayanların da refah seviyesinin yükseltilmesi amaçlanıyordu.

Yeşil alanların korunması, kent çevresinde ağaçlardan, parklardan, şehir havuzlarından oluşan Yeşil Kuşak projeleri ile kentlinin nefes alabileceği, kent içerisinde doğal hava sirkülasyonlarının sağlanacağı düzenlemeler yapılıyordu.

Alt yapı yatırımlarına özellikle içme suyu, atık su şebekelerinin mevcutlarının yenilenmesi, olmayan bölgelere yapılması, atık su arıtma tesislerinin yapımına öncelik veriliyor, kısaca kentin 30 yıllık nüfus ve coğrafi gelişimi planlanıyordu. Kültür, sanat, spor, eğitim ve bilimsel çalışmalara destek veriliyordu.

Çocuklara, kadınlara, gençlere, yaşlılara, engellilere, gazilere başta toplu ulaşım olmak üzere birçok belediye hizmetinde öncelik tanınıyor kolaylık gösteriliyordu. Yaz kampları ile farklı sosyal kesimlerdeki gençlerin kaynaşması, topluma kazandırılması çalışmaları yapılıyordu.

Sosyal Demokrat Belediye Başkanları; insana değer veren, kentin gelişmesi için çağdaş, kentlinin ve kamunun yararına çözümler üreten, insana, ağaca, suya, havaya değer veren “Halk İçin Halkla Beraber” çalışmanın ne olduğunu göstermişlerdir.

İstanbul’da Ahmet İsvan, Ankara’da Vedat Dalokay ve Ali Dinçer, İzmir’de İhsan Alyanak, İzmit’te Erol Köse “Halkçı Belediyecilik” örneklerini sunup lokomotif görevi üstleniyorlardı. 1980 askeri darbesi yapılan tüm bu çalışmaları durdurdu, metro yapımında yer alan bürokratları göz altına aldı, yıllarca yargıladı. Metro istasyonlarının yapılacağı yerler imara açıldı; yeşil alan düzenlemesi yapılacak bölgelere konsey üyeleri için villalar, yüksek katlı askeri lojmanlar yapıldı, kısaca kentin gelişim noktalarına adeta mayın döşendi.

CHP’nin 1973- 1977, 1977 -1980 döneminde; yerel yönetimlerde halk ile iç içe halk ile birlikte elde ettiği başarılar, sol anlayışın gelişmesine, güçlenmesine ve CHP’nin iktidar alternatifi olmasını hatta zaman zaman iktidara gelmesini sağlamıştır.

Uzun yıllar aradan sonra Ankara’da Murat Karayalçın, Ankaray projesini hayata geçirmiş, metro inşaatlarını başlatmış, ucuz arsa ve konut edinmeleri için kooperatifler kurdurup gerekli çalışmaları tamamlamıştır. Dikmen Vadisi, Portakal Çiçeği gibi ilk Kentsel Dönüşüm uygulamalarını Çankaya Belediyesi ile birlikte başlatmış ve tamamlamıştır.

Halkçı, sosyal belediyecilikle ilgili, sizlerle iki anımı paylaşmak istiyorum:

İlki; İzmir’de birlikte çalışma onurunu yaşadığım rahmetli başkanımız Ahmet Piriştina’nın, bir meclis toplantısı sonrası imar ile ilgili bir talebini ret eden, geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz İmar Daire Başkanı rahmetli Cemal Sümengen ile ilgili serzenişini dile getiren vatandaşa,  “Bilgim var; İzmir yeşil alanları, meydanları az bir kent. Körfezin koku problemini çözdük. Uluslararası yarışma ile Yeni Kent Merkezi Projesini hazırladık, biz dürüst-ahlaklı-erdemli-sol siyaset anlayışında belediyecilik yapmaya çalışıyoruz, sizin talebiniz daha fazla emsalle, birilerini zengin etmek anlamını taşıyor bunu kabul etmemiz mümkün değil” diyerek yanından uzaklaştırması,

İkincisi; ESHOT Genel Müdürü idim ve yeni otobüsler almıştık. O zaman İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı 9 metropol ilçe var idi. İlçe belediye başkanları muhtarlar yeni araçların kendi bölgelerine verilmesini istiyorlardı. Başkan Piriştina ile önce gecekondu bölgelerinden başlayarak otobüsleri sefere koymaya başladık ve o şekilde uyguladık.

Piriştina Başkanın seçim beyannamesinde söz verdiği gibi yasal olarak ücretsiz taşıyamadığımız için 60 yaş ve üzerinde olan vatandaşlarımızı otobüslerden indirimli olarak yararlandırmaya başladık.     

Dul aylığından başka geliri olmayan bir çocuğu down sendromlu yaşlı bir teyzenin, Limontepe’de; Piriştina Başkan ile gezerken gözleri dolu dolu “ Oğlum Allah senden razı olsun, bu çocuğa engelli kartı verdin onu ben bir yerlere götüremiyordum, down sendromlu engellinin bir yakınını da onunla beraber iken ücretsiz bindiriyorsun, şimdi ablası götürebiliyor” diyerek ağlayarak, başkana sarılması.

Yerelde yapılan başarılı çalışmalar genel de iktidar olmanın kapısını araladığından partilerin genel başkanları kendi partilerine mensup belediye hizmetlerini önemsiyor, yakından takip ediyorlar.

İzmir’de belediye başkanları toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sosyal demokrat belediyecilik anlayışını ve uygulamaları anlatırken bir konuya dikkat çekti, konuşmasında ısrarla vurguladı.

“Belediyeler yapması gereken belediyecilik hizmetlerini yaparken, tarıma, üreticiye destek sağlamalı ama günümüzde yalnız bu yeterli değil; üretilen ürünü işleyerek katma değerinin arttırılması önemli, günümüzde gelişmiş teknoloji ile üretim yaparak katma değeri yüksek ürünler elde edilmeli ” diyerek, CHP’li belediyelerin bu konuya önem vermelerini ve teknolojiyi yakından takip etmelerini istedi.

CHP Genel Başkan’ının haklı uyarısını ve bulunduğunuz il veya ilçedeki belediye çalışmalarını değerlendirdiğinizde; siz belediyelerinizin nasıl yönetildiğini, belediye başkanınızın nasıl olduğunu düşünüyorsunuz? Değerlendirme size ait!

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar