27 kadın idam cezasına çarptırıldı! 'Tek isteğimiz Türkiye'de yargılanmaları'

27 kadın idam cezasına çarptırıldı! 'Tek isteğimiz Türkiye'de yargılanmaları'

Irak’ın IŞİD'ten temizlenmesinin ardından 300’ün üzerinde Türkiye vatandaşı kadın ve yaklaşık 600 çocuk, Rusafa Cezaevi’nde tutuluyor. Kadınlardan 27’si idam cezasına çarptırıldı.

Habertürk'ten İrem Koca'nın haberine göre, Aralık 2017’de Irak’ın tamamı IŞİD terör örgütünden temizlendi. Erkek teröristlerin geride bıraktığı en az 328 Türkiye vatandaşı kadın ve yaklaşık 600 çocuk Bağdat’taki Rufasa Cezaevi’ne götürüldü. Yetkili makamlar, dosya bazında inceleme yapıldıktan sonra bu kadınların Irak’tan sınırdışı edileceklerini ve kendi ülkelerinde yargılanacaklarını belirtiyordu. Ancak son 4 aydır Bağdat’tan gelen haberler, bazı cümleleri silinmiş mektuplardan ibaret. Çocukların annelerinin Irak’ta idam edilmesinden korkan Ankara’nın Gölbaşı İlçesi’nde yaşayan Ada Ailesi gibi aileler, iadeleri için Dışişleri Bakanlığı önünde seslerini duyurmaya çalışıyor.

İmren Ada’nın 39 yaşındaki oğlu İsmail Ada ve 33 yaşındaki gelini Ayla Ada, 5 Mayıs 2015 akşamı 3 çocuklarıyla birlikte ansızın ortadan kayboldu. 3 yıl sonra Irak temizlenince Ayla Ada 3 çocuğuyla Bağdat’taki cezaevine götürüldü. Kocasından 8 aydır haber yok. İmren Ada, hiç değilse torunlarını ve gelinini cezaevinden kurtarmak istiyor. “Biz DEAŞ’çı bir aile değiliz, DEAŞ mağduruyuz” diyen Ada, yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Anne buraya gelmek kolay ama dönmek çok zor, diyorlardı. Ciğerim yanıyor. Gitmediğim yer kalmadı. Çocuklar ne halde?

Başlarına ne geliyor, bilemiyoruz. Biri 14, biri 10 yaşında. Belki tacize, tecavüze uğradılar. Ya idam listelerinde gelinimin de adı varsa? Yavrularının gözü önünde asacaklar mı?”

Bir başka anne ise Nasihat Bayat. Onun gelini ve hiç tanımadığı torunları da Rusafa Cezaevi’nde tutulanlar arasında. Bayat, tek isteğinin torunlarını cezaevinden çıkarmak olduğunu söylüyor:

“Oğlum inşaat işlerinde çalışıyordu. İstanbul’a geldiğimizde Ebu Hanzala denilen sahtekârdan etkilendi. 2015’in sonuna doğru DEAŞ’a gitti. Orada evlendirmişler. Bir kızı, bir oğlu olmuş. Torunlarımızı hiç göremedik. Resimlerine bakıyoruz. Oğlum onların doğumunu karşılamak için giysilerini satmış. Dünyadan haberleri yok, o bebeklerin ne günahı olabilir? Dönemiyorlar. Belki hem oğlumu, hem karısını idam edecekler. O çocuklar ne olacak? Onları bize geri getirsinler.”

"TEK İSTEĞİMİZ TÜRKİYE'DE YARGILANMALARI"

İstanbul’da yaşayan H.S.’nin oğlu, kız kaçırarak DEAŞ’a katılmış. Dünürüyle çocuklarını kurtarmanın yoluna arayan H.S., “Benim oğlum 2014 yılında YTÜ’den mezun oldu. Sevdiği kızla birlikte kaçtı. Önce Suriye’ye gitmişler. Oradan da Irak’a geçmişler. Pişman olmuşlar, dönmek istiyorlardı. Tek isteğimiz Türkiye’de yargılanmaları. Irak’ta idam edilmesinler. Dışişleri de Bağdat Büyükelçiliğimiz de çok ilgilendiler. Sayın bakanımız bizim derdimizi dinledi. Ama aylar geçti, çocuklarımızı geri alamadık. Bağdat’ta evlatlarımız ne ceza alacak diye araştırsınlar diye avukat tuttuk. Aynı durumda olan yüzlerce aile var. Bazıları Bağdat’a kadar gitti. İnsanlar yetim olan torunlarını bile alamıyorlar. Ne olur artık bize yardım etsinler” diyor.