ABD idam cezalarının infazında gaz odalarını geri mi getiriyor?

ABD idam cezalarının infazında gaz odalarını geri mi getiriyor?

ABD’de zehirli iğneyle infaz sırasında mahkumların eziyet çektiği korkunç görüntüler ve infaz öncesinde enjekte edilen bazı teskin edici ilaçların tedarik edilememesi, mahkumun damar yolunu bulmakta yaşanan sorunlar vb. vakaların ardından başka bir infaz yönteminin benimsenmesi gündemde: Gaz odasında mahkuma nitrojen solutarak infaz!

ABD’de idam cezasının halen uygulandığı eyaletlerde zehirli iğneyle infazın yerine nitrojen gazıyla infazın getirilmesi tartışmaları sürüyor. Gerekçeyse nitrojen gazıyla ölümün mahkuma daha az acı vereceği ve bu nedenle “daha insancıl” bir yöntem olduğu iddiası. Ancak birçok uzman bu konuda hemfikir değil ve bu iddianın bilimsel olarak kanıtlanmış olmadığını bildiriyor.

ABD’de zehirli iğneyle infaz sırasında mahkumların eziyet çektiği korkunç görüntüler ve infaz öncesinde enjekte edilen bazı teskin edici ilaçların tedarik edilememesi, mahkumun damar yolunu bulmakta yaşanan sorunlar vb. vakaların ardından başka bir infaz yönteminin benimsenmesi gündemde: Gaz odasında mahkuma nitrojen solutarak infaz!

Bu fikir, taraftarları tarafından ABD’nin idam mahkumlarına “yumuşak hatta öforik bir ölüm” vaadiyle pazarlanıyor ve “Amerikan tarzı” denilerek övülüyor. Bu tartışmada “Amerikan tarzı” olan şeyse elbette “insancıllık” değil, ancak bir nitrojen gazı şirketinin hapishanelere ürünlerinin reklamını yapan broşürler dağıtması olabilir.

New York Times’da dün yayımlanan Denise Grady ve Jan Hoffman imzalı makaleye göre, eyaletler iğneyle infazda yaşanan sorunlar nedeniyle ölüm cezası için alternatif yöntemler arıyor. Seçenekler arasında başı nitrojen gazı solutarak infaz çekiyor.

31 EYALETTE 2 BİN 750 İDAM MAHKUMU VAR

Halihazırda Oklahoma, Alabama ve Missisipi eyaletleri nitrojeni infazlarda kullanmak için protokol hazırlıklarını sürdürüyor. Nitrojen daha önce idam cezası için kullanılmadığı için bu konuda bilimsel bir veri de bulunmuyor. Berkeley Hukuk Ölüm Cezası Klinik bölümünden avukat Jen Moreno zehirli iğneyle infazın farklı türlerinde yaşanan tecrübelerin aynısına bu yeni yöntemde de tanık olunacağına dikkat çekiyor.

ABD’de 31 eyalette ölüm cezası uygulanıyor. Federal ve askeri hapishanelerde toplam 2 bin 750 idam cezası mahkumu var. Gaz odaları hayata geçerse bu mahkumlar yeni infaz yönteminin denekleri olacaklar.

Zehirli iğneyle infaz yöntemi 40 yıl önce elektrikli sandalye yerine “daha insani bir yöntem” olduğu iddiasıyla getirilmişti ancak infazı yürüten ekibin mahkumun damarını bulmakta zorlanması, öncesinde verilmesi gereken teskin edicilerin çeşitli nedenlerle verilmemesi ya da etkilerinin az olması vb. nedenlerle birçok mahkumun uzun süre acı içinde kıvranarak ölmelerine yol açtığı biliniyor.

SAATLERCE DAMARI BULUNAMAYAN MAHKUM

Şubat ayında Alabama’da yaşanan olay buna bir örnek oluşturuyor. Alabama infaz timi, iki saatten uzun bir süre boyunca mahkumun kemoterapi ve uyuşturucu kullanımı yüzünden zarar görmüş olan kan damarlarını bulmaya çalışmış ancak başarısız olmuştu. Bu işkenceye saatlerce dayanmak zorunda kalan mahkumun avukatı infaz timinin işlemleri sırasında bir ana damarı açtığını ve mahkumun idrar torbasını deldiğini açıklamıştı. Eyaletten daha sonra yapılan açıklamada infazın iptal edildiği, mahkum üzerinde daha fazla işlem yapılmayacağı ifade edilmişti.

Zehirli iğneyle infaz sırasında mahkuma zerk edilen ilaçlar da acıya neden oluyor. Mahkumun sedasyonu için kullanılan barbitüratları üreten bazı şirketler ürünlerinin infazlarda kullanılmasını reddettiği için infazlarda başka ilaçlar kullanılıyor ve bunların bazıları da etkili olmadığı için mahkumun daha fazla ıstırap çekmesine neden oluyor.

NİTROJENLE İNFAZ KONUSUNDA BİLİMSEL VERİ YOK

Mart ayında Oklahoma Başsavcısı Mike Hunter nitrojenin “en güvenli, en iyi ve en etkili” yol olduğunu iddia etmişti. Ancak bu iddianın bilimsel bir veriye dayanmadığı belirtiliyor. Nitrojene bağlı bilinen ölümler daha önce sanayide iş kazalarında ve tıbbi kazalarda ya da intihar vakalarında gerçekleşmişti. Kazalarda kapalı alanlarda nitrojen soluyan insanların süratle öldükleri, onları kurtarmak için mekana girenlerin de aynı sonu paylaştıkları biliniyor.

Nitrojen tek başına zehirli bir gaz değil ancak oksijensiz ortamda solunduğunda ölüme yol açıyor, aynı helyum ve argon vb. soy gazların olduğu gibi.

ABD'DE GAZ ODALARI

Her ne kadar nitrojen bir infaz yöntemi olarak ilk kez kullanılacak olsa da aslında ABD gaz odalarına yabancı değil. 1920’lerden beri idam cezasının infazında gaz odaları kullanıldı. Son örnek Arizona’da bir mahkuma hidrojen siyanür bulutu solutarak yapılan infazdı. Mahkum 18 dakika boyunca öksürerek ölmüştü.

Nitrojenin acısız ve boğulma hissi yaşatmadan öldürdüğünü savunanlara karşın Oregon Üniversitesi’nden onkolojist Dr. Charles D. Blanke nitrojenin huzurlu bir ölüm getireceği konusunun çok net olmadığını söylüyor.

VETERİNER HEKİMLER BİRLİĞİ UYARMIŞTI

Öte yandan veterinerlik uzmanları da memelilerde ötenazi için nitrojen kullanımını tavsiye etmiyor. 2013’te Amerikan Veteriner Hekimleri Birliği’nce yayımlanan bir rapora göre nitrojen soluyan hayvanlar bilinçlerini kaybetmeden önce rahatsız edici bir dizi yan etki yaşıyorlar.

ŞİRKETLER DEVREDE: SAKİN VE HUZURLU BİR ÖLÜM

Arizona’da bulunan Pima Air Tech adlı şirketin 2016 yılının Mayıs ayında nitrojen gazıyla infaz konusunda bir satış mektubunu Nebraska’daki bir hapishanenin yetkililerine gönderdiği biliniyor. Şirket mektubunda Euthypoxia Chamber adlı ürünü için şu sözlere yer veriyor: Sarhoşluk ve öforiye eşlik eden sakin ve huzurlu bir ölüm üretir. Tıbbi uzmanlık gerektirmez. Herhangi bir memelinin hayatına 4 dakikada son verir.”

AMERİKALILAR DİĞER ÜLKELERDEKİ YÖNTEMLERİ 'İĞRENÇ' BULUYOR

Eyalet destekli infaz yöntemleri uzmanları ölüm cezalarını uygulamak için “makul” araçlar aramanın “Amerika’ya özgü” olduğunu ileri sürüyor. Bu görüşe göre ABD dışında idam cezasının uygulandığı ülkelerdeki yöntemler (asma, boynunu vurma ya da kurşuna dizme) Amerikalılar tarafından iğrenç bulunuyor.

Ölüm Cezası Enformasyon Merkezi direktörü Robert Dunham, Amerikalıların infazlara yönelik tepkisinin ulusal kimliği oluşturan iki zıt geleneğin çarpışmasının örneklerini gösterdiğini ileri sürüyor ve şöyle devam ediyor: “Biri bizim insan onurunun ve ahlakının teminatı olmamızdan kaynaklanan duyarlılık geleneği. Diğeri ise bir şiddet kültürü. Ve insan hakları ve onuru konusunda kaygılandığınızda bu devlet tarafından işlenen korkunç cinayetlerden iğrenmeyi getirir. Ama ölüm cezası doğası gereği şiddet içerir bu yüzden bu gelenekler şimdi gerçekten çarpışıyorlar.”