Eski Almanya Başbakanı hayatını kaybetti

Eski Almanya Başbakanı hayatını kaybetti

Eski Almanya şansölyesi Helmut Kohl, hayatını kaybetti. Kohl, Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesini öneren isimdi.

Eski Almanya şansölyesi Helmut Kohl, 87 yaşında hayatını kaybetti. Kohl, Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesinin ardından seçilen ilk şansölye olarak hatırlanıyor.

Helmut Josef Michael Kohl, 3 Nisan 1930 tarihinde, Almanya’nın Ludwigshafen kentinde doğdu. Kohl, 1973 yılında Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) genel başkanı seçilmişti.

1976-2002 tarihleri arasında Alman parlamentosu Bundestag’da görev alan Kohl, bu süre zarfında Hristiyan Demokrat Parti/Hristiyan Sosyal Birliği grup başkanlığını yürüttü.

1982’DE BAŞBAKAN OLDU

Ekim 1982’de Kohl, CDU lideri olarak CDU ile Özgür Demokratik Parti’nin (FDP) kurduğu koalisyon hükümeti altında şansöyle seçildi. 1987’de, CDU-FDP oy çoğunluyla seçimleri kazanınca yine şansölye oldu.

Deneyimli siyasetçi, 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından, Doğu ile Batı Almanya’nın birleşmesini önerdi. Birleşme 1990’da gerçekleşti. 2 Aralık 1990’da, liderliğini yaptığı koalisyon 1933’ten beri ilk kez mecliste çoğunluğu elde etti. Kohl, bu vesileyle birleşmiş Almanya’nın ilk şansölyesi oldu.

BISMARCK’TAN SONRA EN UZUN SÜRE

1982-1998 yılları arasında 6. Şansöyle olarak görev alan Kohl, Otto Von Bismarck’tan beri bu görevde en uzun bulunan siyasetçi ünvanına hak kazandı.

Alman tarihi hakkında kitaplar da kaleme almış olan Kohl, çeşitli Alman ve yabancı nişanlarla ödüllendirildi.

İŞTE HAYATI

Önce modern bir muhafazakardı. Ardından yaşayan abide oldu. Helmut Kohl, siyasette kalıcı izler bıraktı. Ondan kalan en büyük miras ise Almanya’nın birleşmesi ve Avrupa politikası oldu.

Helmut Kohl, heykelinin dikilmesinden memnun olup olmayacağını soranlara esprili bir cevap vermiş ve "heykel dikildikten sonra önce başına kuşlar ve köpekler üşüşür. Onların ne yaptığını da bilirsiniz" demişti. Helmut Kohl, Berlin Duvarı'nın yıkılmasını izleyen birleşmenin organize edilmesindeki ustalığıyla tarihin büyükleri arasına katılmış ve daha hayattayken heykelini dikmişti. Diğer güçlü liderlerle arasındaki fark da zaten buydu. Oysa tarihi 1989 yılında Kohl siyasi bakımdan tükenmiş bir liderdi.

Partisindeki muhalifleri ona cephe almış ve adeta darbe hazırlamışlardı. O Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinde dizginleri bin bir güçlükle tutabilmiş ve sağlığının bozulmasına rağmen liderlikte kalma gücünü kendinde bulabilmişti. O aynı zamanda kurnaz bir iş bitiriciydi de. Muktedir olma içgüdüsünü stratejik manevralarla bütünleştirme yeteneğine sahipti. Duvarın onun başbakanlığı sırasında yıkılması da tarihi bir fırsattı. Kohl durumun olağanüstülüğünü derhal kavrayarak ona göre hareket etmiş ve de isabetli adımlar atmıştı.

Birleşmenin yol haritası

Berlin sınır kapılarının hücuma uğramasından üç hafta sonra Kohl, Alman birliğinin yol haritasını tamamlamış ve büyük bir ustalık eseri olan on maddelik planı Federal Meclis'e sunmuştu. Plan yurtdışında farklı yankı bulmuş, ama Kohl Almanya'nın büyümesinden endişe duyanların kuşkularını dağıtmayı başarmıştı. 19 Aralık'ta Dresden'deki on binlerce Doğu Alman'a hitaben yaptığı konuşmada da sözlerini itinayla seçerek halkın güvenini kazanmıştı. ‘Ölçülü olmak' o konuşmadan sonra siyasi gündemin en çok kullanılan kavramları arasına girmişti. Dresden'deki konuşması fevkalade yankı bulmuştu.

Alman birliğinin içteki şekillendirilmesi kadar uyguladığı dış politika da uzun başbakanlık döneminin en başarılı alanlarıydı. Fransa ile dostluğu pekiştirmesi, Polonya ile barışması ve zayıflayan Sovyetler Birliği'ne gösterdiği hassasiyet, komşularıyla ilişkilerde dikkate verdiği önemin en belirgin özellikleriydi.

Almanya'ya karşılık Avrupa

İkinci Dünya Savaşı'nın tecrübeleri Helmut Kohl'ün siyasi kişiliğinin oluşmasında önemli rol oynadı. Asker kardeşi Walter'in cephede ölmesini hayatı boyunca unutmamıştı. Savaş bittiğinde 15 yaşında olan Kohl'ün hayat tecrübesi kazanmasında Avrupa'nın Doğu ile Batı arasındaki bölünmüşlüğü de etkili olmuştu. 15 yaşında Nazi Almanya'sının suçlarına ortak olamazdı. Helmut Kohl bunu ‘Geç doğmanın teveccühü' olarak tanımladığı için yıllarca sert eleştirilere hedef olmuştu.

Çocukluk yıllarında anık olduğu felaketin etkisiyle savaşların mutlakla önlenmesi gerektiği fikrini benimseyen Helmut Kohl öncelikle de 1990'daki birleşmenin ardından Almanya'yı Avrupa'ya daha fazla entegre etmeye çalıştı. Siyaseti tarihi sembollerle bütünleme yeteneğini Birinci Dünya Savaşı'nda ölen askerlerin mezarlığında Sosyalist Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand ile el ele tutuşarak gözler önüne sermişti. Kohl, Avrupa'yı hep Almanya'ya verilmiş bir görev olarak görürdü. Ona göre aynı zamanda siyasi bir para biriminin sembolü de olan Euro'nun gerçekleşmesi için çok uğraştı. Avrupa Birliği'ne külfet oluştursa da Birlik'in Doğu Avrupa'ya genişlemesine de öncülük etti.

Sadece Alman

Kohl aynı zamanda Helmut Kohl olarak da hatırlarda kalacaktır. Vizyon sahibi Willy Brandt ve iktisatçı Helmut Schmidt'ten son derece farklıydı. Uzun yıllar kişiliği ve siyasetçiliği hafife ve alaya alındı. Taşralılığı ve cüssesinden kaynaklanan farklı beden hareketleri Alman toplumunun sol kesiminde onu kamu hayatının ciddiye alınmayan ve çağın zihniyetine uymayan kişisi yaptı. 1970 ve 80'li yıllarda partisine şimdi hasretini çektiği seçim zaferleri kazandırmış olmasına rağmen.
Birleşme öncesinde başarısını vasat bir Alman olmasına borçluydu. O, 20'inci yüzyılın ikinci yarısındaki tipik Alman'ın sembolüydü. Bu özelliğiyle Almanlar hakkında pekala fikir veriyordu. Yakın bir dostu, "Helmut Kohl bizlerin önemli bir bölümünü oluşturur" demişti. Helmut Kohl sadece bir Alman'dı.