Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Mir 24 televizyonuna açıklamalar yaptı.

'MUHATABIMIZ ÜLKELERİN HAZIR OLDUĞU KADAR'

Peskov şunları söyledi: "Uluslararası gündem oldukça sıcak, Rusya için oldukça elverişsiz. Putin'in dış politikası ki, ülkenin dış politikasını o belirliyor, tutarlı, yapıcı ve tüm ülkelerle iyi ilişkileri kurmaya yönelik. Başkanın söylediği gibi, muhatabımız ülkelerin hazır olduğu kadar bu ilişkileri geliştirmeye hazırız."

'LİDERLERİ ETRAFINDA BİRLEŞEN RUS HALKININ TAM DESTEĞİYLE'

"Ayrıca herkes biliyor ki, Başkanımız kimsenin Rusya'nın ulusal çıkarlarına dair kırmızı çizgileri geçmesine izin vermez'' vurgusu yapan Kremlin sözcüsü, Putin'in oyların yüzde 76.69'unu alarak kazandığı 18 Mart seçimlerinin sonuçlarına atıfla şöyle devam etti:

''Bu konuda, liderleri etrafında birleşen Rusların tamamen baskın desteği de hissediliyor."

'YAPTIRIMLAR, AEB’DEKİ ENTEGRASYON SÜREÇLERİNİ ENGELLEMEZ'

Peskov, Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımların Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) üzerindeki olası etkilerini de değerlendirdi:

''Elbette diğer ülkelerin yaptırımlarına maruz kalan Rusya'nın 'yaptırım alışverişine girmesinin', entegrasyon süreçleri üzerindeki belli olumsuz etkileri var. Ama olumsuz bağlamda belirleyici bir etkiye sahip olamaz. Mevcut durumda biz başta AEB’de olmak üzere entegrasyon süreçlerinde olumlu hareketliliği gözlemliyoruz.''

PUTİN'İN ÖNCELİĞİ: ESKİ SOVYET TOPRAKLARINDA ENTEGRASYON

Eski Sovyetler Birliği topraklarındaki entegrasyonun Putin için öncelikli olduğunu aktaran Peskov, ''Entegrasyon süreçleri genişliyor ve bu, Başkan Putin için dış politikasının bir numaralı değişmezi. Kendisi eski Sovyetler Birliği alanındaki entegrasyon süreçlerinin gelişmeye devam etmesinin katı bir taraftarı'' dedi.

'TRUMP’IN PUTİN’E TELEFONU ARALARINDAKİ İLİŞKİLERİ KARAKTERİZE EDİYOR'

ABD Başkanı Donald Trump'ın dördüncü kez devlet başkanı seçilen Putin'i tebrik etmek için telefonla aramasını da  değerlendiren Kremlin Sözcüsü, bu görüşmenin öncelikle protokol anlamını taşıdığını söyleyip şöyle devam etti:

''Başkan Trump, Putin'i yeni dönem için daha seçilmesi sebebiyle tebrik etti. Bu elbette önemli ve birçok açıdan, iki öncü ülkenin liderleri olarak aralarında henüz oluşum aşamasında olan ilişkileri karakterize ediyor.''

'İKİ LİDERİN GÖRÜŞMELERİ SÜRDÜRMESİNE DÜNYANIN İHTİYACI VAR'

Her iki liderin kişisel görüşmeleri sürdürme ihtiyacı  olduğunu bildiğini aktaran Peskov, ''Bunun için bölgesel çatışmalar ve stratejik güvenlik, küresel güvenlik, silahsızlanma gibi çerçeve sorunlar, Suriye ve Kuzey Kore gibi birçok sebep var'' dedi.

'LAVROV İLE POMPEO'YA TALİMAT'

Kişisel görüşmeler olmadan küresel sorunların çözümünün mümkün olmadığını belirten Peskov, şunları söyledi:

''İki lder de bunu çok iyi anlıyor. Dolayısıyla görüşme olasılıklarını görüşmeye ve her iki ülkenin dışişleri bakanları Sergey Lavrov ile Mike Pompeo’yu iletişime geçip bu konuyu görüşme talimatı vermeye hazır olduklarını dile getirdiler.''

'PUTİN KESİNLİKLE TARTIŞMASIZ LİDERDİR'

İngiliz istihbaratına bilgi satmış olan eski Rus casus Sergey Skripal'in İngiltere’de zehirlenmesiyle ilgili Rusya'ya yöneltilen suçlamaların, 18 Mart seçimlerinde Putin'e yardımcı olduğu yönündeki iddiaları değerlendiren Peskov, şöyle konuştu:

''Putin’in böyle hayali desteğe ihtiyacı yok, o zaten tamamen tartışmasız liderdir.''

'ASILSIZ SUÇLAMALAR RUSLARIN DOĞAL TEPKİSİNE YOL AÇTI'

''Sadece başta İngiltere olmak üzere diğer ülkelerin Rusya'ya yönelik bu düşmanca tavrı elbette gözden kaçmadı ve toplumumuzda böyle kaynayan duygulara ve insanların sert tepkisine yol açtı. Rus vatandaşları bu duruma doğal tepki verdi. Çünkü bu yaşananların saçma, bu durumun ve asılsız suçlamaların absürt olduğu ortada,dolayısıyla halkın tepkisine yol açıyor.''

AB'YE TEPKİ: SALDIRGAN VE ÖNGÖRÜLEMEZ PARTNER

Kremlin Sözcüsü, İngiltere'nin Skripal vakasını kullanarak AB'de Rusya'ya karşı yeni bir dalga başlatmasına şu tepkiyi gösterdi:

''Elbette böyle öngörülemez ve saldırgan tutum içinde  partnerlere sahip olmak bizim için büyük rahatsızlık yaratıyor. Ama yine de bu yaşamak zorunda olduğumuz bir gerçeklik. Bu durumda elbette pozisyonumuzu Avrupa'daki muadillerimize aktarma anlamında yavaşlayamayız.''