Soçi'de flaş gelişme... Yetkiyi Türk heyetine verdiler

Soçi'de flaş gelişme... Yetkiyi Türk heyetine verdiler

Suriye’deki muhalefet ile rejimi buluşturmayı planlayan Soçi’de muhalefet yetkisini Türk heyetine devredildiği belirtildi.

Rusya-Türkiye ve İran'ın başlattığı Astana süreci çerçevesinde Suriyeli muhalifler ile rejim temsilcilerini buluşturmayı hedefleyen Soçi'yi önce Yüksek Müzakere Heyeti'nin katılmayacağını açıklamasının ardından Türkiye'den giden muhalifler de havaalanından dönme kararı aldı. Muhalefet heyeti kongre merkezine yerleştirilen rejim bayraklı resim ve logoları tepki gösterdi ve ülkeye giriş yapmak istemedi. Suriye muhalefeti bu nedenle kendisini temsil etme yetkisini Türk heyetinin başkanlığını yürüten Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Önal’a devretti.

ASTANA GÖRÜŞMELERİ
Suriye’de 2011'den beri devam eden yaklaşık yarım milyon insanın hayatını kaybettiği iç savaşı sonlandırmak amacıyla bir araya gelen Türkiye, İran ve Rusya’nın öncülük ettiği, Astana’da 23 ocak 2017'de başlayarak 21 aralık 2017 tarihine kadar sürdürülen 8 görüşmede neler oldu?
Astana görüşmeleri: Suriye’de ateşkesin denetimi için 3'lü mekanizma kuruldu.
Muhalif güçler ile çok uluslu bir yapıyı dolaylı yoldan bir çember etrafında toparlamayı amaçlayan cenevre görüşmeleri ve bu görüşmeleri destek ve uyum içinde yürütme amacıyla başlatılan astana görüşmeleri savaşı bitirmek için sınırlı sayıda temsilcilerle olan görüşmeleri içeriyor. Suriye barış görüşmeleri, Kazakistan’ın başkenti Astana’da Rusya, Türkiye ve İran’ın garantörlüğünde düzenleniyor.

NE OLMUŞTU?
Cenevre görüşmeleri, Suriye’deki iç savaşa çözüm bulunabilmesi için 1 şubat 2016 tarihinde başlatılmış çözüm denemesiydi.
19 aralık 2016 günü Rus Büyükelçisi Karlov Ankara’da öldürüldü. 20 aralık 2016 tarihinde Moskova’da Türkiye, Rusya ve İran, Suriye konusunda mutabık kaldıkları adımlara ilişkin ortak açıklama yaptı. Mutabakat, Astana görüşmelerinin başlamasını öngördü.
Halep’in, Suriye Devlet Başkanı Esad’a bağlı güçler tarafından aralık 2016'da ele geçirilmişti. Rusya Dederasyonu’nun sürece etkin yardımının astana birinci oturumunda Putin yönetiminin avantajlı konumda olduğu yorumlarına yol açmıştı.
İLK TUR GÖRÜŞME: 23–24 OCAK 2017
23 ocak 2017'de Suriye’nin BM Büyükelçisi Beşar El Caferi, Türkiye Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardımcısı Sedat Önal, islam cephesi’nden Muhammed Alluş, İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hüseyin Caberi-Ensari, Rusya Dışişleri Bakanlığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika direktörü Sergey verşinin, BM Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura’nın katılımıyla Kazakistan Astana’da başlayan görüşmeler görüşmeler 24 ocak’ta sonuca ulaştırıldı.

toplantı, ev sahibi ülkenin dışişleri bakanı Kayrat Abdrahmanov’un okuduğu ortak açıklamayla sona erdi. Abdrahmanov, Türkiye, Rusya ve İran’ın suriye’deki ateşkesin izlenmesi amacıyla ortak mekanizma kurulmasının kararlaştırdığını belirtti.Rusya, Türkiye ve İran,Astana’da, Suriye’deki ateşkesin denetlenmesi için üçlü bir mekanizma kurmaya karar verdi.
MUTABAKAT SAĞLANAN KONULAR
-Üç garantör ülke; Suriye’nin toprak bütünlüğü, birliği, bağımsızlığı ve egemenliğine bağlı olduklarını teyit etti.
-Şiddet düzeyinin düşürülmesi, hızlı bir şekilde insani yardımın iletilmesi ve bmgk kararı doğrultusunda müzakerelerin başlaması konusunda uzlaştı.
-Suriye’deki iç savaşın askeri çözümle bitmeyeceği sadece siyasi yollarla çözülebileceği konusunda mutabık kaldı.
-Ateşkesin devam ettirilmesi, gözlemlenmesi ve ateşkese yönelik provokasyonların önlenmesi için üçlü mekanizmanın kurulması.
-Işid ve el nusra’ya karşı ortak mücadele edilmesi ve silahlı muhalif grupların, bunlardan ayrı tutulmasında fikir birliğine varıldı.
-BM güvenlik konseyi’nin 2254 numaralı kararındaki adımların uygulanması için suriye’deki siyasi süreci desteklemeleri çağrısı yapıldı.
-Silahlı muhalif grupların, 8 şubat’ta cenevre’de yapılacak toplantıya katılma isteklerinin desteklenmesi.
-BBC Türkçe’den rengin aslan’ın haberine göre ilk anlaşmazlık suriye arap cumhuriyeti’nin tanımında ortaya çıktı. suriye hükümeti, ülkenin tanımında “laik” ifadesinin kullanılmasını isterken, muhalif grupların temsilcileri ve- suriye’nin bm büyükelçisi başar caferi’nin söylediğine göre türkiye bu ifadeye karşı çıktı. caferi’nin bu yorumlarına karşı türkiye tarafından bir açıklama yapılmadı.

ANLAŞMA
Türkiye Dışişleri Bakanlığı ise anlaşmanın tam metnini şu şekilde paylaştı:

“İran İslam Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin heyetleri, Dışişleri Bakanlarının Moskova’da 20 aralık 2016 tarihinde yaptıkları ortak açıklamaya ve 2336 sayılı BM  güvenlik konseyi kararına uygun olarak,
Suriye Arap Cumhuriyeti hükümeti ile silahlı muhalif gruplar arasında görüşmelerin 23–24 ocak 2017 tarihlerinde Astana’da başlamasını desteklediklerini,
BM genel sekreteri’nin Suriye özel temsilcisi’nin yukarıda bahsekonu görüşmelere katılımını ve kolaylaştırılıcığını memnuniyetle karşıladıklarını,
BM güvenlik konseyi’nce teyit edildiği şekilde, çok etnili, çok dinli, mezhepsel olmayan, demokratik bir devlet olarak Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne taahhütlerini yinelediklerini,
Suriye ihtilafına askeri bir çözüm olmayacağına ve ihtilafın sadece 2254 sayılı BM güvenlik konseyi kararının tamamının uygulanması temelindeki bir siyasi süreçle çözülebileceğine dair inançlarını belirttiklerini,
somut adımlar atmak ve taraflar üzerindeki nüfuzlarını kullanmak suretiyle 29 aralık 2016’da imzalanan düzenlemeleri müteakip tesis edilen ve 2336 (2016) sayılı BM güvenlik konseyi kararıyla desteklenen ateşkes rejimini güçlendirmeye, ihlallerin asgariye indirilmesine katkıda bulunmaya, şiddeti azaltmaya, güven artırmaya, 2165 (2014) sayılı BM güvenlik konseyi kararına uygun olarak insani erişiminin hızlı ve sorunsuz şekilde önünün açılmasını ve suriye’de sivillerin korunması ve serbest dolaşımını sağlamaya çalışacaklarını,
ateşkesin izlenmesi ve ateşkese tam riayetin temin edilmesi, tahriklerin önlenmesi ve ateşkesin tüm modalitelerinin belirlenmesi amacıyla üçlü bir mekanizma tesis etmeyi kararlaştırdıklarını,
DEAŞ ve El Nusra’yla ortak mücadele etmek ve askeri muhalif grupları bunlardan ayırmak konusunda kararlılıklarını yinelediklerini,
müzakere sürecinin 2254 sayılı bm güvenlik konseyi kararına uygun olarak yeniden başlatılması için çabaların artırılmasına acil ihtiyaç bulunduğuna olan inançlarını bildirdiklerini,
Astana’da yapılan Suriye konusundaki uluslararası toplantının, hükümet ile muhalefet arasında, 2254 sayılı BM güvenlik konseyi kararı uyarınca doğrudan diyalog için etkili bir platform teşkil ettiğini vurguladıklarını,
hükümet ile muhalefet arasında BM’nin gözetiminde 8 şubat 2017 tarihi itibariyle -Cenevre’de başlatılması öngörülen müteakip turuna silahlı muhalif grupların katılma arzusunu desteklediklerini,
uluslararası toplumun tüm mensuplarına, 2254 sayılı BM güvenlik konseyi kararında mutabık kalınan tüm adımların derhal atılmasını teminen siyasi süreci destekleme çağrısında bulunduklarını,
2254 sayılı BM güvenlik konseyi kararının uygulanması yolundaki küresel çabalara katkıda bulunmak amacıyla, suriyelilerin öncülüğünde, Suriyelilerin sahipliğinde ve BM’nin kolaylaştırıcılığındaki siyasi sürecin belirli hususlarına ilişkin olarak astana platformunda aktif işbirliği yapmayı kararlaştırdıklarını,
Suriye konusundaki uluslararası toplantıya Astana’da evsahipliği yaptıkları için Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’e ve genel olarak kazak tarafına şükranlarını ifade ettiklerini bildirirler.”
TARAFLARA GÖRE SÜREÇ
Suriye hükümetinin baş müzakerecisi ve Suriye’nin BM daimi temsilcisi Beşar Caferi, görüşmelerin sona ermesi ardından basın toplantısı düzenledi.

Aynı masada oturdukları muhaliflerin askeri liderleri için şunları söyledi: “Başka gündemlerle ilişkileri olan ve yabancı güçler için çalışan suriyelilerle aynı odada oturmak şam heyeti için hayli acı vericiydi. bazıları hatta terörist eylemleri bile gerçekleştirdi. biz ilk defa başka Suriyeliler ile aynı masada oturmuyoruz. Bunu Moskova 1, Moskova 2 ve Cenevre yaptık. Bu görüşmeyi belirli çerçevede, belirli gündemler ve belirli görüşmeler kapsamında yaptık. Biz ülkemizdeki terörü ve savaşı durdurmak için ne pahasına olursa olsun, her neresi olursa gideceğiz.”

Caferi, görüşmeler için ise ‘bir başarı’ tanımlamasını yaptı.

Caferi: “Burada mesele kimin mutlu, kimin mutsuz olduğu değil. Buradaki mesele biz sonunda bu sonuç deklarasyonunu tarafımızdan onaylandık. Bu sonuçtur, bu konu hakkında düşünmeliyiz. İran’ın sonuç deklarasyondaki formüllere olumlu katkısı oldu. Astana görüşlerinde bazı silahlı muhalif gruplarının delegeleri 29 Aralık anlaşmasının şartlarını kabul ettiler. 3 garantörden birini eleştirmeleri acınası bir durum ki, bu garantör sonuç bildirgesinin başarılı olmasına katkısı oldu” dedi.

CAFERİ, TÜRKİYE'NİN SURİYE KRİZİNDEKİ ROLÜNE İLİŞKİN OLARAK:

“Türkiye’nin söyledikleri ile gerçekte yaptıkları birbirinden farklı. Bazı şeyleri kolaylaştırmak istiyorsak, Türkiye’nin rolünün olumsuz olduğunu söyleyebiliriz ama bunu söylemiyoruz çünkü biz diplomatlarız, sorumluluklarımız var ve hükümeti temsil ediyoruz. Siyasette bazen, kendi ülkenizi kurtarmak için düşmanlarınızla muhatap olmanız gerekir. Bizim şu anda yaptığımız da bu”.
Astana görüşmeleri ile ilgili olarak başbakan Binali Yıldırım’ın demeci:

“Suriye’de Ateşkesin sağlanması için Rusya ve İran’la birlikte bir inisiyatif aldık. Ateşkes sağlandı. Astana’da da bir zirve yapıldı ve bu 3 ülke ateşkese uyulduğunun takibinin yapması için mutabakat sağlandı. Orada ciddi bir diplomatik başarı elde edildi. BM işin içine sokuldu. Ciddi bir diplomatik çaba başlatıldı. Irak’ta önemli bir hamle yaptık. Gelin bu işleri halledelim dedik. Başika konusu musul konusu pkk ile mücadele başta olmak üzere nasıl ele alınacağını hep beraber değerlendirdik. Bütün bunları yapınca Türkiye’nin bölgedeki etkinliği de der demez arttı. Bir yıl önce Suriye meselesinde Türkiye’yi hesaba katmayanlar şu anda Türkiye’nin dediği neyse ona göre hareket ediyorlar. İşte bu ülkemizin gücüdür. Ülkemizin gücü milletimizin gücünden Cumhurbaşkanımızın dirayetinde geliyor. Şimdi iç savaşın sona erdirilmesiyle beraber siyasi çözümün tesis edilmesi suriye’nin toprak bütünlüğü içinde bütün kesimlerin temsil edildiği çözüm konusunda bir süreçle ilgili tam bir mutabakat sağlanmış durumda. yıllardır ülkelerini terk eden suriyelilerin ülkelerine dönmesi öncelikli hedefimizdir. Ülkelerinde barış emniyet sağlandıktan sonra şüphesiz onlar da memleketlerine dönecektir. Ne demişler bülbülü altın kafese koymuşlar ille de vatanım demiş. Şartlar ne kadar kötü olsa da insanın vatanı her zaman aklındadır. İnşallah Astana’da hayırlı sonuçlar çıkacak ve suriye’de kalıcı barışın başlaması için atılmış bir adım olacak”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Astana görüşmelerine ilişkin, Madagaskar’da konuştu:

“Suriye ihtilafına askeri bir çözüm olmayacağına ve ihtilafın 2254 sayılı BM güvenlik konseyi kararının tamamının uygulanması temelindeki bir siyasi süreçle çözülebileceğine dair inançlarını katılanlar belirttiler. Somut adımlar artmak ve taraflar üzerindeki nüfuzlarını kullanmak suretiyle 29 aralık 2016’’da imzalanan düzenlemeleri müteakip tesis edilen ve 2336 sayılı BM güvenlik konseyi kararı ile desteklenen ateşkes rejimini güçlendirmeye, ihlallerin asgariye indirilmesine katkıda bulunmaya, şiddeti azaltmaya, güven arttırmaya, 2165 sayılı bm güvenlik konseyi kararına uygun olarak insani erişimin hızlı ve sorunsuz şekilde önünün açılmasını ve suriye’de sivillerin korunması, serbest dolaşımı sağlamaya çalışacaklarına karar verdiler. ateşkesin izlenmesi ve ateşkese tam riayetin temin edilmesi, tahriklerin önlenmesi, ateşkesin tüm modeliterinin belirlenmesi amacıyla üçlü mekanizma tesis etmeyi kararlaştırdıklarını ifade etiler. Müzakere sürecinin 2254 sayılı BM güvenlik konseyi kararına uygun olarak yeniden başlatılması için çabaların arttırılmasına acil ihtiyaç bulunduğuna olan inançlarını ortaya koydular. Astana’da yapılan uluslararası toplantının, hükümet ile muhalefet arasında 2254 sayılı bm güvenlik konseyi kararı uyarınca doğrudan diyalog için platform teşkil ettiğini vurguladılar. Hükümet ile muhalefet arasında BM gözetiminde 8 şubat 2017 tarihi itibariyle Cenevre’de başlatılması müteakip turuna silahlı muhalif grupların katılma arzusunu desteklediklerini de ortaya koydular. Uluslararası toplumun tüm mensuplarına 2254 sayılı BM güvenlik konseyi kararında mutabık kalınan tüm adımların derhal atılmasını teminen siyasi süreci destekleme çağrısında bulunduklarını, 2254 sayılı BM güvenlik konseyi kararının uygulanması yolundaki küresel çabalara katkıda bulunmak amacıyla Suriyelilerin öncülüğünde, Suriyelilerin sahipliğinde ve BM’nin kolaylaştırıcı adımlarıyla siyasi sürecin belirli huşularına ilişkin olarak astana platformunda aktif işbirliği yapmayı kararlaştırdıklarını, suriye konusundaki uluslararası toplantıya astana’da ev sahipliği yaptıkları için kazakistan cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’e, genel olarak Kazak tarafına şükranlarını ifade ettiler. Ben de şükranlarımı ifade ediyorum. Bu sayede bölgemizdeki sorunların süratle aşılması da şüphesiz ki en büyük temennimizdir.”
İKİNCİ GÖRÜŞME: 16 Şubat 2017
Türkiye-Rusya-İran heyetleri 6 şubat’ta bir araya gelerek 15–16 şubat’ta ikinci tur görüşmelerin gerçekleşmesini planladı. teknik sorunlar gerekçe gösterilerek bir gün ertelenen ikinci tur görüşme, 16 şubat 2017'de yapıldı ve Türkiye, Rusya, ve İran’ın Suriye’deki ateşkesi kontrol altında tutması için geliştirdikleri kontrol mekanizmaları üzerinde anlaşıldı.
Suriye hükümeti ve muhalif heyetleri ile ateşkesi takip etme mekanizmaları masaya yatırıldı ancak büyük bir ilerleme sağlanamadı.
Suriye’deki muhaliflerin sözcüsü Yahya El Aradi, muhaliflerin katılım gösterdiğini ancak Şam ile doğrudan müzakereyi reddettikleri için birinci oturum görüşmelerine kıyasla daha küçük bir delegasyonla katıldıklarını belirtti.
ÜÇÜNCÜ TUR GÖRÜŞME : 14 mart 2017
Suriye görüşmelerinin 3.turu, BM ve Rusya heyeti arasındaki ikili görüşme ile 14 mart 2017 tarihinde başladı. 3.tur Astana görüşmelerinde Rusya, Türkiye ve İran’ın yanı sıra Ürdün, ABD ve AB’den de temsilciler yer aldı. Suriye hükümeti Astana’ya heyetini gönderirken silahlı muhalifler görüşmelere gecikme ile katıldı.
Türkiye, Rusya ve İran Suriye’de ateşkesin izlenmesi ve uygulanmasının sağlanması için kurdukları mekanizmayı güçlendirme kararı aldı. Astana görüşmelerinin dördüncü turunun mayıs 2017 ayı içinde yapılması karara bağlandı.
DÖRDÜNCÜ TUR: 3–4 Mayıs 2017
4.oturumda, Suriye’de çatışmaların en yoğun olduğu yerlerde“Çatışmasızlık Bölgeleri” oluşturulmasına karar verildi.
Söz konusu olan çatışmazlık bölgeleri

Birinci bölge: İdlib Eyaleti, Lazkiye eyaletinin kuzeydoğusu, Halep eyaletinin batısı ve Hama eyaleti kuzeyi.
İkinci bölge: Humus eyaleti ve kuzeyindeki Rastan ve Talbise bölgeleri.
Üçüncü bölge: Şam’ın kuzeyinde bulunan Doğu Guta.
Dördüncü bölge: Ürdün sınırında bulunan Deraa ve Kuneytra eyaletlerinin belli kısımları.
Türkiye, Rusya ve İran arasında varılan, Suriye’de çatışmasızlık bölgeleri oluşturulmasına ilişkin kararın hedefi, “Çatışmasızlık Bölgeleri”ni bir an önce hayata geçirerek güvenliği arttırmak olduğu belirtildi. Ortak karar grubu, belirlenen bölgelerin kesin sınırlarını çizecek. çatışmasızlık sınırlarında yer alacak “güvenlikli bölgeler”i garantör ülke birlikleri idare edecek. bölgelerin kurulmasıyla tüm hava saldırıları durdurulacak.
BEŞİNCİ TUR GÖRÜŞME: 4–5 Temmuz 2017
“Çatışmasızlık bölgeleri”nin kesin sınırları ve sınırlar boyunca oluşturulacak güvenlikli bölgelerin belirlenmesi konuları görüşüldü. İdlib, Humus ve Şam’daki “Çatışmasızlık Bölgeleri”nin uygulanmasına dair ortak çalışma topluluğu oluşturulması kararı alındı: Türkiye Rusya ve İran devlet üyeleri, “Çatışmasızlık Bölgeleri”ni ayrıntıları görüşmek için ortak çalışma grubu oluşturma ve gelecek ay yeniden bir araya gelme kararı aldı.
ALTINCI TUR GÖRÜŞME 14-15 Eylül 2017
Kazakistan Dışişleri Bakanı öncü ülkeler Rusya, İran ve Türkiye’nin kabul ettikleri beyanda Suriye’nin toprak bütünlüğü, egemenliği ve bağımsızlığına ödün bağlılıklarını bir kez daha vurguladıklarını belirttiler.
bildiride 3 garantör devlet, idlib başta olmak üzere suriye’de gerilimi azaltma bölgeleri anlaşmaları hakkında uzlaşma sağladıkları 6.görüşmede kesinleştirdiler. suriye’deki gerilimi azaltma bölgelerinde ihlallerin uzak tutulması için rusya, iran ve türkiye arasında ortak bir Merkezin kurulması üzerine anlaşıldığının belirtildiği bildiride; bu bölgelerin daha önce uzatma olanağı olan altı ay süreliğine kurulacağı söylendi.
Bildiride, Astana görüşmelerinin başlamasından sonra Suriye’de iyiye doğru gelişmelerin olduğuna işaret edilerek, bu görüşmelerin devam etmesi gereği ifade edilmişti.
Görüşme sonrası Dışişleri Bakanlığı’nca yapılan açıklamada “Türkiye, İdlip Çatışmasızlık Bölgesine ilişkin müzakere süreci boyunca, muhalefetin garantörü sıfatıyla sahadaki muhalif grupların yaklaşım ve değerlendirmelerini de dikkate alarak mutabakatın hayata geçirilmesinde belirleyici rol oynamıştır.” denildi: “İdlip çatışmasızlık bölgesinin ilan edilmesi, Suriye’de sahada yaşanan gerginliğin azaltılması amacıyla mayıs ayında imzalanan muhtıranın hayata geçirilmesindeki son aşamayı teşkil etmektedir. İmzalandığı günden itibaren sahada yaşanan ateşkes ihlallerinin sayısında önemli düşüş sağlayan muhtıra, bu son gelişmeyle birlikte, BM arabuluculuğunda cenevre’de yürütülmekte olan siyasi sürecin ilerletilmesi için sahada gerekli koşulların hazırlanmasına önemli katkıda bulunmaktadır. Suriye ihtilafının ancak siyasi çözümle sona erdirilebileceğine inanan Türkiye, Astana toplantıları sayesinde kaydedilen bu ilerlemenin sağladığı ivmeyi, Cenevre toplantılarıyla suriye’de ilerletilmeye çalışılan siyasi geçiş sürecine verdiği güçlü destekle sürdürmeye kararlıdır.”
YEDİNCİ TUR GÖRÜŞME: 30–31 Ekim 2017
Tutuklu ve esirlerin serbest bırakılması ile insani yardımların kesintisiz girişinin sağlanması ve miktarının artması hakkında sonuç alınamadı.
Suriye Dışişleri Bakanı Abdrahmanov; tarafların, tutuklu ve esirlerin serbest bırakılması, ihtiyaç yerlerine insani erişimin sağlanması, yardımların artırılması konusunda hemfikir olduklarını duyurdu. Güven arttırıcı tedbirlere ilişkin, cenazelerin teslim edilmesi, kayıp kişilerin kimliklerinin tespit edilmesi konusunun açıklığa kavuşması için çalışmanın tamamlanması konusunda hemfikir oldukları belirtildi.
Kazakistan Bakanı, tarafların Rusya’nın teklifi üzerine, Birleşmiş Milletler gözetimindeki Cenevre süreciyle uyumlu olarak, Suriyeliler arasında ulusal diyolog kongresi (soçi görüşmeleri) düzenleme konusunu da değerlendirmeye aldıklarının kararını açıkladı.
sekizinci tur görüşme: 20–21 aralık
Garantör ülkeler Türkiye, Rusya ve İran, Suriyeli tarafların tutsak takası yapması, tutukluların serbest bırakılması, cenazelerin teslim edilmesi, kayıp kişilerin kimlik tespiti ve unesco kültürel miras listesindeki tarihi alanların mayın ve bombalardan temizlenmesi gibi konular için birer çalışma grubu kurulmasına karar verdi.
Suriye’deki krizin sonlandırılmasını görüşmek amacıyla toplanan ulusal kongrede ayrıca Işid, Nusra Cephesi ve diğer terör örgütleriyle mücadele konusu ele alındı.