‘Suriye, ABD'nin operasyonlarıyla yıkıma Rusya'nın operasyonlarıyla zafere gitti' 

‘Suriye, ABD'nin operasyonlarıyla yıkıma Rusya'nın operasyonlarıyla zafere gitti' 

Rusya Devlet Başkanı Putin'in Rus askerlerin Suriye'den çekilmesi emrinin ardından Rusya ve ABD'nin Suriye'deki operasyonlarını karşılaştıran askeri uzmanlara göre Suriye'ye IŞİD'i gerekçe göstererek giren ve ülkeyi yıkıma sürükleyen ABD; ülkeyi parçalanmaktan kurtaran Rusya oldu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Ankara'da gerçekleştireceği görüşme öncesinde Suriyeli mevkidaşı Beşar Esad'la yüz yüze görüşerek ülkede 2015'ten beri operasyon düzenleyen Rus hava güçlerinin geri çekilmeye başlaması için emir verdi. Orada yaptığı konuşmasında Putin, Rusya ve Suriye ordularının uluslararası terörizmin en güçlü gruplarından biri olan IŞİD'le yalnızca iki yıl gibi kısa bir süre içerisinde gerçekleştirdikleri savaşın zaferle sonuçlandığına işaret etti. Putin'in hem Rus askerlerin peyderpey çekilmesi için verdiği talimat, hem de kararı duyururken yaptığı "zafer" vurgusu, Rusya'nın Suriye yönetimine destek vermek amacıyla doğrudan hava operasyonlarına başladığı Ekim 2015'ten bu yana başardıklarını, başta ABD olmak üzere IŞİD karşıtı koalisyon ülkelerinin Suriye'deki başarısızlıkla sonuçlanan icraatlarını, hem Rusya hem de başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin Suriye'deki askeri hedeflerinin neler olmuş olduğu ve taraflardan hangisinin bu hedeflerinde başarılı olduğu yönündeki soru işaretlerini gündeme getirdi. Putin'in sözleri ayrıca, çok sayıda sivilin ölümüne yol açan ABD'nin aksine, Rusya'nın nasıl IŞİD odaklı bir harekat yürüterek Suriye'deki barışa katkı sağladığını da hatırlatır nitelikteydi. Peki, Rusya'nın, Suriye'de operasyonundaki amaçları neler oldu? Rusya, Suriye'ye girmeden önce ve ülkeye girdikten sonraki durum nasıldı; bu süreçte ülkede neler değişti? Ve tabii ki en önemlisi de, Rus birliklerinin Suriye'den çekilmeye başlaması yönündeki kararın ardından ABD, askerlerinin ülkede kalması için hiç bir gerekçe olmamasına rağmen Suriye'de varlık göstermekte ısrar edecek mi? Askeri uzmanlar, Rusya ve ABD'nin gerçekleştirdiği operasyonları, operasyonun hedefleri ve sonuçları üzerinden karşılaştırmalı olarak Sputnik'e değerlendirdi.

SURİYE'Yİ ‘YIKIMA SÜRÜKLEYEN' ABD VE ‘PARÇALANMAKTAN KURTARAN' RUSYA

Sputnik'e konuşan isimlerden ilki Emekli Hava Korgenerali Erdoğan Karakuş. Rusya'nın Suriye'de gerçekleştirdiği operasyonla bölgenin dış müdahaleye ve bu müdahalenin Ortadoğu haritasında gerçekleştireceği olası değişiklere yönelik önlem almayı amaçladığını dile getiren Karakuş, Suriye'nin tanıklık ettiği yıkım sürecinden ABD'yi sorumlu tuttu.

Karakuş "Durum gayet basit. ABD, Büyük Ortadoğu Projesi için ‘Demokrasi, barış gelecek' gibi söylemlerle bölgeye girse de herhangi bir ülkeye barış gelmediği gibi; bölge fevkalade yüksek insan ölümleri sahne oldu. Irak'ta, 1 milyon 200 bin kişinin ölümüne sebep olan da ABD idi; yine aynı ülkede 1991'de gerçekleştirdiği harekat esnasından 300 bin civarında bomba atan da… Yine Irak'ta 450 bin nüfuslu Türkmen şehri Telafer'e özel bir saldırı gerçekleştiren de ABD oldu. Hatta daha sonra Türkmen şehrini tarumar eden IŞİD de bunu ABD güdümünde gerçekleştirdi. Trump, seçim çalışmaları döneminde, IŞİD'i kuranın (ABD'nin eski devlet başkanı) Barack Obama olduğunu açık açık itiraf etmişti. Ama netice de mesele Obama veya Trump değil. Ortadoğu'da yaşanan bu yıkımın en büyük sorumlusu ABD" ifadelerini kullandı.

ABD'nin Ortadoğu'daki hedeflerini gerçekleştirmesine Rusya'nın engel olduğuna işaret eden Karakuş "Zamanında Obama, IŞİD'le üç yıl daha mücadele edeceklerini söylemişti. Bu söz ne demek? ABD'nin bölgeye vade biçtiği çok açık. Obama resmen, Irak, Türkiye ve Suriye'deki duruma bakarak yeni bir strateji oluşturmanın önünü açmaya çalışmanın ve ‘Büyük İsrail Projesi' için uygun ortam yaratmaya çalışmanın peşinde olduğunu bu sözlerle itiraf etti. Obama, bunu ağzından mı kaçırdı yoksa ya da kendi gücüne çok inandığı için mi böyle bir gaflette mi bulundu onu bilmiyoruz ama ABD'nin bu tavrı Rusya'nın müdahalesine neden oldu" dedi.

ABD, SURİYE'DE VARLIK GÖSTERMEKTE ISRAR EDER Mİ?

Peki, ABD Suriye'de askerini varlığını sürdürür mü? Karakuş'a göre ABD'nin varlığını sürdürmek isteyeceği ortada ve Trump'ın Kudüs hamlesi de bunun en büyük göstergelerinden birisi:

"Putin gerçekten uygun bir davranış içerisinde akıllıca bir siyaset güdüyor. ABD'nin bölgede bulunmaması için Rusya'nın da askerlerini belli ölçüde çekmesi gerekiyor. Rusya'nın en hassas olduğu konulardan birisi Suriye'nin toprak bütünlüğü olduğu için çok yararlı bir hareket içerisinde. Rusya'nın hamlesi, ‘IŞİD için Suriye'ye girdiğini' söyleyen ABD'nin de ülkeden çekilmesini zorunlu kılan bir hareket. Eğer ABD çekilmezse, o zaman ‘Sen IŞİD için değil, İsrail'in işine yarar bir ortam yaratan YPG'ye işgal ettirmek için oradasın' eleştirilerinin önünü açar. İsrail'in işine yarar bu ortam içerisinde ABD'nin orada bulunmaması Rusya Federasyonu'nun lehinedir. Amerika oradan çıktığı takdirde YPG veya DSG'nin dayanma olasılığı olmadığı da ortada. Ancak ABD Suriye'de varlık göstermeye ısrar edecek. ABD'nin Kudüs'ü de tanıma dahil, İsrail lehine bir sürecin peşinde ama ABD'nin ne yapabileceği, Türkiye, Suriye, Rusya, Irak ve İran'ı işbirliği düzeyine bağlı. Azami bir iş birliği ABD'nin oradaki varlığını engelleyecek hem de başta Rusya ve Türkiye olmak üzere bölge ülkeleri lehine bir ortam oluşturacaktır."

RUSYA, SURİYE'YE OPERASYON DÜZENLEMESEYDİ NE OLURDU?

Emekli Hava Korgenerali Erdoğan Karakuş'un yanıtladığı sorulardan birisi de, Rusya'nın Suriye'de gerçekleştirdiği operasyonla neleri değiştirdiği oldu. Rusya'nın müdahalesi olmamış olsaydı, Suriye'nin ABD denetimine girmiş olabileceği ve bunun hem Türkiye hem Rusya açısından çok ciddi bir tehdit oluşturmuş olabileceğine işaret eden Karakuş şu ifadelere yer verdi:

"Rusya eğer Suriye'ye müdahil etmemiş olsaydı Suriye ‘deki durum çok farklı olurdu; Suriye hem Türkiye hem Rusya açısından büyük bir çıbanbaşı olurdu. Yani Suriye'nin ABD'nin denetimi altına girmesi hem Rusya hem Türkiye için çok büyük tehdit olurdu. 1918 Birinci Dünya Savaşı'nın akabinde, Bolşevik İhtilali sebebiyle çok zayıf bir noktada olmasına rağmen Türkiye'ye Kurtuluş Savaşı'nda çok büyük ölçüde yardım etti. Rusya Federasyonu'nun bunu yapma sebebi de, ülkenin en hassas noktasının güneyi oluşu. Yani güneyde, güçlü ülkelerin güçleri bulunursa, Rusya için büyük tehdittir. Bu yüzden de Rusya, İngiliz veya Fransızlara karşı Türkiye'yi desteklemiştir. Daha sonraki dönemde de ABD veya İngilizlerin denetimine girmemesi için bütün gücünü kullanmıştır. Bugünkü durum da benzer. Türkiye ve Suriye'nin ve Irak'ın başkalarının kontrolüne geçme ihtimaline karşı Rusya duruma müdahale etmeye mecburdur. ABD güçleri Suriye'den ayrılmadan ne Türkiye ne Rusya'nın güvenliği sağlanabilir"

‘ABD, AMERİKAN-İSRAİL KORİDORUNU OLUŞTURMADAN BİR YERE GİTMEZ'

Konuyu Sputnik'e değerlendiren bir diğer isimse Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş oldu. Rusya'nın asker çekmeye başlama yönündeki kararına rağmen, ABD'nin Suriye'de kalmakta ısrar edeceğine işaret eden Karataş "Rusya'nın Suriye'de bulunan askerlerini bir kısmını çekmesi, Suriye'ye gönderdiği askerlerin harekatın seyrine veya ülkedeki duruma göre belli bir dönem çekmesi, dinlendirmesi ve daha sonra yeni askerler göndermesiyle ilgili. Rusya, gerekliliği göre sahadaki durumu yeniden şekillendiriyor. Ancak Rusya'nın asker azaltma hamleleri karşısında ABD'nin herhangi bir adım atmayacağı ortada. ABD'nin ne Suriye'den çekilmesi ne de asker azaltması söz konusu değil.Çünkü ABD henüz hedeflerini gerçekleştirmedi. Bunlardan en önemlisi, özellikle Irak'ın kuzeyiyle Akdeniz arasındaki Amerikan-İsrail koridoru oluşturulması ve İsrail'in güvenliğiydi. Bu hedeflerine henüz ulaşamamış olan ABD, Rusya ne yaparsa yapsın asla askerlerini bölgede çekmeyecektir, böyle bir niyeti olmadığı da açık" dedi. Karataş şöyle devam etti:

"Amerika en başından beri Suriye'deki akser sayısı konusunda dünya kamuoyuna yalan söylemiş bir ülke. Örneğin en son 400 askerim var dediğinde, en az 5 bin Özel Kuvvetler'e bağlı asker Suriye'de PKK ile birlikteydi. Dolasıyla ABD Suriye veya Irak'tan IŞİD gitse bile kesinlikle çekilmeyecek, Suriye'de kurduğu üsler de bölgeye yerleştiğini ve Suriye'yi ana üs olarak kullanacağını göstertiyor. Suriye önümüzdeki dönemde kapsayıcı bir anayasa bile yapsa bile haydut devlet, çete devlet olan ABD Suriye'deki varlığını koruyacaktır."

‘RUSYA SURİYE'YE MÜDAHİL OLMASAYDI, ŞİMDİ SIRA İRAN VE TÜRKİYE'YE GELMİŞTİ'

Peki ABD'nin Suriye'de kalmasının arkasında ne yatıyor. Karataş bu soruya söyle yanıt veriyor:

"ABD ve diğer koalisyon ülkeleri Aslında Aralık 2015'te Esad rejimini devirmeyi düşünüyorlardı. Böylelikle Amerikan-İsrail koridoruyla Levant bölgesini birleştireceklerdi. Ama Rusya'nın Eylül 2015'ten itibaren yığınak yapması ve akabinde başladığı harekat sayesinde hem Esad rejimi düşmedi hem de ABD'nin koridor hayali sekteye uğradı. Ancak bu ülkelerin Ortadoğu ve Körfez ülkelerinin kaynaklarının yeni oluşacak petrol ve doğalgaz hatlarıyla ulaştırılması konusundaki hedefleri baki. Eğer Rusya Suriye'ye destek vermeseydi; Suriye'nin ardından ABD'nin hedefi İran ve Türkiye'ydi. Böylece Rusya'nın güvenliği de tehlikeye girecekti. Ancak ABD'nin durdurulması sayesinde hem Suriye, hem İran hem de Rusya nefes aldı. Rusya'nın müdahalesi can alıcı bir hamleydi. Ancak maalesef bu hamle İsrail ve ABD'nin planlarını sekteye uğratsa da bu iki ülke de hiç bir yere gitmeyecek. Kudüs planı içerisinde olan ABD'nin bu hamlesi, Washington'ın bölgede yeni anlaşmazlıklar yaratarak, İsrail'in güvenliği odaklı yeni bir planın peşinde olduğunun göstergesi ABD dünyanın tek hakimi olmak için her şeyi yapabilir."