Trump ile Tillerson arasında fikir ayrılıkları 'Tamiri zor hâl aldı'

Trump ile Tillerson arasında fikir ayrılıkları 'Tamiri zor hâl aldı'

ABD Başkanı Donald Trump ile Dışişleri Bakanı Rex Tillerson arasında ABD dış politikasındaki neredeyse her önemli konuda ortaya çıkan fikir ayrılıklarının 'tamiri zor bir' hâl almaya başladığı belirtiliyor. Trump ve Tillerson'un bugüne kadar Kuzey Kore, İran ve Katar krizi konularında kamuoyu önünde sık sık birbirine ters düşen açıklamalar yapmaları ise ikili arasındaki fikir ayrılıklarının basın yoluyla mesajlaşmaya vardığını gösteriyor.

Tillerson'un Trump ile neredeyse ABD dış politikası meşgul eden bütün konularda ayrışma yaşadığı ABD basını tarafından vurgulanıyor. Başkan Trump'ın Kuzey Kore, İran, Katar krizi ve diğer konularda açık açık Tillerson'un tersi açıklamalar yapması ve bazı konularda Tillerson'u 'utandırması' nın Tillerson cephesinde büyük bir rahatsızlık yarattığı yorumu yapılıyor. Trump'ın damadı Jared Kuschner'e, normal bir durumda dışişleri bakanlarının görev alanını kapsayan birçok konuda özel sorumluluklar vermesi ise Tillerson ile arasının soğumasına neden olan faktörler arasında yer alıyor.

Temmuz ayında Trump'ın bir konuşmasının ardından istifa edeceğini yakın çevresine açıklayan Tillerson ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Savunma Bakanı James Mattis ve John Kelly'nin kendisiyle konuşmasının ardından bu kararından caydı. Ancak bu tarihten itibaren Trump ve Tillerson arasındaki bazen ayyuka çıkan gerginlik hiç dinmedi.

İRAN POLİTİKALARINDA İNKAR EDİLEMEZ ANLAŞMAZLIK

Tillerson'un Trump ile anlaşmazlık yaşadığı konuların başında İran geliyor. Bir ropörtajında İran ile imzalanan nükleer anlaşmayı "ABD'nin güçlü bir yaptırım imkânı olduğu sürece, İran'ı sınırlamak konusunda anlaşmanın faydalı olduğunu düşünüyorum" sözleriyle değerlendiren Tillerson'un Trump ile açık bir zıtlık yaşadığı görülüyor. Nitekim, Trump'ın kısa süre önce anlaşmayı teyit etmeden Kongre'ye gönderme kararı alması ve anlaşmayı ABD tarihindeki en aptalca anlaşma olarak nitelemesi Tillerson ile bu konuda yaşanan apaçık zıtlığı gözler önüne seriyor. Tillerson, Exxon'un CEO'luğu döneminde İran'a yönelik ambargoların kaldırılması için lobi faaliyetleri yürütüyordu. 

TILLERSON GETİRİYOR, BEYAZ SARAY VETO EDİYOR

Beyaz Saray yönetimi ile Tillerson arasında yaşanan gerginliklerin nedenleri arasında Tillerson'ın dışişleri departmanında yapmayı uygun gördüğü atamaların önemli bir kısmının Beyaz Saray tarafından veto edilmesi...

The New Yorker'da Dexter Filkins imzalı makalede, "Tillerson uygun adaylar bulsa bile, bunları Beyaz Saray'a onaylatmak konusunda zorluklar yaşadı. Bir yetkili, Beyaz Saray'da bir düzine kadar insanın (söz konusu atamalarda kullanabilieceği) veto yetkisi olduğunu söyledi. Steve Bannon bana Tillerson'un Doğu Asya ve Pasifik İşleri'nde sorumlu bakan adayı Susan Thonton'u kişisel olarak veto ettiğini söylemişti" ifadelerini kullandı.

TRUMP, KUZEY KORE KRİZİNDE TILLERSON'U UTANDIRDI

Kısa süre önce CNN kanalında Jake Tapper'ın konuğu olan Tillerson "Meselenin diplomatik yollarla çözülmesini istiyor, savaş çıkarma peşinde değil. Diplomatik çabalar ilk bomba düşene kadar devam edecek" dedi. ​

Tillerson, Kuzey Kore konusunda Trump'ın diplomasiyi 'vakit kaybı' olarak görmediğini de söyledi. Trump, Tillerson'ın Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile müzakere yürütmesini 'vakit kaybı' olarak nitelemiş, "Enerjini boşa harcama Rex, yapılması gerekeni yapacağız" demişti.

KATAR KRİZİ: KONTROL TILLERSON'UN ELLERİNDEN ÇIKTI

ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı ve danışmanı Jared Kuschner'in 'yakın bir dostu' olarak tarih edilen Birleşik Arap Emirlikleri’nin Washington büyükelçisi Yusuf el Otaiba’nın Trump'ın Katar krizinin başlangıcı sırasında takındığı tavır konusunda önemli bir etkiye sahip olduğu ifade ediiliyor.

Trump, 5 Haziran’da başlayan krizin hemen ardından Katar’a yönelik ablukayı destekleyici açıklamalar yapmış, ‘ablukayı’ kendisinin bir dış politika zaferi olarak ilan etmişti. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'un Birleşik Arap Emirlikleri'nin Washington Büyükelçisi Yusuf el Otaiba'nın ve Kuschner’in Beyaz Saray yönetimi üzerindeki 'etkisini' fark ettikten sonra bu durumdan oldukça rahatsız olduğu ifade edilmişti. Konuya yakın bir gazeteci, "Tillerson, Beyaz Saray'da 'ikinci bir dış politika yürütülmesinden çok rahatsız oldu. Otaiba, Jared Kuschner'e ağırlığını koydu, o da Trump'a. Büyük bir karmaşa" ifadesini kullanmıştı.

"BİLMİYORUM, BEN BİR DİPLOMAT DEĞİLİM"

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun toplandığı New York'ta, İran ile imzalanan nükleer anlaşmanın tarafı ülkelerle bir toplantı yapmak isteyen Tillerson'un toplantıda sarf ettiği cümleler ise ABD Dışişleri Bakanının 'diplomatlık' mesleğinden ne kadar uzakta olduğunu gösteriyor. İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif ile toplantı esnasında yaşanan sürtüşmenin ardından Tillerson, "Belki de kapasitemiz (İran ve ABD) arasındaki ilişkiyi değiştirecek seviyede değildir. Belki bunu bir sonraki jenerasyona bırakmalıyız.... Bilmiyorum, ben bir diplomat değilim"

KARISI İKNA ETTİ, O DA KABUL ETTİ

The New Yorker, dilomat olarak yetenekleri, göreve başlamadan önce test edilmemiş olan Tillerson'un dışişleri bakanlığına 'Boy Scouts of America' isimli izci örgütü bağlantısı yoluyla geldiğini yazmıştı. 2010-2012 yıllarında Boy Scouts of America'nın başkanlığını yürüten Tillerson, yönetim kurulunda Obama ve Bush dönemlerinde savunma bakanlığı görevini yürüten Robert M. Gates ile 'global politikaları derinlemesine konuştuğu' saygın bir dostluk kurmuştu.

En solda Robert M. Gates, en sağda ise Rex Tillerson

Trump'ın seçim zaferinin ardından o dönemde Trump'ın seçim kampanyasında danışmanlık görevini yürüten Michael Flynn, Gates'ın New York'ta Trump ile buluşmasını talep etmiş, Trump ise Gates'den dışişleri için bir ismi önermesini istemişti. Eski diplomat kadrosunu sevmeyen Trump'a verilecek en uygun isim, yıllarını petrol anlaşmaları yaparak geçirmiş bir iş adamı olan Tillerson'du.

Tillerson, Trump'ın kendisine dışişleri bakanlığını teklif etmesinin ardından bu teklifi ilk etapta büyük bir sürpriz olarak karşılamış, daha sonra ise karısının kendisini ikna etmesi sonucunda kabul ettiğini söylemişti.