​Dünyayı krize sokan da krizden ilk 'yırtan'da ABD

1929 yılında yaşanan “büyük buhran”dan bile daha yıkıcı olan 2008 küresel ekonomik krizi, tüm dünyada dengeleri alt üst etti. Lehman Brothers’ın batışıyla start alan ekonomik kriz, özellikle ABD ve Avrupa ekonomilerini alt üst etti. Haliyle dünyanın her köşesi, en küçük ülkesi bile bu krizden etkilendi. Milyonlarca insan işsiz kaldı, ülkeler iflas etti, binlerce şirket kapandı, insanların gelirleri düştü, eylemler, yağmalar yaşandı… Krizin nedeni tamamen sermaye piyasalarından özellikle de emlak piyasasından “daha fazla para kazanma” hırsıydı. Bankaların fütursuzca dağıttığı mortgage kredilerinin bedelini hepimiz ödedik, hala da ödüyoruz. 

Bu krizden nasıl çıkacağı tartışmaları sürerken ABD Merkez Bankası Fed, matbaaların çarkını döndürüp para basmaya başladı. Aslında bu para basma hikayesinin nedeni, dolaşımda olan parayı artırıp yatırımları hızlandırmak, üretimi ve istihdamı artırmaktı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı, para gelişmekte olan ülkelere yöneldi. Yanılmayın aralarında Türkiye’nin de olduğu bu ülkelere yatırım olarak değil, sermaye piyasalarına gitti. Yani borsa, döviz, devlet tahvili vs… gibi reel ekonomiye katkısı çok az olan alanlarda kullanıldı. 

Bu dönemde ABD, ekonomisini düzlüğe çıkarmak için ciddi reformlar yaptı. Batık bankaları kurtarıp istihdam ve üretimi artırmaya başladı. Son yıllarda en iyi ekonomik verilerin ABD’den geldiği dikkatinizden kaçmamıştır. 

Sıcak paraya alışan ülkeleri, bu rüyadan yine Fed uyandırdı. İki yıl önce “Para basmayı durdurabiliriz, faizleri yükseltebiliriz” mesajını dillendirmeye başlayan Fed, ekonomileri tedirginliğe yöneltti. İki yıldır herkes Fed’in ne yapacağını, ne zaman adım atacağını tartışıyor. Beklenen ilk hareket geçen ay gerçekleşti ve ilk faiz artırımı yapıldı. Sıcak para dünyadan elini çekip “anavatanına” yöneldi. 

Brezilya’dan Çin’e, Rusya’dan Türkiye’ye…

ABD’nin tek oyunu bu değil… Ülke içinde üretimini artırdığı kaya gazı nedeniyle tüm dünyada petrol ve doğal gaz fiyatlarını düşürdü. Hala fiyatları ciddi olarak baskı altında tutuyor. Ekonomisi bu doğal kaynaklara bağlı ülkelerde bozulma hızlandı. Rusya’nın durumu ortada, fiyat operasyonu hala sürüyor ve Rusya artık Suriye ile ilgili faaliyetlerini askıya alacak duruma geldi. 

Çin’i de unutmadı tabii… Çin’de işler bir süredir iyi gitmiyor. Ekonomik büyüme hızı yavaşlayan Çin, kamunun aldığı tedbirlere karşın borsadaki çöküşü bir türlü önleyemiyor. Yaklaşık 6 aydır, Çin’de borsa bir gün düşüyor ertesi gün duruluyor. Her ne kadar bu oynaklıkta ekonomik durumun etkisi olsa da ABD’li büyük spekülatörlerin de rolünün olduğu konuşuluyor. 

2016, Brezilya’dan Avrupa’ya, Rusya’dan Çin’e tüm ülkeler kritik… Aynı tedirginlik Türkiye için de geçerli. Siz bakmayın dün Mehmet Şimşek’in açıkladığı Orta Vadeli Plan’da yüzde 5’lik büyüme gibi ‘iyimser’ tahminlere… Piyasa, yılsonuna doğru (daha önce de tanık olduğumuz üzere) aşağı yönlü revizyon bekliyor. 

Kısaca dünyanın başına bu krizi saran ABD, etkisi biraz daha küçük olsa bile ikinci bir krizi kucağımıza bırakıp “hayatın keyfini sürüyor.”

Önceki ve Sonraki Yazılar