Elif Doğan Şentürk

Elif Doğan Şentürk

Duruş

Duruşunuz hayata, insana, hatta mesleğinize bakışınızın özetidir aslında. Gördüğünüz, şahit olduğunuz her türlü haksızlık karşısında dik durabilmek, dünyanın bir ahlak ekseni üzerinde döndüğünü idrak edebilmektir ve yaşamınızı ona göre dizayn etmektir.
Duruş, bir eğilmeme halidir ve en çok insana yakışır. Kim hangi mesleği yapıyorsa o mesleğin ahlaki değerlerini ilke edinmeli ve mesleğine karşıda bir duruşu olmalıdır.
Mesela Gazetecilik mesleği maalesef günümüzde eğilip bükülenlerle dolu. Her dönemin bukalemunlarını ekranlarda ve gazete köşelerinde görüyorsunuz. (Tabi mesleğini eğilip bükülmeden kalemini satmadan onuruyla sadece işini yapanları tenzih ediyorum. Onlara saygım sonsuz ve bu yüzden hep örnek almışımdır)
Bir dönem Fetö Terör Örgütünün elebaşına övgüler dizenler, bugün “Fetö’ye en büyük düşman benim” pozisyonu alarak kendilerini aklama telaşındalar.
Havuzdan, midelerine bağlanan hortumla beslenen bu tür insanlara gazeteci denilebilir mi?
Gazeteci geçmişte de, şimdi de Fetö’ye terör örgütü diyebilendir.
İşte duruş tam da budur. Her dönem aynı diklikte durabilmektir.
Gelelim iktidarın televizyonlarından birinde yayınlanan programa!
Biliyorsunuz Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte ‘Diploma’ tartışmaları da beraberinde geldi. Nitekim Cumhurbaşkanı olabilmek için Üniversite diploması şart!
Bu tartışma hala yerini koruyor ve miting meydanlarında diğer adaylar tarafından sürekli dile getiriliyor.
Özellikle Muharrem İnce bu konuyu sürekli gündemde tutuyor ama bugüne kadar ne resmi diploma ne de transkript açıklaması yok!
İnce “Diplomanız yanabilir. 8 dönem transkripti koyarsınız diploma yerine geçer ama bunu yapmadılar” demişti...
Şimdi bu konu bir televizyon programında öyle bir noktaya getirildi ki, bunu gerçekten bir gazeteci mi söylüyor diye defalarca dinledim. Bir yazara göre; FETÖ’cüler Erdoğan’ın diplomasının orijinalini ele geçirmiş yok etmişler!
Üstelik özellikle AKP seçmeninin izlediği bir kanal. Siyaset, ülkenin ekonomisi, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum, eğitimden sağlığa kadar birçok başlığı iktidar seçmeni bu kanaldan öğreniyor.
İzleyince sanırsınız ki Türkiye, Dünya’da o kadar saygın bir ülke ki, o kadar gelişmiş ki, esnaf mutlu, öğrenci mutlu herşey dört dörtlük!
Hele o sokak röportajları yok mu! O röportajlara göre bu ülkede tek bir parti var tek lider var!
E tabi herşey dört dörtlük olunca gündeme ne getireceklerini şaşıyor ve ilginç iddialar ortaya atıyorlar.
Diploma örneğinde gördüğümüz gibi.
Yani aslında duruş derken bunları kastediyorum.
Bir kere söylediğine, yaptığın yoruma önce kendin inanacaksın. Millete saygın yok bari kendini kandırma!
Peki siyaset de bir duruşu gerektirmiyor mu?
Liderinin her dediğine boyun eğen, söylediği her sözü emir kabul eden bir siyasetçinin duruşundan bahsedilebilir mi? Peki duruşu olmayan bir siyasetçinin ülkeye, topluma, vatandaşa ne faydası olur? Hiç!
Muharrem İnce’nin geçmişte, genel başkan adayı olması yani Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkmış olması, büyük bir eleştiri konusu yapılarak bugün iktidar tarafından meydanlarda seslendiriliyor?
Oysa Kılıçdaroğlu; “hayırlı olsun” temennisinde bulunarak demokratik bir duruş sergilemiştir.
Mesela bu adaylık süreçlerinde, Muharrem İnce’nin bahçesine helikopter de inmemiştir!
Evet hayata karşı bir duruşu olmadan yaşayanlar belki maddi birtakım kazanımlar elde edebilirler, hatta haketmedikleri mesleki kariyerler elde edebilirler ancak bunların sürekliliği yoktur. Neyse ki onurlu duruş sergileyen mesleki büyüklerimiz var ve onların yolundan ilerlemeye devam ediyoruz...

Önceki ve Sonraki Yazılar