“Düşmanlar listesine” Almanya da eklendi

Bir süre önce bir liste yapmaya karar verdim, çalışmalarına da başladım.

Liste, Türkiye’nin daha doğrusu Erdoğan’ın önce “dost”, sonra “düşman” olduğu ülkeler ve bunların yöneticilerinden oluşacaktı.

Sonra gereksiz olduğuna karar verdim, çünkü dostluk fotoğrafları çektirip ‘ilk isimleriyle’ hitap ettiği ne kadar mevkidaşı varsa hepsiyle arası bozulmuş; meydanlarda eski dostlarına “Eyy ....” diye seslenir olmuş.

Bunun son örneği bir süredir sorun yaşanılan Almanya...

Tarih boyunca Türkiye hatta Osmanlı ekonomisinde, siyasetinde etkin bir partner olan Almanya ile sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz.

Elbette çok daha derin nedenleri var bu sıkıntının ancak bardağı taşıran damla önce gazeteci Deniz Yücel’in daha sonra da Alman insan hakları aktivisti Peter Steudtner’in casusluk yaptıkları gerekçesiyle tutuklanmaları oldu.

Aslında iki ülke arasındaki gerginlik, AKP yöneticilerinin 16 Nisan referandumu öncesi bu ülkede miting yapma isteğinin geri çevrilmesiyle gün yüzüne çıkmıştı.

Anımsayacaksınız o dönemde Erdoğan, Almanya’yı Nazilikle suçlamıştı ki, böylesi bir suçlama birçok Avrupa ülkesinde suç kapsamına giriyor. Olayın ayrıntılarını zaten birkaç gündür (elbette yandaş medya dışında) yerli ve yabancı medya organlarında okuyoruz, yenilemeye gerek yok.

Benim dikkat çekmek istediğim konu, bir iktidar partisinin vatandaşlarının yarısını (kendisine oy vermeyenleri), kendisine dönük en ufak bir eleştiride bulunan tüm ülkeleri düşman olarak görmesi.

FETÖ örgütlenmesinin AKP saflarında yarattığı düş kırıklığı maalesef paranoyak bir duruma dönüştü.

En küçük itiraz, en küçük demokratik talep, AKP’yi yıkmak olarak görülüyor, parti cephesinde.

Herkes ya FETÖ’cü ya ‘terör örgütü’ üyesi ya da AKP düşmanı.

Hepsinin ortak hedefi de Erdoğan ve AKP! Bu ruh haliyle, bu yaklaşımla bir ülke yönetilirse sonunun nereye varacağını kestirmek zor değil; zira artık yabancı basında “Erdoğan yönetimi” yakıştırmaları yapılmaya başlandı bile...

Almanlar gerçekten casusluk yapıyor olabilir henüz yargı süreci bitmediği, ortada iddianame olmadığı için yorum yapmak doğru değil.

Ancak bu insanları casuslukla suçlayıp tutukluyorsan, Dışişleri Bakanlığı konu ile ilgili elindeki belge ve bilgileri Alman hükümetiyle paylaşır.

Almanlar, durumu kabullenmek zorunda kalır.

Şu an yaşadıklarımız, Alman yetkililerin yaptığı sert açıklamaların dozunun giderek artması kafalarda bu konuda soru işaretleri yaratıyor.

Türkiye en yakın ticari partneriyle olumsuz sonuçlar doğuracak bir yola girdi.

İhracatın, turizm gelirlerinin, doğrudan yabancı yatırımların düştüğü bir dönemde, Almanya ile sorun yaşamak, ülke ekonomisini de olumsuz etkileyecek.

Maalesef bu tepki sadece Almanlarla sınırlı kalacak gibi de görünmüyor.

Almanya, dünyanın en büyük 7 ekonomisi arasında yer alıyor. Bu ülke ile patlak veren siyasi kriz, beraberinde ekonomik yaptırımlara dönüşürse birçok Batı ülkesinde giderek bozulan Türkiye algısını daha da olumsuz hale getirir.

Sonuçta söz konusu olan bir siyasi partinin geleceği değil, ülkenin geleceği...

Önceki ve Sonraki Yazılar