Eeey dolar!

Paramızın pul olduğu, bir sakızın 1-1,5 milyon TL’ye alındığı dönemlerde bir gün rahmetli,

sevgili hocam Prof. Sadun Aren’e sormuştum. (‘’Sen tıp doktorusun, Sadun Aren senin nereden hocan oluyor?’’ diye soracak olursanız, yaşamımda O’nun da öğrencisi olduğum bir dönem olduğunu belirtmek isterim.) Hocam diye sordum: ‘’Almanya’nın 1. Dünya savaşını izleyen yıllarda yaşadığı hiperenflasyon döneminde bir kararla, ülkenin bir kaç yıllık arpa üretimini karşılık göstererek yeni bir para bastığını (Reichsmark), halkın ‘’arpa markı’’ adını verdiği bu paranın diğer Avrupa ülkeleri paraları ile eşitlendiğini bir yerlerde okumuştum. Şimdi biz de mesela, Türkiye’de çok, başka ülkelerde az olduğu iddia edilen ‘’Bor’’ madenimizi karşılık gösterip yeni bir para birimine geçsek ve bu paramızın 1T.L=1 dolar olduğunu ilan etsek olmaz mı?’’


Sadun Bey, kendisine çok yakışan ince bir gülümseme ile ‘’olmasına olur da kimseyi inandıramazsın’’ dedi. Şimdi ekonomik durumumuz son hızla önündeki duvara doğru gidiyorken, dolar fiyatı her gün yeni bir tarihi rekor kırıyorken, ekonomi okuduğu iddia edilen, kendi deyimi ile ‘’az-çok’’ ekonomi bildiğini ifade eden Tayyip Bey, ‘’bir ekonomik darbe ile karşı karşıyayız’’ diyor. Bu darbeyi kimin planladığını, kimin yürürlüğe koyduğunu söylemiyor. Her zamanki gibi ‘’iç ve dış mihraklar ‘’diyerek, içte FETÖ’cülerden CHP’ye kadar, dışta ABD’den ‘’uzaylılara kadar bir sınır içindeki her devleti ve herkesi suçlu ilan ediyor ve dahi buna inanmamızı bekliyor. 


Binali Bey ise vurdumduymazlığın doruğunda. Türk Lirası bir kaç gün içinde yüzde 18- 20 değer kaybediyor, yani devalüasyona uğruyor, muhterem espri yapıyor: ‘’Dolar mı dolmaz mı göreceğiz; Heh heh he!’’ 


Tayyip Bey pratik adam! Ekonomiyi düzeltmenin bir tek yolu olduğuna inanıyor: Faizleri
düşürmek. Faizler düşerse yatırım artar, istihdam artar, üretim artar, ekonomi canlanır diyor.
Ama neden bir türlü ‘’Eey faizler, düşün ulan!’’ diye naralanmıyor? 

 

Dolar almış başını gidiyor. Türkiye’nin dış borçları durduğu yerde katlanıyor. Tayyip Bey
neden ‘’Eey dolar yerinde say!’’ komutu vermiyor? Onun yerine vatandaşa, ‘’yastık altındaki
dövizleri bozdurun’’ talimatını veriyor. Bir yastık altına ne kadar dolar sığar yahu? Gariban vatandaş, Tayyip Bey’in gözüne girmek için, zulasında sakladığı 300-500 doları götürüp TL’ye
çeviriyor; üstüne bir bardak çay ya da bir mezar taşı alıyor. Ayakkabı kutuları, evlerde her odada bulunan bir iki para kasası, dövizleri yüklenip yüklenip bir semt-i meçhule götüren kamyonetler utançtan kızarıyor. Bu dolar denen meret hiç utanmıyor. Binali Bey’e inat yapar gibi, ekonomik önlemler açıklanırken bile yükseliyor.

 


Bir psikolog, ülkemizde her an yaşanılan tecavüz olayları ilgili araştırma yapıyormuş. Bir
köyde, bir kaç kişinin tecavüzüne uğrayan bir kadınla söyleşi yaparken, ‘’Peki...’’ demiş, ‘’Sana tecavüz ederlerken sen ne hissediyordun?’’ Kadıncağız ne diyeceğini bilememiş, biraz düşündükten sonra, ‘’sanki beni şeydirlerdi’’ demiş. 

 

Bu iktidar da uzun zamandan beri bizi ‘’şey ediyor’’ ama nedense biz derdimizi anlatmayı beceremiyoruz.

 

NOT: 21 Kasım tarihli yazımda ‘’HDP’li milletvekillerini güvenlik kuvvetleri lâğım fareleri
gibi enselerinden tutup içeriye tıktılar’’ diye konuşan Bakan’ın Nurettin Canikli olduğunu yazmıştım. Yanlış hatırlamışım. Meğer Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi imiş! Düzeltir, özür dilerim. (U.C)

Önceki ve Sonraki Yazılar