Eey bağzıları (*)

Yazımın başlığını, Gezi eylemcilerinin o muhteşem ''Kahrolsun Bağzı Şeyler'' sloganından esinlendim.
Eeey bağzıları! 1950'li yıllarda Amerika, Kore'ye müdahale ederken Türkiye'den asker istedi. Siz, TBMM kararı bile olmadan askerlerimizi ABD Komutanlığı emrine, Kore'ye gönderdiniz. Buna karşı çıkan akademisyenleri, aydınları hapislere attınız, işlerinden, aşlarından ettiniz. Amerikan Genelkurmay Başkanı ''Bir Amerikan askeri bize günde 10 dolara, bir Türk askeri ise 10 sente mal oluyor. Türkiye'nin en ucuz ihraç malı askeridir.'' dedi. Duydunuz, utanmadınız.
60'lı yıllarda ''Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi'' diye sokaklara çıktık. Amerika'nın 6. Filosunu protesto etmek için toplandık. ''Kanlı Pazar''lar kurdunuz.  Tekbirler getirerek, sopalarla, bıçaklarla üzerimize saldırdınız. Aytaç Bey'i, polislerin gözü önünde bıçaklayıp öldürdünüz.
Amerika'nın Vietnam'a saldırısını protesto ettik. ODTÜ'de arkadaşlarımız, Vietnam'daki ''pasifikasyon'' adlı işkence programının mimarı, CIA yöneticisi, zamanın ABD Büyükelçisi Komer'in arabasını yaktılar. Siz, o  gençlerden birini, Taylan'ı, Beyazıt meydanında sırtından vurup öldürdünüz.
Zamanın Cumhurbaşkanı (kendisi eski bir Genelkurmay Başkanı idi) ''Ne yapalım, donumuza kadar Amerika veriyor'' dedi. Bir gün o donu çıkartıp, Kuzey Irak'ın Süleymaniye'sindeki gibi askerlerimizin başına geçireceklerini hiç düşünmediniz. Olunca da hiç utanmadınız.
Eeey bağzıları! 70'lerde,''Amerikan emperyalizmine hayır!'', ''NATO'ya Hayır'', ''Tam Bağımsız Türkiye'' diye gösteriler yaptık. Bizi copladınız. Dövdünüz. O zamanki ''bağzıları'', ''Ne yani, Amerika'nın kucağından kalkıp Rusya'nın kucağına mı oturalım'' dedi. Bu kadar ''kucaksever'' olmaktan utanmadınız.
Yurtseverlik, bağımsızlık aşkı, onurla yaşamak tutkusu sahibi olmaktan başka kusuru(!) olmayan kardeşlerimizi 70'lerde Ulucanlar'da darağacına çektiniz. Utanmadınız.
Şimdi, bu geçenler hep unutuluyor. ''Bağzıları'' , ''Eey Amerika!'' diye, ABD'ye ayar vermeye çalışıyor. Kendisini aldatan ''zengin eşinden, metresini bırakmasını umutsuzca dileyen dizi film karakteri gibi ''ya o, ya ben!'' diyor.
Basından izliyorum. Hergele koca  ne ondan vazgeçiyor ne ötekinden.
Eeey Bağzıları! Eski bir popüler şarkı gibi, ''Ne kadar ağlasan boş, ne kadar yalvarsan boş!'' Size dönmeyecekler!
 
(*): Bazıları şu (ğ)'ye takmasın; Gezici gençlerin bir ''Hoş''luğu.
 
NOT: Sayın Genel Başkan Yardımcım; Sevgili Selin; Annenin ve babanın, yarım yüzyılı aşkın arkadaşıyım, Onların ne özverili hekimler, ne yurtsever insanlar olduğunu en iyi bilenlerdenim. Kalpleri nefretle dolu bu insan müsveddelerinin sataşmalarına verdiğin yanıt göğsümü kabarttı. Gözlerinden öperim.

Önceki ve Sonraki Yazılar